Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Belki de Enver Paşa tek başına, en azından Osmanlı İmparatorluğu'nun, Almanya'nın durumu tam aydınlanmadan erken bir zamanda 1. Dünya Savaşı'na girmesinde de en başat rolü oynamıştı.
Sayfa 34 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Yeniçeri Kıyafetleri
19. yüzyılda Almanya'nın Mülheim şehrindeki Ren Nehri'nin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında Fransızlar oturuyordu. Fransızlar, her sene nehrin Almanlardaki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyor. 0 sıralar, birliğini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses çıkaramıyorlardı tabii. Bir sene çareyi, durumu Osmanlı
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Almanya, Akdeniz Filosu'nun Goeben ve Breslau savaş gemileriyle Osmanlı donanmasını destekleme kararı aldı. Gemilerin İstanbul'a gelmesi uygun görüldü. Ancak bu görüşmeleri yürüten ve gemileri İstanbul'a davet eden Enver Paşa, bu konuda kimseye danışmamış ve bilgi vermemişti. Osmanlı hükümeti durumu öğrenince, gemilerin gelişini önlemek üzere Berlin'i uyardı. Hükümetin çoğunluğu savaşa girmeye hevesli değildi. Ancak, gemiler Ege'ye doğru ilerliyordu. Aynı gün Sadrazam Said Halim Paşa iki geminin durumunu Alman Büyükelçisi ile görüştü. Gemilerin Çanakkale Boğazı'ndan geçişine müsaade edilecekti. Osmanlı Devleti'nin tarafsızlığını koruyabilmesi için en uygun hareket tarzı da Türk sularındaki Goeben ve Breslau gemilerinin satın alınmış gibi görünmesiydi. Almanya 10 Ağustos'ta bu teklifi reddetti. Osmanlı İmparatorluğu'nun hemen savaşa girmesini istedi. Bunun üzerine Osmanlı hükümeti bir bildiri yayımlayarak iki Alman kruvazörünün 80 milyon marka satın alındığını açıkladı. 16 Ağustos'ta yapılan bir törenle Bahriye Nazırı Cemal Paşa gemileri resmen Osmanlı donanmasına kabul etti. Alman amirali Souchon, Osmanlıların Karadeniz Filosu Komutanlığı'na getirildi. Tayfalarına ise Osmanlı üniformaları giydirildi, Sultan'ın donanmasına yazdırıldı. Osmanlı hükümeti savaşa girmek istemiyordu. Ancak bir taraftan da Rusya'nın yayılmacılığından endişe duyuyorlardı. İtilaf Devletleri savaşı kazanırsa, Osmanlı İmparatorluğu'nun bölünmesine rıza gösterebilirlerdi. Almanya'nın kazanması halinde ise böyle bir bölünme gerçekleşmeyebilirdi.
Sayfa 24 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
İki dünya savaşı arası dönem, artık klişeleşmiş olan “tarih önemlidir" müşahedesinin teyididir. I. Dünya Savaşı, uluslararası ekonomik sistem için etkileyici ve dış kaynaklı bir şoktu. Bu da hemen daha önce var olan abartılı korumacılık eğilimlerini güçlendirmedi. Daha ziyade, doğrudan uluslararası emtia piyasalarının dezentegrasyonuna,
Sayfa 549 - 1914-1939 Arasında Dünya Ticareti: De-globalizasyonKitabı okudu
Dinsizlik kötü sonuçlar mı doğurur?
