Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
AKINCILAR ?..
*Gaza kim ettiler Allahu ekber Dediler her nefes Allahu ekber* Aşıkpaşazâde'nin, dillerinden bir nefes dahi Allahu Teâla'yı düşürmeyen ve onun uğrunda gazâdan başka bir iş düşünmeyen yiğit dilâverler diyerek övdüğü Osmanlı akıncıları, hafif süvari birliklerindendir. Temelinin Osman Gazi zamanında Köse Mihal tarafından atıldığı rivayet olunur. Uç
Sayfa 61 - Kartal Kanatlı YiğitlerKitabı okudu
Vergi durumu. Üşenmedim yazdım, lütfen okuyun...
* Bir çalışanın maaşına hiç zam almadan yıl içinde 4 kez vergi dilimi arttığını * Aylık 6.000 TL, yılda 72.000 TL brüt maaş alan bir çalışandan 25.120 TL vergi kesildiğini * Toplanan her 100 TL lik verginin 55 TL sinin ÖTV ve KDV den tahsil edildiği * Bir yazarın (%17) bir futbolcudan (%15) daha fazla vergi ödediğini * Taksi plakası sahibinden
Reklam
NATO ve Avrupa
II Dünya Savaşı'ndan sonra Sovyet yayılımına karşı kendilerini güvende hissetmeyen ülkeler ABD başkanlığında 4 Nisan 1949'da Washington'da bir araya gelerek NATO'nun temellerini attı. Kurucu ülkeler arasında ABD dışında Büyük Britanya, İtalya, Fransa, Belçika, Lüksemburg, Hollanda, Kanada, Norveç, İzlanda ve Portekiz vardı. Bu ülkelere stratejik önemi son derece büyük olan Yunanistan ve Türkiye'de 1952'de katıldı. Federal Almanya 1955'te birliğin üyesi oldu. Sovyetler Birliği bu oluşuma Varşova Paktı ile yanıt verdi. NATO her zaman ABD ekseninde gelişen bir oluşum oldu. Avrupa'nın çeşitli merkezlerinde açılan ABD üsleri ülkeyi dünyanın en önemli güç odağı haline getirdi. Bu tarihten sonra Avrupa güvenliği açısından Amerika vazgeçilmez bir unsur oldu. Nitekim gerek Yugoslavya iç savaşı, gerekse Rusya ile Ukrayna arasında 2022'de çıkan savaş bu durumu ayan beyan gözler önüne serdi.
Sayfa 392 - Kronik KitapKitabı okudu
30 yıl savaşı sonrası...
1648'de Westphalia Barışı imzalandığında Almanya'nın içinde bulunduğu durumu çok trajik sözcükler kullanmadan betimlemek zordur. Suriye'nin günümüzdeki durumuyla karşılaştırmak bir fikir verebilir. Bütün nüfusun en az üçte birinin, bazı bölgelerde daha fazlasının yok olduğu görülüyordu. [...] Savaşı öylesi bir kaos izledi ki ortaya çıkan zayıf devletlerin sayısını bilen yoktu. Bazı değerlendirmelere göre bu sayı 1800'ü buluyordu.
Alıntı biraz uzun ama gerçek bir olay olduğu için paylaşayım istedim.
"Yozgatlı Osman Amca'nın hikâyesini duydun mu? Hani şu duvarın kenarına gecekondu yapan adam." Gecekonduyu Türkçe olarak söylemişti. Ama anlamadı Tobias. "Gecekondu nedir?" "Bilmiyor musun? Almanya'da da kullanılıyor. Türkçe bir kelime, yasadışı yapılmış bina anlamına geliyor. Şimdi bu Osman Amca emekli olunca,
İslam'da Kadın
lslamiyette kadının Hukuktaki ve Toplumdaki yeri, maalesef hiç de iyi değildir. Bu inkarı imkansız bir gerçektir. Bunu pekala bilen Müslüman yazarlar, durumu kurtarmak için, İslam Öncesi Arabistan'da kadının durumunun çok daha kötü ol­duğunu, bunun İslamiyet sayesinde düzeldiğini özellikle vurgulamışlardır. Bu fikre karşı çıkan ciddi Batılı ve Doğulu bilginlere göre, kadın'ın Cahiliye Dönemindeki durumu hiç de iddia edildiği gibi feci değildi. Bu hususta Corci Zeydan isimli Arap araştırıcının, Türkçede 5 cild halinde yayınlanmış "lslam Medeniyeti Tarihi"nde yeterli bilgi verilmiştir. Almanya'da, lslam Tarihini iki büyük cild halinde ilk defa tü­müyle ele alan Prof. August Müller'in açıklamaları da ilgi çekicidir. Biz en çarpıcı örnek olarak, ilk eşi Hatice'nin Hz. Mu­hammed'e, bir kadın olarak, evlenmeyi önce kendisinin teklif etmiş olmasını gösterebiliriz. Bu, bugün en ileri toplumlarda bile az rastlanan bir davranıştır. Keza Peygamberin ölümünden hemen sonra, bir Arap kadını olan Secah'ın, kendi peygam­berliğini ilan etmesi ve etrafına pekçok erkeği toplayabilmesi olayı da, sonradan İslamiyette erkeğin tek sözüyle boş düşen yani boşanmış sayılan, yarı-köle, evine hapsedilmiş, camiye bile sokulmayan, çarşaf ve peçe içinde sadece gözleri ve burnunun ucu görünen bir öcü haline getirilen Müslüman kadınların hayal bile edemeyeceği bir durumdur.