Sekiz öyküden oluşan, Livaneli'nin sosyolojik, politik ve dini ideolojilerini her hikayeye ayrı ayrı serpiştirip sentezlediği orta güzellikte bir hikaye-öykü kitabıdır.
ARAFAT'TA BİR ÇOCUK.
Ülke ismi belirtilmese de, benim Almanya olarak tezahür ettiğim bir ülkede, hem gurbette hem sılada yabancı olan Alamancı bir ailenin küçük çocuğu
ÖĞRETMEN TÜRKÜLERİ
Altmış ikilerde Van'da,
Gevaş'ta Artos dağlarının eteği kardan Karların içinde bir evcil şahan
Kendi on dokuzunda
Çocuklarıyla halaya durunca
Kurtlar kuşlar el çırpardı
Abece dağılırdı coşkudan
Türk güçsüzden, yenikten yanadır; Alman güçlüden, yenenden yanadır. Niçin böyledir? Çünkü Türk insanı çok ezilmiş, çok yenilmiştir. Alman insanı da çok yenilmiştir ama yenildiğinde bile yenginlerden güçlü olduğuna inanmış, yeniden yendiğini ummuştur.
Sıradan ve banel olarak nitelendirdiğimiz bir insanın yüreğinde ne gibi kırılganlıklar ne gibi yaşanmışlıklar ve yaşanmamışlıklar olabileceğinin vücut bulmuş halidir Raif bey.
İlmi açıdan kendini yetiştirebilmesi için babası tarafından Alamanya'lara gönderilen Raif Bey'in, bir sergi salonunda hesapta hiç de yokken otoportrenin birinde
"Ben hep korkudan korktum. Korkudan çok korktum. Roman yazdığım zaman içimde bir korku hissetmezdim. O yüzden bu kitapta da korkuyu anlattım," diye açıklar Yaşar Kemal bu romanının temasını. Esinlendiği gerçek olay ise askerliği esnasında Kayseri'de kasabada halk bir kayanın üzerlerine düşeceğinden çok korkarlarmış ve onu demir bir
15 aralık 1941 yılında gelen bir gemi...
24 şubat 1942 yılı ilk baştaki amaçları neyse onun gerçekleştirildiği zaman.
Yaşamak için ellerine geçen şanslarını kullanan, bir o kadar da ölüm ihtimalleri yüksek olan çoluk çocuk, genç, ihtiyar. Hastalık, soğuk, yemek, pislik her türlü sıkıntı...Umut dolu yaşam savaşı....Ve hep denizin üzerinde...
Okuduğum kitapları hep gerçek yaşammış gibi hayal edip okurum ama bu bambaşka... gerçekten yaşandığını bilmek çok acı...
"Alamanya bizden krom almaz" vs... vs....
Maddi değerler uğruna, manevi! değerlerden vazgeçmek...
Hep söylüyorum Allah'tan müslümanız, Allah' tan... Kula kulluk edene yazıklar olsun diye şarkılar yapıp ve komik ki en başta bunu yapan biz oluyoruz.
Sayfa 6 "İnsanoğlu planlar, Tanrı güler"
Dili, dini, ırkı her ne olursa olsun her canlının yaşama hakkı var. Ki bu bir katliam, utanç verici- yüz kızartıcı... ne ilk ne de son ama bu bir gerçeği değiştirmiyor; ortaksınız, suçlusunuz ve katilsiniz, bunun hiçbir bahanesi olamaz!!!
StrumaHalit Kakınç · Destek Yayınları · 2012757 okunma
Bizim evin bir özelliği daha var. Evimizde karınca, sinek, tespihböceği, kırkayak, akrep, çıyan, solucan, sümüklüböcek, karafatma, hamamböceği, örümcek, tırtıl, güve gibi bilinen bilinmeyen ne kadar haşere varsa hepsi bulunur. Bu apartman ilk yapıldığı zaman İstanbul Üniversitesi'nde ders
veren bir Alman zooloji profesörü bizim katta araştırma yapmış. O zamana kadar zooloji dünyasının bilmediği üç tür haşere keşfetmiş burada. Yine bizim kattan dünyanın en zengin haşere koleksiyonunu elde etmiş. Apartman sahibimiz, bize bu katı kiralarken bunları anlatmış ve şöyle demişti:
- "O Alman profesür, dedi ki, yazık size dedi, hiçbişeyin kıymatını bilmiyorsunuz, dedi. Eğer böyle biyer bizim Alamanya'da olsa, orasını hemen hayvanat muzası yapardık,
dedi. Çocuklarını hiç mektebe göndertmeye lüzum yok. Burada herbir hayvanı görür, öğrenirler. O sebepten kirayı on para indiremem. Ucuz bilem viriyorum."
¶¶
8 - İtalya'da ve Alamanya'da faşizmin çıkmasına destek olanlar
şimdi, kendi evlatlarını yiyen devanaları gibi
onları yıkmakla meşgul...
Bu tezadın manası yok mu?
¶¶
Sayfa 1474 - Nazım Hikmet Bütün Şiirleri, YKY Yapı Kredi Yayınları, Memleketimden İnsan ManzaralarıKitabı okudu
İşçinin hep işçi, üstelik işçi çocuğunun da kuşaklarca hep işçi kalmasının istendiği, kapitalizmin bu en katı kuralının işlediği ülkelerden biridir Almanya.