Insanların dinsel yanılsamanın, verdiği alıntılar ve destekler olmadan kesinlikle yapamayacakları, yaşamın güçlükleri ve gerçeğin zalimliğine bunlar olmaksızın katlanamayacakları savını ileri sürdüğünüzde size karşı çıkmam gerekiyor. Çocukluğundan beri bu tatlı (belki de hem tatlı hem acı ) zehir verilmiş insanlar için söyledikleriniz elbette
ÇAĞIMIZIN BÜYÜK “UYGARLIKLARININ”HAİNLERLE İLİŞKİSİ KONUSUNDA ÜÇ ÖRNEK 1. OLAY: Amerika Birleşik Devletleri: (“in God We Trust” / Tanrı'ya Güveniriz) karşısında Ezra Pound: (Şair ve hain) Radyo yayınları aracılığıyla, Amerikan askerlerine, İtalya'ya karşı silaha sarılmamaları çağrısında bulunduğu için, İkinci Dünya Savaşı'ndan
Reklam
Armstrong, Glyn ve Harrison (1984, 4. Bölüm), hem Japonya, Batı Almanya ve İtalya'nın işgal altındaki topraklarında, hem de Britanya, Fransa ve Benelüks ülkelerinin sözde "özgür" topraklarında, gerek geleneksel (zanaat yönelişli), gerekse radikal işçi örgütlenmelerine nasıl bir taarruz yöneltildiğini, ayrıntılı biçimde anlatırlar. ABD'de 1933 Wagner Yasası üretim alanında güçlerinden fedakarlık yapmaları karşılığında (toplu sözleşme haklarının efektif talep sorununun çözümünde asli bir rolü olduğunun açık kabulü temelinde) sendikalara piyasada güç kazandırrnışken, savaş sonrası yıllarda sendikalar kendilerini komünist sızma iddiasıyla ölümüne bir saldırı karşısında bulacaklar ve sonunda 1952 yılında, McCarthy döneminin doruğunda kabul edilen Taft-Hartley Yasası aracılığıyla katı bir yasal disiplin altına alınacaklardı (Tomlins, 1985).
Geleceğin İnşası için
Bizler çocuklarımıza üretici olmalarını, taklitçi olmamalarını kendi öz değerlerinin üzerinde yükselmelerini salık ve vermeliyiz. Şu anda ülkemizin bulunduğu konumdan daha ilerde olamamasının geçmişte meydana gelen ve günümüzde de devam eden taklitçi anlayıştan başka nedeni yoktur. İkinci dünya savaşında yerle bir olan Japonların kendi öz değerlerinden uzaklaşma tekliflerini reddettikleri için bugün dünyanın en büyük beş ekonomisinden birisidir. Almanya'nın da durumu onlardan farksızdır. Bu noktada bizim taklit etme anlayışını bırakarak kendi milli değerlerimiz üzerinde yükselmemiz gerekmektedir.
Harpten çok önce memlekete bir Alman "uzmanları" akını başlamıştı: Tüccar, asker, polis, arkeolog, sosyolog, iktisatçı, doktor rahip, öğretmen kisvesi altında durumu incelemeye, bizim aslımızı, geçmişimizi ve halimizi, istidat ve servetlerimizi öğrenmeye geliyorlardı. Hepsi de aynı ürkütücü sonuca vardılar: Biz, şeytan zekâlı Rumlar ve Ermeniler, burada fazlaydık; avanak beylerin tüm ticaret hayatını reayaya bıraktığı, uyuyan bir imparatorlukta, haddinden fazla kilit noktası tutuyorduk elimizde... Osmanlılar Almanya'nın tarafında yer alır almaz, kıyı bölgelerinde oturan Rumlar da sistemli olarak topraksızlaştırılmaya başlanmıştı. Birkaç saat içinde, iç bölgelere göç etmek zorunda kaldılar.
Sayfa 69 - Can YayınlarıKitabı okudu
- Yani insan maymundan değil, belli bir maymundan geliyor, öyle mi? Öyle. Bir yanda Afrika'nın "yüksek maymunları", öbür yanda "ön-insanlar" ve daha sonra da "insanlar" olmak üzere, iki ayrı soyun atası olan bir türden geliyor. Başka deyişle, insan ancak hayvanların sınıflanma tablosundaki yeri bakımından, en
Reklam
Britanya'nın savaşın ilk safhasındaki başlıca tedarikçileri, başını Hindistan ve Kanada'nın çektiği denizaşırı kolonileri ile ABD'ydi. Ülkesinin tarafsızlığına rağmen, Başkan Roosevelt İngiliz savaş gayretine, "parasını ver ve götür" çerçevesinde yardım etmeyi kabul etmişti. Bu, dolar stokları yettiği ve nakliyat gemileri olduğu müddetçe İngilizlerin ihtiyaçları olan her şeyi ABD'den satın alıp getirebilecekleri anlamına geliyordu. Hem Londra hem de Berlin, ticaret filosunun bu görevi icra edememesi durumunda İngilizlerin açlıktan kırılarak savaş dışı kalacağını biliyordu. Churchill bu durumu, "Gemiler olmadan yaşayamayız," cümlesiyle ifade etmişti. Almanya, İngilizlerin gemi trafiğini savaşın ilk aylarında çeşitli yollarla engellemeye çalıştı.
