Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hep iş, hep çalışma, hep açlık, hep yoksulluk, hep gelecek korkusu içinde olacaklar. Bu korkular onları kör, sağır, sersem beyinleri işlemez yapacak...
144 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tropikal İklimde Bir Yazarın Acıları
Brezilya'daki varoş hayatı dibine kadar hissettiren bir roman. Rio de Janeiro'da yalnız başına yaşayan bir yazar olan Özgür'ün Kırmızı Pelerlinli Kent'i yazarken yaşadığı ölüm korkusu, açlık ve yalnızlıkla boğuşma sürecini işliyor. Etrafında bütün sefil ve çirkin olaylar dönüp duruyor. Tek kurşunla ölüp gidenler, hırsızlar,
Kırmızı Pelerinli Kent
Kırmızı Pelerinli KentAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 20121,292 okunma
Reklam
"O kadar ağır işler yükeleyeceğizki onlara, düşünecek bir anlık bile zamanları olmayacak. Bu karıncalara hiçbir zaman başlarını bile kaşıyacak bir süre tanımayacağız. Hep iş, hep çalışma, hep açlık, hep yoksulluk, hep gelecek korkusu içinde olacaklar. Bu korkular onları kör, sağır, sersem beyinleri işlemez yapacak. İnsan filler, insankarıncalara hep bunu yaparlar. "
Sayfa 165 - YKY filler sultanıKitabı okudu
-İçimdeki Kördüğüm- Şiiri (A.Kadir Üyümez)
Ruhumun derinliklerinde ulaşamadığım, Şuurumun ötesinde anlayamadığım Bir kördüğüm, bir karadelik var içimde: Bir türlü çözemediğim, dolduramadığım... Ne yaşama sevinci, ne de ölüm korkusu Ne zenginlik hevesi, ne de mal-mülk arzusu Ne ikbâl telâşı, ne de mevki-makam tutkusu Bir açlık var içimde; bir türlü doyuramadığım... Bazen, bir ceset gibi hissiz-ruhsuz yaşarım Bazen de volkan gibi dolar-taşar arzularım Kimi gün bulut olur, çöker başıma duygularım: Tufan olur, sel olur bir türlü durduramadığım... Ne mutlu bir yuvanın sadık, güzel dişisi, Ne şirin yavruların cıvıl cıvıl neşesi, Ne de sevda yelleri dağıttı başımdaki bu sisi: Lâbirente döndü hayatım, çıkışı bulamadığım... Yetiyormuş yaşadığını bilmek; sevse de, sevmese de Fark etmezmiş aslında; gelse de, gelmese de Meğer, vuslat önemli değilmiş sevginin özünde: Bir hayâl, bir rüya oldu artık uyanamadığım...
Sayfa 14 - Ay YayınlarıKitabı okuyor
556 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yorumlara başlamadan önce belirtmeliyim ki kuracağım cümlelerle romanın değerini yeterince anlatmazsam korkusu var üzerimde. Umarım korktuğum olmaz :) Tom Joad ile ufaktan romana giriş yapıyoruz . Ardından eski papaz Casy ile olaylar şekillenmeye başlıyor. Papaz Casy ve Tom Joad diyaloglarının insanda yarattığı etkiler çok dikkat çekici. Olay
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,3bin okunma
420 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kaç kez itiraf edilir ki aynı günah aynı insana?
"İnsanları çaresiz bırak, iç organlarından roket yaparlar! Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. " Bildiklerimiz insanlığa dair umutlarımızı yıkarken bilmediklerimiz bize neler yapacak? Hangi duvara çarpıp, hangi denizde
Daha
DahaHakan Günday · Doğan Kitap · 202313,7bin okunma
Reklam
... Övülme arzusu ve eleştirilme korkusu. Bu iki duyguyu normalinden çok yüksek seviyede hisseden kişi, saplantı derecesinde sevilmek, beğenilmek ve onaylanmak ister; eleştirilmekten ve reddedilmekten de alabildiğine korkar. Bütün davranışları "herkes beni beğenmeli, en popüler kişi olmalıyım" mottosu üzerine kurgulanır. İçindeki duygusal açlık artarak dayanılmaz boyutlara ulaştığında açlığını gidermek için önce ihlassız niyetlerle bir sürü göstermelik amel işler. Eğer bu aşamada eylemlerinin motivasyon kaynağını sorgulamaz ve niyetlerini düzeltmezse bu defa kalbindeki hastalık derinleşir ve yeterince takdir toplamadığını düşünmeye başlar. Zihninde dönen bu yeni düşünce onu daha çok takdir toplamak, daha iyi görünmek ve daha çok sevilmek için nifakın en tepe noktasına taşır. İşte o son nokta, yapmadığı halde yapıyormuş gibi görünmektir. Böylece kişi yapıyormuş gibi görünerek yalan bir hayatın içine düşer. Artık onun her şeyi yalan üzerine kurgulanır. Yedeğinde daima ekstra sevgi, ilgi ve beğeni kazandıracak maskeler taşır.
