Onunla aşkımız, o diyorum ona,
Bir kez söylenmiş ve istense de
Bir daha geri alınamaz
Kırıcı sözler gibiydi
…
Parmakları her yana döner
Bir yetenek gibi gelişirdi
Dursuz duraksız güdülerime
Bir şeyler katardı düşüncemsi
Birinin ısırığı badem şekeri
İç kaslarıyla uçar biri
Yüz kez yırtılmıştır gömleğim
Doksan dokuz kere dikildi
Kısacası o yıllardan ben
Hayatım karışık çantam gibi
İki kişiyi birden severdim
Karnemde sevinç bir aşk iki
Bana göre 14-12-1914 günü Sarıkamış alınabilirdi. Çünkü 13 Kânunuevvel [Aralık] akşamı 28'inci Fırka [Tümen] Sarıkamış'a gelmişti. Bizim üç fırkamız vardı. Düşmanın ise kuvveti bizimkinden çok azdı. Takviye birlikleri daha yollarda idi.
Platon o dönemki devlet anlayışlarını Sokrates'in ağzından eleştirmekte, olması gereken üzerine kafa yormaktadır. Ona göre idari düzen yiğitlik, şan şöhret üzerine kurulmamalıdır (Timokrasi) çünkü o zaman her zaman bir düşman tehdidi söz konusu olacaktır. Bu düzende sürekli savaşlar mevcut olur, insan ve toplum kendisini gerçekleştiremez.
Hayatımda okuduğum en ilginç kitap diyebilirim...
Kay ve Theo yeni evlidir. Kay gezici bir sirkte arkaplanda akrobat olarak çalışır Theo ise hayatını tercuman olarak devam etirmektedir ve Kay'ın işi sebebiyle zaman zaman seyahat etmektedirler ama bu en son geldikleri yerde sihirli bir birinden güzel kuklaların olduğu ama her zaman ışıkları yanmayan kapıları kilitli karanlik bir dükkan vardir
Peki bu bir birinden güzel canli gibi kuklalarin oldugu dükkan neden hep kapalidir neden ışıkları hiç yanmiyordur ?
Herşey o gece sirk sahibinin içinde Kay'ın da bulunduğu
2. Planda ki akrobat kızları gece dışarı çıkarması ile başlar.. Kay o gece kaybolur ve bir daha ondan haber alınamaz..
Spoiler olabilir bazıları için bundan sonrası gerçi benzer cümle arka kapakta da yazıyor...
Kitabı 1 saniye elinizden bırakmak istemiyceksiniz ve akilarda hep şu soru olacak
Thoe Kay'ı bulabilecek ve tanıyacak mi ?
Kay ya her şeyi unuttuysa ?
Peki ya sonra ?
Kay'a ne olmuştur ?
Kitabı ve olayları 2 karakterden takip ediyoruz Kay ve Theo olarak.
Kitap bana ilk başta Alice'in sihirli dünyasını anımsattı bir kadın ve fantastik bir dünya kitap psikolojik - gerilim kategorisinde çıkmış ama bana göre psikolojik - gerilim den çok heyecan ve merak uyandırıcı olarak tanımlana bilir ama malesef oyle bir kategori yok
Oblomov hiçbir zaman yalanın idolüne boyun eğmez, ruhunda hep temiz, hep aydınlık, hep onurlu olur... Kristal gibi, saydam bir ruhtur bu; böyle insanlar az olur; nadir olurlar; kalabalıkta bir inci! Kalbi hiçbir şeyle satın alınamaz; ona her yerde ve her şeyde güvenilebilir.
|Anılarım arasında en değerlileri arasam, hiçbir servetin sağlayamayacağı olanlardır kesinlikle. Bir Mermoz
ya da onun dostluğu para ile satın alınamayacak bir hazinedir.
O uçuş gecelerini, yıldızları, o iç rahatlığını parayla satın alamazsınız. O bin bir güçlükle varılan yerden sonraki
dünyanın aldığı yepyeni çehre, o ağaçlar, çiçekler, kadınlar, o ışıyan günle birlikte kavuştuğumuz yaşamın bıraktığı mutluluklar parayla satın alınamaz. Düşman gruplar
arasında geçen o gece, parayla satın alınabilir mi?|
Ben tesellisi mümkünsüz bir felâketin, intikamı alınamaz bir mağlûbiyetin şaşırttığı bir adamım. Yeisimi tenvîm için dimağımı tarih mütalaasıyla yoruyorum.
Sayfa 141 - yapı kredi yayınları, ıv. baskı, mart 2020, istanbul
"Hapishanelerde dövmenin, zamanı ve bedeni gardiyanların daimi soruşturmasına teslim eden kapatılmayla kimliğin silinmesine karşı kişisel direnişin tercümesi olması anlamlıdır. Mahkûm için dövme, özerklik kaybının geçici olduğunu, bedeninin elinden alınamaz has bir mülk olduğunu vurgular, damga bedenden çıkartılamaz. Yaşamı üzerinde hakimiyeti olmasa bile, bedeni elinin altındaki bir nesnedir ve kişisel egemenliğinin bedeni üzerindeki gücü neredeyse sınırsızdır."
Bir hayat kadınına gidiyorsun: Para ödüyorsun, çünkü onunla sevişeceksin, o incinir çünkü o bir mal değildir; ama sen onu bir mala indirgersin.
Hayat bir şekilde onu pazarda bir nesne olmaya zorlamıştır.
En çirkin kadın bile en güzel hayat kadınından daha güzeldir, çünkü bir nesne değil de bir kadın olmak bir zarafet, bir asalet verir.
En güzel hayat kadını bile çirkindir. Ve ona giden insanları hiçbir estetik anlayışları yoktur.
Öncelikle bir kadını bir nesneye indirgediysen onunla nasıl birlikte olabilirsin? Cansız bir mankenle sevişirsin. Bir cesetle sevişirsin. Paranla sevişirsin.
Bir insanla sevişmezsin, çünkü bir insan içselliktir ve bir insan satın alınamaz.
Her zaman etrafına bak ve insanın anlaşılması zor olduğunu göreceksin. Bedeni ele geçirebilirsin, ama ruhu ele geçiremezsin. Bunu kimse yapamaz.