Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ayrılışlarım acıklı, hatta kötü olabilir, ama bir yerden artık ayrılıyorsam bunu anlatmak istiyorum. Bunu anlamadığınız zaman kendinizi daha kötü hissediyorsunuz."
"Tek başıma oynamalıyım bu acıklı sahneyi..."
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Önce bir firavunun mezarını seçtim konut olarak. Ama bu yeraltı saraylarında bir büyü dolanır durur, karanlıklar eski buhur dumanlarıyla yoğunlaşmış gibidir orda. Lahitlerin dibinden gelen acıklı bir ses duydum, çağırıyordu beni. Kimi zaman da duvarlara çizili korkunç şeyler birden canlanıveriyordu gözümün önünde. Kaçtım Kızıldeniz kıyısına kadar, yıkık bir kaleye sığındım. Orda, taşlar arasında sürünen akreplerdi yalnız arkadaşlarım; tepemin üstünde de kartallar dolanıyordu hep, mavi gökte. Gece pençeler tırmalıyor, gagalar ısırıyordu beni, yumuşak kanatlar sürtünüyordu üstüme. Korkunç ecinniler kulaklarımın içine var güçleriyle bağırıp yere seriyorlardı beni. Bir defasında, İskenderiye'ye giden bir kervanın yolcuları imdadıma geldiler, sonra da aldı götürdüler beni.
"Kısa bir yaşamın ardından, daha açmadan solan çiçekler gibi, bütün varlığını kaybettiği ölüme yürümektedir insan. Yaşam bundan ibaretse, durumu insan kadar acıklı başka bir canlı yoktur."
"Ben annemin kim olduğunu bilmiyorum," dedi Jon. "Bir kadın olduğu şüphesiz. Genelde öyle olur." Cüce acıklı bir gülüşle baktı Jon'a. "Şunu unutma evlat. Bütün cüceler birer piç olabilir ama bütün piçler birer cüce olmaya mecbur değil." Sonra arkasını döndü ve ziyafete katılmak için salona doğru yürümeye başladı ıslık çalarak. Salonun kapısı açıldığında üzerine vuran ışık avluda kocaman bir gölge yarattı ve bir an için Tyrion Lannister bir kral endamında göründü.
Öyle Günler Gördüm Ki
Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu, Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp, Hayaller alev alev beynimi yakar oldu. Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu. Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı, Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı. Öyle günler gördüm ki,
Reklam
"Demek ki şarkı söyleyen, bir asker, soğuğa, cezalara ve aşka duyarlı bir adam değil, düşmanca dikilen dağdı. Ne acıklı bir hata, diye düşündü Drogo, belki de her şey için aynı durum geçerlidir, çevremizde bizim gibi yaratıklar olduğunu düşünürüz halbuki olan, sadece, don ve yabancı bir dil konuşan taşlardır; bir dosta selam vermek üzereyizdir, ama kolumuz hareketsiz yana düşer, gülümsememiz yarıda kalır çünkü tamamen yalnız olduğumuzu görürüz."
Sayfa 77 - İletişim Yayınları
İnsan kendi acıklı hikayesine katlanıyor; o bir şey değil. Katlanılması zor olan onu dinlemek için bekleyen aç bir ordunun varlığıdır her zaman.
Benim hayatımın sahnesindeki şu kim­ bilir kaç perdelik uzun ve sessiz dramdan sanki daha mı hüzünlü, daha mı acıklı, daha mı yürekler parçalayıcıydı, o Demirhane Müdürü? Hayır, hayır; ne gezer.
Sayfa 23
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.