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Atmosferin dışına roket fırlatma fikri Amerika'da Robert Goddard'in, Almanya'sında ise askerî kullanım amacıyla geliştirildi. Savaş sonrası, yeni Soğuk Savaş'ın tarafları Hitler'in uzmanlarını hem uzay yolculuğu hem de uzun menzilli füzeler üzerinde çalışmaları için işe almaya başladı ve 4 Ekim 1957'de Sovyetler Sputnik 1 adı verilen ilk uyduyu uzaya göndermeyi başardılar. Amerika yapılan propagandanın yanı sıra olası roket yüklerinden de endişe duyuyordu ve Yuri Gagarin'in 12 Nisan 1961'de Dünya'nın yörüngesinde tur atmasını takiben Başkan Kennedy en geç 1970'te Ay'a ayak basacaklarına dair söz verdi. Bunun üzerine 20 Temmuz 1969'da Neil Armstrong başka bir dünyaya ilk adımı attı. Bu noktada insanlı uzay keşiflerine duyulan ilgi azaldı. Vietnam yüzünden eleştirilerin hedefinde olan Nixon'ın ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin fonunu kısmasıyla NASA yeniden kullanılabilir yakın- uzay mekiklerine ve diğer gezegenlere gönderilecek insansız araçlara odaklandı. Hava durumu, iletişim ve keşif uyduları uzaya ekonomik bir anlam kazandırsa da günümüz Batı'sında artık bu alana özel girişimler öncülük etmektedir. Çin ve Hindistan'ın yeni bir uzay yarışına girdiği bugünlerde Rusya insanlı uzay yolculuklarına devam ediyor.
Geçenlerde bana, Birinci Dünya Harbi'nden tanıdığım bir ahbap geldi. O vakitler, İttihat ve Terakki sürgünlerindendi. Mütareke devrinin Saray ve Hürriyet ve İtilaf tarafını yakından ve içinden görmüş olanlardandır. Bana anlattığına göre Vahdettin, Mustafa Kemal'in gerçekten memlekette faydalı şeyler yapabileceğine inanarak onu Ordu Müfettişliği'ne yollamıştır. Padişah Veliaht iken, Almanya'ya Mustafa Kemal ile birlikte gitmişti. Bu seyahat sırasında Mustafa Kemal Almanya'nın durumu ve gelecek hadiseler üzerine ne söylemişse, sonradan olduğu gibi çıkmıştı. Vahdettin'in kendisine güvenmesinin sebebi bu idi. Enver ve arkadaşlarının aleyhinde olduğunu da biliyordu.
Sayfa 387 - Pozitif YayınlarıKitabı okudu
Tan Gazetesi ve O Dönemin Olayları
(II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye'nin ekonomik durumu hakkında) Savaş içinde bütün yollar kapanmıştı. Deniz yollarından yararlanmak çok güçtü. Hava yolları ise kapalıydı. Kara yolu olarak da bizi dışarıya bağlayan yalnız Balkan yolu açıktı. Ama bu yoldan sadece Almanya'ya gidebilirdik. Çünkü bütün Orta Avrupa, Almanların elindeydi. Almanlar
Sayfa 232Kitabı okudu
Yavuz: "Bir ülkenin masallarında o ülke insa- nının psikolojik, sosyolojik, ekonomik, etik göstergeleri, değerleri kısaca yaşam serüveni gizlidir." diyor. 20. Yüzyılın başlarındaki Almanya'nın sosyoekonomik durumu üzeri- ne de bir şeyler anlatıyor Andersen. Masallar evrensel gerçeklerin dilidir. Masallar ve mitler üzerinden insanı anlama- ya çalışan insan bilimci Carl Jung ise, ma- sallardaki sembollerle ortak bilinçdışımızın yansıtıldığını söyler. Evrensel ve her çağa uyabilen yapısıyla masallar Andersen'in dilinden çocuk işçiliğinin temel özelliklerine de vurgu yapıyor.
279 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.