Sayfa 180 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
88 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Para Hırsı Yüzünden Yok Olan Hayatlar
Bugün
Honore de Balzac
Honore de Balzac
'ın kısa; ama çok anlamlı bir hikâyesinden bahsetmek istiyorum:
Efendi Cornelius
Efendi Cornelius
.
Honore de Balzac
Honore de Balzac
bu öyküsünde 19. yüzyıl insanını eleştiriyor. İnsanlık Komedyası eserinin felsefi inceleme bölümünde yer alan bu öyküde insan olmanın acıklı hikâyesi ele alınıyor. Kral’ın haznedarı olan
Efendi Cornelius
Efendi Cornelius
’un kendinden çok değer verdiği hazinesinin çalınması
Efendi Cornelius
Efendi CorneliusHonore de Balzac · Can Yayınları · 2022125 okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İnsanları sevmekle yaralandım. Teselliyi hayvanları sevmekte buldum.
“1937’de doğdu Hiç uçurtması olmadı.” (s. 11) Ölmeden bir sanatçı ile tanışmak isteseniz kim olurdu? Kitabı okumadan önce de Cüneyt Arkın derdim sanırım bu soruya. Ama okuduktan sonra öyle bir bağ kuruldu ki içimde artık istesem de başka cevap veremem sanırım. Sahi, nasıl bilirsiniz kendisini? Battal Gazi, Kara Murat, Dünyayı Kurtaran Adam, Türk
Benim Kahramanım Türk Halkıdır
Benim Kahramanım Türk HalkıdırCüneyt Arkın · Kırmızı Kedi Yayınevi · 0172 okunma
O kadar ağır işler yükleyeceğiz ki onlara, düşünecek bir anlık bile zamanları olmayacak… Hep iş, hep çalışma, hep açlık, hep yoksulluk, hep gelecek korkusu içinde olacaklar. Bu korkular onları kör, sağır, sersem, beyinlerini işlemez yapacak.
Sayfa 165 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Einstein'a göre geçmişten günümüze din palavrasının oluşum süreci
İlkel insanda dinsel düşünceleri yaratan korkudur her şeyden önce: açlık korksu, vahşi hayvan, hastalık ölüm korkusu. Varlığın o döneminde, olayların nedenleri arasındaki ilişkileri anlamaya gücü yetmeyen insan kafası az çok bize benzer varlıklar oluşturmuş ve korkulan olayları onların isteklerine ve eylemlerine bağlamıştır. Bu varlıkları bizden yana davrandırmak ve öfkelerini dindirmek için insanlar bir takım işler yapmayı, kurbanlar vermeği düşünmüşler ve bunlar çağdan çağa aktarılarak inanç olmuştur. Buna korku dini diyorum. Bu dini kimse yaratmamış, özel bir din adamları bölüğünün kullanılmasıyla dondurulmuştur. Bu bölük kendine, korkulan varlıklarla halk arasında bir aracı süsü vermiş ve yönetici güç durumunu bunun üzerine kurmuştur. Çoğu zaman önder, hükümdar ya da ayrıcalıklı bir sınıf, yeryüzündeki egemenliğini güçlendirmek için, ona dinsel görevler eklemiştir, ya da politik gücü elinde tutan sınıfla papaz sınıfı arasında bir çıkar ortaklığı kurulmuştur. ikinci dinsel kuruluş kaynağı toplumsal duygulardır. Baba ve anne, büyük toplulukların başındaki yöneticiler ölümlü ve yanılabilir insanlardır. Yönetilme, sevilme ve korunma özlemi, koruyan, karar veren, ödül ve ceza veren bir kader Tanrı kavramının oluşmasına yol açmıştır.
Orhan biliyordu ki, devrinin birçok asayiş memurları bu Tayfur ve Ayıboğan İbrahim gibi zebunküştürler; biraz eğilene tekme atmak ve biraz yukarıdan alana yalvarmak, eteğine sarılmak onlarda müşterek bir mizaç haline gelmiştir. Kendilerinden kuvvetli olana karşı ziyan ettikleri gururu daha zayıfların izzetinefsini yağma ederek telâfiye çalışırlar. Niçin? Korkarlar. Aç kalmaktan korkarlar. Etek öpmek bundandır. Açlık korkusu.
İNSANLARI. DİNE VE TANRI'YA İNANMALARINDAKİ EN BÜYÜK NEDEN KORKU...
İlk insanlarda, dini düşünceleri harekete geçiren şey her şeyden çok korkudur - açlık korkusu, vahşi hayvanlar, hastalık ve ölüm. Varoluşun bu erken döneminde, nedensellik anlayışı genellikle az gelişmiş olduğu için, insan aklı, irade ve davranışlarıyla bu korkunç olaylara neden olan varlıklar yaratır.
ölmek birşey değil dostlar hergün ölmek güç açlık o başka ölüm açlık korkusu beter ne atom ne hidrojen ne yangın dağları dümdüz etmeğe - dostlar aç çocukların çığlığı yeter
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.