Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Z a n a

Z a n a
@Zana_
Öğretmen
Mardin
10 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
"Kaçtınız demek. Kaçılır mı hep? Bu tedirginlik yaşanır mı boyuna, bilinmeyenin tedirginliği."
Reklam
“O büyük bir ruh ve idealistti. Hayatta “hep”i elde etmek için “hiç”in kısır çölünde yaşamayı tercih etmişti.”
''Çok empati kuruyorsunuz Başkomiserim'' dedi samimi bir tavırla.''Ne dünya bu kadar hassasiyeti kaldırır, ne insanlar bu kadar inceliği... Hakikat çok daha basittir, çok daha acımasız''.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kimi ruhlar evvelden aşinadır birbirine..
Çok tuhaftı, ağlayamadım. Ama ruhum paramparça olmuştu.
Reklam
Artık hiç bir şeyin değişmesine imkan yok,  lüzum da yok.
İnsan, uzaklara özgü bir varlıktır der Heidegger, hep kendinden başka yerdedir..
Ah Maria, niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz? Niçin rüzgârlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin?
Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi..
Reklam
Çok beklemiş sözleri dile dökerken bir düzene koymak kolay olmuyor.
Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan Boşlukta iki yalnız yıldız gibi Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız Ne kalacak bizden? bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden Bizden diyorum, ikimizden Ne kalacak?
Hayatımda hiç bu kadar mesut olduğumu, içimin bu kadar genişlediğini hatırlamıyordum. Bir insanın diğer bir insanı, hemen hemen hiçbir şey yapmadan, bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu?
Donarak ölmek gibidir ruhun çürümesi, için için eksilirsin, yavaş yavaş uyuşursun, hiçbir şey hissetmemeye başlarsın, sonra sen uykuya daldığını sandığında, ölmüşsündür aslında. Ölmüş olduğunu bile bilmemektir bu. Bak, şu meydanlar, caddeler, sokaklar, ölmüş ruhlarıyla yürüyen insanlarla dolu! Şu ölü halleriyle ne de aceleciler! Hayatta yetişecekleri hiçbir şey kalmadığı halde, hep bir yerlere yetişmeye çalışıyorlar! Ne hazin manzara!”
Ruhu çoktan ölmüştü, geriye öldürülecek yalnızca bedeni kalmıştı.
Bize hiçbir şey yapmadılar, sadece bizi en mutlak anlamdaki hiçliğin içerisine yerleştirdiler. Çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır bir baskı uygulayamaz.
Reklam
İnsanlara ne kadar çok ihtiyacım olursa onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu.
Ondan ayrılmanın bana güç geleceğini biliyordum. Fakat bunun bu kadar korkunç, bu kadar acı olacağını tasavvur edememiştim.
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin. Bunu sonuna kadar götüremediysen, kabahat senin değil... Bana hakikaten yaşamak imkânını verdiğin birkaç ay için sana teşekkür ederim. Böyle birkaç ay, birkaç ömür kıymetinde değil midir?
"Berlin' de yalnızsın değil mi? dedi. Ne gibi? Yani... Yalnız işte... Kimsesiz... Ruhen yalnız... Nasıl söyleyeyim... öyle bir haliniz var ki... Anlıyorum, anlıyorum... Tamamen yalnızım... Ama Berlin' de değil... bütün dünyada yalnızım... küçükten beri... Ben de yalnızım... dedi. Bu sefer benim ellerimi kendi avuçlarının içine alarak: boğulacak kadar yalnızım...
"Birbirimize söyleyecek hiçbir şeyimiz yok muydu?"