Ah o eski doktorlar nerede. Şimdi en ufak bir hastalıkta seni hemen makinelerin içine sokuyorlar. Oysa eskiler öyle miydi? Hipokrat üstat gözüne bakar bakmaz hastalığını anlardı.
Cemal Süreya'nın mektupları...
Beni benden aldınız!
Kalemi büyük olan sanatçıların aşkları da büyük hep. Belki de aşklarının büyüklüğüdür onların kalemlerini böylesine güzel kılan, onlara böylesi satırlar yazdıran... İyi ki sevmişler ve
Sanat ve edebiyat çok yaşlı olduğu için geçmişe fazlasıyla değer verir. Bilim ve teknoloji ise gençtir ve asla eskiyi kutsamaz. Geçmiş bilgilerden önemli dersler çıkarır ama yönü her zaman gelecektir. Mesela etrafındaki herhangi birinden şu tarz cümleler duymazsın:
" Ya akıllı telefonlar çok iyi ama hiçbiri Graham Bell'in tasarladığı o ilk telefonun yerini tutamaz."
" Ah o eski doktorlar nerede. Şimdi en ufak bir hastalıkta seni hemen makinelerin içine sokuyorlar. Oysa eskiler öyle miydi? Hipokrat üstat gözüne bakar bakmaz hastalığını anlardı."
Bazı dizeler vardır, alıp çocukluğuna götürür seni. İstesen de dönemezsin.
Misket oynadığın, salçalı ekmek yediğin, mahalle maçları yaptığın, akşam ezanı zorla eve döndüğün yıllara...
Fahriye Abla şiiri...
Çocukluğumda bütün Türkçe kitaplarında olurdu. O yüzden şairi tanımayan birçok kişi bile en azından Fahriye abla ile tanıştır:
Merhaba 1K okurları!
Tesadüflere inanmadığımı, her şeyin bir nedeni ve sebebi olduğunu bir çok kere söylemiş olmama rağmen yazmadan geçemeyeceğim. Ve yine günlerden bir gün çok güzel bir mesaj aldım. "
Dil kitabını hediye olarak göndermek istiyoruz,..." mesajı istekler kutumdaki bir çok mesajdan biriydi. Hisslerim bana; "Bu
Agapi sözlük anlamı; koşulsuz, şartsız, fedakâr, özverili, bencillikten uzak bir aşk anlamına gelmektedir. Yazara göre de, ölümsüz aşk.
Ölümsüz aşk, var mıdır? Yoksa insanoğlunun hayata tutunmak adına, ortaya attığı bir deyim midir? Kim bilir!...
Ama halk arasında yaygın olan bir söz vardır ki, " Aşık olmayan insan, yaşamış sayılmaz. "