Sayfa 161 - Dokuzuncu Bölüm: Denizdeki Savaş, Atlantik MuharebesiKitabı okudu
"Öyle değil kazın ayağı. Türkiye insanı, her geçen gün biraz daha baskı altına alınıyor. Ne farkı var Türkiye’nin Almanya’dan, İtalya’dan, İspanya’dan?” Buz gibi olmuştu masa. Herkes susmuştu: Bir açıdan yaklaşılacak olursa, haksız değildi Sabahattin. Tamam, Almanya'nın savaşçı politikastna belki gasp edilmiş haklarını geri alma çabası denilebilirdi. Buna karşılık, ülkede Nazizm adı verilen milliyetçi ve aşırı baskıcı sistemin uygulamaya konulduğu da herkesin malumuydu. Benzer bir durum İtalya için de geçerliydi. Milliyetçiler haricinde kimse düşüncesini söyleyemez hale gelmişti. Söylemeye kalkanların durumu gözler önündeydi. İçsavaşı kazanmış olan İspanyol milliyetçileri de kendi ülkelerinde bütün özgürlükleri yasaklamış, toplumu ağzını açamaz hale getirmişti. "Türkiye..." diye ısrar etti Sabahattin. "Süratle, zaten çok az olan özgürlüklerini tümüyle unutmaya hazırlanıyor.
Sayfa 238 - DESTEK YayınlarıKitabı okudu
Enver Paşanın İstanbuldaki Yalısına Fransız Komutan Tarafndan Elkonulması
O günlerde bir fatih edasıyla İstanbul'a giren Fransız komutanı, Enver Paşa'nın Kuruçeşme'deki yalısına el koyar ve hemen boşaltılmasını ister. Enver Paşanın eşi Naciye Sultan durumu şöyle anlatır: "Fransızlar yalıyı işgal ettiler; yirmi dört saat içinde evi terkedip gitmemizi istediler. Hasta idim. Kızım Mahpeyker de
Sayfa 420Kitabı okudu
21.Yüzyıl için 21 Ders, Alıntı
ABD bile süpergüç olma konumunu sadece iktisadi teşebbüslere değil askeri girişimlere de borçluydu. I846' da Meksika'ya çıkartma yapıp Kaliforniya, Nevada, Utah, Arizona ve New Mexico ile Colorado, Kansas, Wyoming ve Oklahoma'nın bir kısminı ele geçirmişti. İmzalanan barış anlaş masıyla ABD'nin daha önceden topraklarına kattığı Texas'ın durumu da kesinliğe kavuşturulmuştu. ABD topraklarına 2,3 milyon kilometrekare (Fransa, ingiltere, Almanya, ispanya ve İtalya'nın toplam yüzölçümünden fazla) ekleyen bu savaşta 13 bin Amerikan askeri hayatını kaybetmişti." Milenyumun en düşeş alışverişi sözkonusuydu.
Sayfa 164 - Kolektif KitapKitabı okudu
"ÜÇ DENİZ KENARINDA KONFEDERASYON"
Kafkas Halkları arasındaki çatışmalar suni sınırlar yüzünden çıkıyor. Hazar, Karadeniz ve Akdeniz'in çevresindeki kavimlerin konfederasyon olmaları gerekir. Moskova, karşılıklı konsolosluk açmayı teklif etti. Geçen günlerde Türkiye'yi ziyaret eden Çeçen Cumhuriyeti heyetinden Tarım Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Rusbek Bisultanov ile
275 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.