EsselâmuAleykûm
1.yorumda "Şeriatcılar burda barınamıcaklar artik:))" diye yorum yapan sözde okur vatandaşımızın(şaibeli) sözlerini kâle alıp bir açıklama yapacağım.
Şöyle ki; şeriatçılar bu ülkeye başka ülkeden gelmediler! Onların atası, soyu sopu şeriatçıydı.
Sen kalkıp ta ne had bilmezlikle burda barınamazlar diye konuşursun be
Yeğenim henüz iki yaşında, adı Muhammed. Parka doğru yol alıyoruz. Ailenin ilk torunudur kendisi. Bir dediği iki edilmiyor haliyle. Parkta oynayan çocuklar görüyoruz. Hallerine bakınca Suriyeli ya da Afgan olduklarını anlıyorum. 3 çocuk kendi aralarında top oynuyorlar. Topları bizim tarafa doğru geliyor. Tam yanımıza gelince Afgan oldukları belli
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Elhamdülillahi rabbil âlemin. Essaletu vesselemu alâ rasulilleh.
Besmele, hamdele ve salveleden sonra, incelememize geçiyoruz inşallah.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Bu kitap Okuduğum en güzel kitaplardan biridir.
Tabii ki her kitap güzeldir ama bu kitap ayrı bir güzeldir. Bu kitabı tavsiye ediyorum.
KİMLERE TAVSİYE
Sözümden dönebilir ve çok büyük günahlar işleyebilirim. Belki üzerim birini belki aldatılırım ve belki affederim sonra af dilerim birinden. Sevebilirim ve sevişebilirim bir başkasıyla. Savaşabilirim onunla ve vazgeçebilirim. Üstelik ben değilim bir ilah, Allah'ın bile inkar edildiği bir alemde elbette vazgeçilebilirim. Yola çıkabilirim biriyle, yoldan çıkabilirim, yarı yolda bırakılabilirim. Olabilir bunlar sorun değil. Benden güzel biri vardır, benden zeki ya da benden aptal. Herkes bir ve eşsizdir elbet ama herkes yerini doldurur herkesin. Biter her hikaye, biter en bitmez aşklar.
Öncelikle başlığı merak ediyorsunuzdur. Bu cümle 4 yaşında bir kızın, ablasının öğretmenine kurduğu cümle. Olayı kısaca özetleyeyim size.
"-Sana dondurma almamı ister misin?
+İstemem.
- Aaa yemek de yemek istemiyorsun! Hasta mı oldun sen birtanem?
+Yemek yemek istiyorum. Dondurma istemiyorum. Onun içinde süt var. Süt istemiyorum.
- Hay
Fakirin biri Peygamber efendimize tabakta bir salkım üzüm getirdi. Efendimiz (s.a.v.) bir tane aldı yedi. Tebessüm etti. Fakir sevindi. Bir tane daha yedi ve yine tebessüm etti. Sahabeler ona bakıyordu. Tek tek yedi ve tebessüm etti. Herkes "Acaba bize neden buyur etmedi" diye düşünürken bütün salkımı tebessüm ile yedi ve bitirdi. Fakir sevinerek kalkıp gitti. Sordular : Ey Allah Resulü; Neden bize de ikram etmediniz o salkımdan? Buyurdu ki : Üzümler çok ekşi idi. Ama ben o fakir üzülmesin diye tebessüm ederek yiyordum. Size versem yüzünüzü ekşiteceğinizden ve fakirin üzüleceğinden korktum.
Albayım,
15 gündür Hikmet Benol'un etkisinden çıkmaya çalışıyorum. Derdi ne bu adamın albayım? Ne bu kadar tatava? Noldu, anlattın da noldu Hikmet? Senin yüzünden 15 gündür ne okuduğumdan zevk alabiliyorum ne de herhangi bir kitaba elim gidiyor. Ne vardı bu kadar sarsacak? Tanımadığım bilmediğim insansın, karakter olarak hayatıma girip beni
Sevin ama ALLAH için sevin. Aşık olun ama bu aşk sizi günaha değil ALLAH'a götüren aşk olsun. Hz. Ali’nin Fâtıması olun. Râsulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in Âişe’si olun. Evliliği evcilik zannedenlerin, maddiyatı bir prensip kabul edenlerin kalbinden de, ömründen de uzak olun. Helâl ve temiz, tertemiz. Sizinle Mekke’ye, Medine’ye ve Kudüs’e gidecek biri tamamlasın imanınızın yarısını. Göz bebeklerinize bakarken şükreden, ALLAH’ı hatırlayan ve hatırlatanı sevsin kalbiniz. Göz bebeklerinize haramsız bakanlara baksın kalbiniz. Ellerinizi tutunca, günahlarınızın sağanak gibi yağanını tutsun kalbiniz. Kalbinde ihanet olmayanı barındırsın kalbiniz. Siz olmadığınızda da sizin isminizi sayıklayan bir dil zikretsin isminizi. Haramsız ve hatasız. Boşverin haram sevdaları. Boşverin utanmaz bakışları. Boşverin Paris’e İngiltere’ye gidenleri. Boşverin, maddiyata bakıp, maneviyatı yok edenleri. Boşverin siz güzelliğe bakıp, kalbi sıfırlayanları. Boşverin namazda size öncülük etmeyeni. Elinizden tutup, cehenneme sürükleyenleri.
Fiziksel veya zihinsel engelli bir insanın herhangi bir başarı hikayesi ile karşılaştığımda kendime şu öğüdü veririm; 'Bu başarının normal olduğunu kabul et ama onu normalleştirme...'
İlk bakışta kendi içinde çelişkili gibi duran bu ifadeyi biraz daha açmakta fayda var. En kalabalık kişisel gelişim seminerlerinden tutun da mahalle kahvesindeki ya
Vay anam vay!
Ben böyle roman okumadım kardaş. Böylesine güzel betimlemeylen, bu kadar güzel içine alan cümleleriylen hikâyesini yaşattıran, hissettirebilen bir roman okumadım. Hele romanı bitirdikten sonra yüzümü yudum da öyle kendime geldim, birçok sayfasında duygularımlan yaşadım da okudum işte. İpil ipil ışık gibi parlıyor kitabın cümleleri,
21. yüzyıl!
İnsan psikolojilerinin alt üst olduğu, antidepresanların aspirinlerden fazla sattığı, intihar olaylarının arttığı, adeta "Dünyaya gelecek en yanlış zamanı bulmuşuz." denen bir dönemde yaşıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde İlber Ortaylı'nın bir kitabını okumuştum. Her insanın kendi dönemi için dünyanın en zor dönemi
Can verirken çekilen tarifsiz acı insanda bir sarhoşluk hali meydana getirir. Buna Arapça'da ''Sekerat'ül mevt'' denir. (Ölüm sarhoşluğu)
İnsan bu merhalede sağlıklı düşünemez, doğru muhakeme yapamaz. Bildiklerini unutur. Acıya giriftar olan bedenin her bir hücresi aklı zaafa uğratır. İşte bunu fırsat bilen şeytan-ı