“Gençler, sizler Müslüman bir ailenin çocuğu olarak Türkiye'de dünyaya geldiniz. Aileniz sizi bu fakülteye yönlendirdi. Mezun olunca bu dinin savunuculuğunu yapacaksınız. Farz edin ki Fransa'da Katolik bir ailenin çocuğu olarak doğsaydınız o zaman papaz okuluna gidecek ve Hristiyanlığı savunacaktınız. Tel Aviv'de doğduğunuzda Haham, Hindistan'da doğduğunuzda Budist, Moskova'da doğduğunuzda ise büyük olasılıkla ateist olacaktınız.
Sevgili gençler, iki tür iman vardır: 1. Tahkiki (araştırarak) iman, 2. Taklidi iman. İnanacaksanız; düşünerek, sorgulayarak inanın. Annem, babam ve çevrem inanıyor diye körü körüne hiçbir şeye inanmayın.”
Türkiye’de de ailenin onayı olmadan gerçekleşen evliliklerde kadınların yakın çevrelerinin desteğinden mahrum kalmaları yaşadıkları şiddetin artmasında bir etken olabilir.
Metis Yayınları 3. BaskıKitabı okudu
Ülkenin buhranı toplumun buhranı olur, toplumun buhranı ailenin. Ve aile, gelenek olduğu üzere, içinden en zayıf olanı psikiyatri kliniklerine kurban verir.
Sayfa 35Kitabı okudu
Bir ailenin çocuğuna, bir toplumun vatandaşına yapabileceği en büyük kötülük onun insan potansiyelini heba etmektir.
Sayfa 137 - Kronik KitapKitabı okudu
"Sanırım her ailenin bir yüz karası var."
Sayfa 87Kitabı okudu
Burjuvazi, ailenin duygusal peçesini çekip indirmiş, aile ilişkisini basit para ilişkisine indirgemiştir.
Sayfa 56
Bir ailenin hayatı ne kadar kötü gitse, gene de ana baba insana düşman, yabancı olmaz. Yılda bir olsun sevgi gösterirler. Hiç olmazsa o zamanlar bir yuvan olduğunu anlarsın. Ben ailesiz büyüdüm; belki de ondan böyle... duygusuz oldum.
Sayfa 102Kitabı okudu
Üniversiteyi yeni kazanan öğrencilerin iç sesi sanki..
PYOTR:
_Üniversiteden uzaklaştırılma cezam dolunca doğru Moskova'ya gideceğim ve buraya da önceden olduğu gibi bir haftalığına geleceğim, fazla değil. Üç yıllık üniversite yaşamından sonra evden, tüm bu cimcrilikten, küçük burjuva kargaşasından gına geldi... Ailenin büyüsünden uzakta, yalnız yaşamak güzel şey!..
Sayfa 12Kitabı okudu
