Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-A hanımcığım, siz de niçin sizi istemeyen bir insan üstüne bu kadar düşüyorsunuz? O sizi tekmeliyorsa siz de onu tekmelersiniz, olur biter, dedim. Manastırlı hanım, cahilliğime acır gibi, gülümseye gülümseye: -Ah hemşireciğim, gözümü açtım, onu gördüm. Bunca yıl bir yastığa baş koyduk. Kocadan ayrılmak kolay mı? dedi ve sesini titrete titrete: "Anadan geçilir, yardan geçilmez" diye bir beyit okudu. Ben, adeta hiddetle: -İnsan, kendini aldatan bir erkeği nasıl sever? Ben bunu anlayamıyorum, dedim.
Ah, insanlar niçin her şeyi anlayamıyorlar? Beş dakika, on dakika, yarım saat kendilerin unutsalar, kendilerini karşılarındakinin yerine koysalar, tam onun gibi-fakat hiç eksiksiz ve tam- onun gibi duysalar, her şey ne kadar yerli yerinde olacak. Hayır! İlla ki zıddiyetler, öfkeler, yanlış anlaşmalar, kıskançlıklar, inatlar, şüpheler, halim olmak arzuları..
Reklam
Ah Maria, niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz? Niçin rüzgârlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin?
Sayfa 164
Ah, niçin ondan hep elinden gelmeyen şeyler isteniyor, hiç onun arzusu sorulmadan, ne kadar acı çektiği, çekeceği merak edilmeden niçin ona böyle eziyet ediliyordu?
Sayfa 169 - İthakiKitabı okuyor
Bilmez miyiz...
-...Ancak sen dışarı gidemezsin. Senin için hayli tehlike var. -Niçin efendim? -Niçini var mı, kızım? Sebep meydanda. Müdür Efendi gülüyor, eliyle yüzümü göstererek Naime Hocanıma işaretler yapıyor, fakat meydanda olan bu sebebi bir türlü söylemiyordu. -Ben daha açık söyleyemem. Sen kadınca daha iyi anlatırsın Naime Hanım, dedi. Sonra sakalını iki yana sallayarak kendi kendine konuşur gibi ilave etti: -Ah, sen bilsen dışarılarda ne yaman ibni yamanlar vardır!
Ah!.. Anneciğim! Anneciğim! Gönlüme niçin bu kadat iyilik verdin?
Reklam
Güzel Türkistan sana ne oldu, Hiç vakitsiz güller soldu. Bilmem niçin kuşlar ötmez bahçelerinde, Ah, bahçelerinde...
Ah bir kez dokunduğunuz her şeye niçin önüne geçilmez bir sadakatle bağlanıyorsunuz,
Ama ah! Bütün iyi niyetime karşın, Hayal kırıklığı sarıyor yine gönlümü. Seller niçin bu denli çabuk kurur, Niçin gene susamışlık içinde kalakalırız? Süregiden deneyimimdir bu Ama, yoksunluğumuzu gidermek mümkün: Öte dünyanın değerini anlamaya, Tezahürüne özlem duymaya başlarız,
Sayfa 2 - Öteki Yayınları Çalışma Odası
Reklam
''İşte, yolunuz ve amacınız... buradan sürüleceksiniz hayata; girdap ve kasvet yoldaşınız olacak. Ayrılık, damarlarınızda vücut bulacak ve sizler, çılgınlaşacaksınız bu sokaklarda... karanlıklarda hüzünlenecek, ağlayacak; bir parça sevinç için umutlarınızı yakacaksınız... sessiz ve sakin olmayı öğretmelisiniz kendinize, yahut bizler size öğretmeliyiz. Dizginlenecek, ses çıkartamayacak, afallayacak ve istemsiz mahkûmlar olarak hayatınıza devam edeceksiniz. Yalnızlık... yalnızlık, ah yalnızlık... hüküm sürecek beraberinizde, öncelerde çektiğiniz acılar etinizde bizlerin açtığı darbeler olarak kalacak, iyi insanlar sizden korkacaklar!.. Bakacaksınız hayata, ''niçin buradayız dostlarım, bir hüznü yaşamak için mi?'' sıkıntılarla boğuşacak ve paramparça edeceksiniz yüzlerinizi, bizlerse sizin sıkıntılarınız üzerinde şehirler yükselteceğiz, acınıza gülümseyecek, mutluluk adına şarkılar yazacağız...'' D.p -karanlıkların haykırışı-
Ah şu insanlar...
Niçin durup dururken yalan söylemek ihtiyacını duyuyorlardı?
“Perşembe akşamı,” demiş, “babamın çocuklarla geleceği Noel akşamı herkes armağanını alacak, siz de o akşam gelin ama daha önce değil.” — Werther afallamış. - “Sizden rica ediyorum,” diye söze devam etmiş Lotte, “olması gereken bu, huzurum için rica ediyorum, olamaz, bu böyle sürüp gidemez.” — Werther ondan bakışlarını uzaklaştırarak “Böyle sürüp gidemez!” diye murıldanmış. — Bu sözcüklerin ona ağır geldiğini hisseden Lotte, birçok soruyla onu düşüncelerinden uzaklaştırmak istemiş, ama nafile. — “Hayır Lotte,” demiş Werther, “sizi bir daha görmeyeceğim!” — “Nedenmiş?” diye karşılık vermiş Lotte, “Werther bizi yine görebilirsiniz, görmelisiniz de, yalnız ölçülü olmak şartıyla. Ah bir kez dokunduğunuz - her şeye niçin önüne geçilmez bir sadakatle bağlanıyorsunuz, ruhunuz niçin bu kadar şiddet dolu? Sizden rica ediyorum,” diye sürdürmüş konuşmasını, Werther'in elini tutarak, “ölçülü olun! Zekânız, bilginiz, yetenekleriniz size çok şey vaat ediyor! Erkek gibi davranın, sizin için üzülmekten başka bir şey yapmayan bir insana duyduğunuz üzücü bağlılığa bir son verin.” — Werther dişlerini gıcırdatırken mahzun mahzun ona bakmış. Lotte onun elini tutmuş. “Bir an sakin sakin düşünün Werther!” demiş Lotte. “Kendi kendinizi kandırdığınızı, bilerek kendinizi mahvettiğinizi anlamıyor musunuz? Niçin ben, Werther? İlle de ben, niçin bir başkasına ait olan ben? İlle de ben? Korkarım, korkarım, bu arzuyu sizin için bu kadar cazip kılan şey, bana sahip olmanızın olanaksızlığıdır. ”
Sayfa 103 - Lotte'nin, Werther'in kendisinden uzaklaşmasını istemesi üzerine...Kitabı okudu
kadınlar,kuruntular ve muhtemel ilişkilerin hazin sonu….
Delikanlı birdenbire bir şey anlamamıştı: - Şimdi böyle mi oldu? dedi. - Onu size sormalı. .. Nasıl olduğunu elbette siz benden daha iyi bilirsiniz. - Lakin söylediklerinizden bir şey anlayamıyorum. - Tabii anlamazsınız, anlamak istemezsiniz ... Çünkü bu işinize gelmez. - Lakin rica ederim, bana bunu izah ediniz. Emin olu­nuz ki ne demek
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.