Okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. Her şeyden önce yazarın dili çok etkiledi beni. Eski Türkçe diyebileceğimiz kelimelerden zengin olması büyük bir kazanç. Sözlüğe bakma ihtiyacı duymak, yeni kelimeler öğrenmek, kitap okumanın amaçlarından biri olan kelime dağarcığını geliştirmek açısından çok faydalıydı. Ayrıca bir kez daha derdimizi anlatmakta güçlük çektiğimiz dilimizin aslında ne kadar zengin olduğunu, zamanla nasıl katledildiğini üzülerek farkettim.
Kitabı elime ilk aldığımda okuyamadım, ara verdim.( Kitapla alakasız, kendimle alakalı durumlardan ötürü.) daha sonra elime alıp yeniden başlayınca 1 hafta gibi bir sürede bitti, yani akıcı olduğunu söyleyebilirim. Hikaye çok ilginç, mizahının bana hitap eden bir tarzı vardı, kara mizah daha uygun bir adlandırma olabilir.Osmanlı’nın son dönemlerinden Cumhuriyet’e geçişi, zaman, saat, kişiler,Saatleri Ayarlama Enstitüsü üzerinden sembolize edişi çok güzel olmuş,bende hayranlık uyandırdı. Özellikle bahsettiği kişilerin, kurumların hatta eşyaların neyi temsil ettiğini çözmeye çalışmak çok keyifliydi. Düşünmeye zorlayan, bazı yerleri tekrar okuyup, durup üzerinde düşünme ihtiyacı hissettiğim harika bir eser. İnsanoğlunun değişime verdiği tepkilerin, hatta bence “sürü psikolojisi”nin hayatımızdaki olaylara yaklaşımımızda nasıl etkili olduğunun,bazen mantığımıza, vicdanımıza uymasa da menfaatimize uyduğu için, gelişmelere sessizce uyum sağlayabildiğimizin, bir süre sonra yalanla doğruyu karıştırma yeteneğimizin ne kadar zaman geçse de hep aynı kaldığını ve kalacağını farkettim.
Bittiği için üzüldüğüm kitaplardan biri oldu.