Mehmet Akif nasıl Diyanet patentli hutbelerin en fazla aşındırdığı tok sesli bir azarlama konservesine indirgenmişse; Necip Fazıl nasıl sadece Sakarya Türküsü 'ndeki, Zindandan Mehmet'e Mektup'taki öfke virtüözüyse, Yahya Kemal nasıl sadece şanlı sayfalar müzesiyle İstanbul kartpostalından ibaretse benzer modülasyon tuzağına Nazım Hikmet de düştü, düşürüldü.