Biraz önce farkında olmadan çıkardığım kazığa baktım. "Yapmam gerekeni. Onu öldürmeliyim."
"Güzel," dedi Adrian. Rahatladığı belliydi. "Sevindim." Bir sebepten, bu laf beni rahatsız etti. "Tanrım," dedim öfkeyle. "Rakibinden kurtulmaya o kadar mi heveslisin?"
Adrian'ın yüzündeki ciddi ifade değişmedi. "Hayır. Ama o yaşarken ya da bir bakıma yaşarken diyelim sen tehlikedesin. Ben de buna katlanamıyorum. Hayatının tehdit altında olduğunu bilmeye dayanamıyorum. Ve Rose, o ölmedikçe güven- de olmayacaksın. Güvende olmanı istiyorum. Buna ihtiyacım var. Başına... Başına bir şey gelmesine izin veremem.'Öfkem belirdiği gibi çabucak kayboldu. "Ah Adrian, çok, çok üzgünüm..."Beni kollarına almasına izin verdim.
Rose sonunda anlayıp, “Ah! Caz sevmiyorsun değil mi? Ben de sevmiyorum!” dedi, ikimiz de o kadar çok güldük ki Bayan Lovelace eliyle sus işareti yaparak bizi uyardı. Hayatımda hiçbir öğretmen sınıfta biriyle konuşuyorum diye beni uyarmamıştı! Bu dünyadaki en güzel duygu olabilirdi! Diğer çocuklar gibi hissediyordum.
‘Ah, on what little things does happiness depend! I have read all that the wise men have written, and all the secrets of philosophy are mine, yet for want of a red rose is my life made wretched.’
-Nedendir bilmem, bu ölüm beni çok sarstı...Oysa birbirimize hiç de nazik davranmamıştık. Anlıyorsunuz ya, tam bir salaklıktı bu yaptığım...Ah, ah! Kafam çok karışık, ölmeyi istemeye başladım, dünyanın sonu geldi sanki...
Ah! Bir hapishanede olmak ne büyük bir alçalma! Burada bulduğunuz bir kuşun kanadında çamur vardır; koparıp kokladığınız güzel bir çiçek iğrenç kokular yayar.
Sayfa 31 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Rose sonunda anlayıp, “Ah! Caz sevmiyorsun değil mi? Ben de sevmiyorum!” dedi, ikimiz de o kadar çok güldük ki Bayan Lovelace eliyle sus işareti yaparak bizi uyardı. Hayatımda hiçbir öğretmen sınıfta biriyle konuşuyorum diye beni uyarmamıştı! Bu dünyadaki en güzel duygu olabilirdi! Diğer çocuklar gibi hissediyordum.
Alas, that Spring should vanish with the Rose!
That Youth's sweet-scented Manuscript should close!
The Nightingale that in the Branches sang,
Ah, whence, and whither flown again, who knows!
“Ah, on what little things does happiness depend! I have read all that the wise men have written, and all the secrets of philosophy are mine, yet for want of a red rose is my life made wretched.”
Rosie, «Lütfen susun,» dedi. «Moralimi yükseltecek bir şey istersem, göğsümü
dimdik gösterecek bir sutyen alırım.» Ömrü boyunca bir erkeğe buna biraz olsun benzeyen hiçbir söz söylememişti. Üstelik
"Noktalı virgülü sever misin?"
"Ah hem de nasıl."
"Hımmm ben de. Çok az kullanılıyor, noktalı virgül seven birini tanımak o kadar güzel ki."
"Noktalı virgülleri bu kadar iyi kullanan birini bulmak zor."
"Noktalı virgünün cümleleri birbirinden ayırırken birleştirmesi çok hoşuma gidiyor."