Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Oğuz Han oğullarına dedi ki :'Siz üç büyük oğlum,altın yay bulup getirdiniz. Kırıp bozularak paylaştınız. Sizin adınız Bozok olsun. Neslinize de paylaştınız. Siz adınız Bozok olsun. Neslinize de Bozok desinler. Siz küçükler ,üç ok buldunuz. Sizin adınız neslinizin adı da Üç ok olsun. Bu ok ve yayın bulunması insandan değil,Tanrıdandır. Öyle buyurdu. Bizden önce geçen milletler yayı padişah alâmeti bilirler,okları da padişahın elçisi sayarlardı. Çünkü yay oku hangi tarafa yollarsa o tarafa gider. Yani padişahın elçisi gibidir. Size buyuruyorum. : Ben ölünce yerime büyük oğlum Gün geçsin. Onun da yerine geçecek olanlar içlerinde tahta lâyık biri bulundukça daima ve dünya durdukça Bozoklardan seçilsin. Öteki Bozoklar onun sağında otursun. Üç oklar da sol olsunlar ve kıyamet gününe kadar nökerliğe razı olsunlar' Oğuz Han yüz on altı yıl padişahlık edip Tanrı rahmetine gitti.
Biz on altı, on yedi yaşındaki delikanlılar azıcık düşününce kımızın geçmiş bir içki olduğunu, hiç de kutsal olmadığını, şorul şorul insan kanı akıtmanın iğrençliğini, Anadolu aç sefil dururken Orta Asyaya ok yayla sefere gidilemeyeceğini öğreniverdik. İnsanlar bir düşünmeyi öğrenebilseler. Gericilerin bütün çabası da onlara düşünmeyi öğretmemek ya….
Reklam
Sembolü altı ok olan Türk ihtilali, bu esaslar içinde bütün bir geçmişi tasfiye etti. Ve onun yerine ekonomik,sosyal,siyasal yönlerden en radikal bir yenilik yarattı.
Kırk bir kişi şimdi sarayın dış kapısına doğru yürüyordu. Ellerindeki kalın değnekler uzunda çıra tutan nöbetçiler çevreyi aydınlatıyorlardı. Burada altı nöbetçi vardı. Kür Şad, arkasındakilere işaret verdi. Kirişleri gerdiler. Sonra, Kür Şad’ın oku fırlar fırlamaz arkasından on ok daha uçtu. Nöbetçiler yere serilmişti. Yürüyorlardı. Çeriyi düşünmeden, arkaya bakmadan, gözler yalnız ileriye dikilmiş olduğu halde yürüyorlardı. Büyük düğüne yaklaşıyorlardı. Düşürülen nöbetçiler birer peşrevden başka bir şey değildi.
Büyük Fethe Doğru -39-
Şimdi sulh ve siyaset, iç oluş, yeni devre... İçten dışa bakıyor artık İslâmda çevre. Dışı kollamak için, birkaç deneme, keşif... Yollar, yollar, biricik yolu etmekte tarif. Kâbe istikameti, biricik yol, biricik... Maddeden ruha giden yol ki, açık ve seçik. İlk davranış, Mekkeye barış tavriyle sefer. Mekke fethidir, içten dışa vuracak
Sayfa 90 - Büyük Doğu 17. Baskı 2015
Altı Ok'un kısa bir hikâyesi
CHP'nin Simgesi Cumhuriyet tarihimizin ilk grafikerlerinden olan İsmail Hakkı Tonguç'un bu simgeyi nasıl yaptığıyla ilgili ilginç bir bilgi vermekte... Altı Ok'un en uzun olanı Savaş Oku'dur ve bu ok çentiklidir. Diğer oklar (kısa olanlar) kiriş endamlı oklardır. Geçmişe bağlılık, insanları kapsayan, daima ileriyi hedefleyen anlamında Altı Ok kullanılmıştır.
Sayfa 500 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
Timur ordusunun en önemli bir unsuru da fillerdi. İspanyol elçi Clavijo bunları,  "sırtlarındaki ahşap kulelerde beş altı asker taşıyan canavarlar" diye tanımlamaktadır. Onun tasvirlerine göre binici, hayvanın boyun bölgesine oturur, hayvanların kısaltılan dişleri kılıç benzeri silahlarla donatılır ve nazik kısımları zırhla örtülüdü. Filler aynı hizada hat halinde ilerler ve her hamlede düşmanlarını dişlerine bağlı kılıçlarla biçer ya da çiğneyerek ezerken üzerlerindeki askerler de  tepeden ok yağdırırlardı. Timur ordusu Anadolu'ya otuz iki tane fil getirmişti. Aragonlu elçiye göre Tatarların gözünde bir fil bin piyadeye bedel sayılıyordu.
Sayfa 177Kitabı okudu
Marmot nasıl "insan yemek" oldu
"Bir zamanlar, gökyüzünde yedi tane güneş vardı. Bu yüzden her yer çok sıcaktı. İnsanlar buna çare olarak güneşlerden birkaçını söndürmek gerektiğini düşündüler. Çok iyi ok atan bir adam buldular ve ondan bu güneşlerden birkaç tanesini okuyla vurup vuramayacağını sordular. Okçu gözüpek bir adamdı. "Yarın sabah yedi güneşin yedisi de gökyüzünde parlamaya başladığı zaman, bunlardan altı tanesini altı okla vuracağım. Eğer başaramazsam, bir marmota dönüşeceğim. Başparmağımı keseceğim. Su yerine kan içeceğim ve kuru otlarla beslenerek kovuklarda yaşayacağım." Böylece ertesi sabah oldu. Okçu attığı ilk beş okla beş tane güneşi vurmuştu. Tam altıncı oku attığı sırada, bir kırlangıç okun üzerine doğru uçtu. Ok kırlangıcın kuyruğuna çarparak kesti -Kırlangıçlar bu yüzden çatalkuyrukludur- ve yönünü şaşırdı. Okçu bunun üzerine verdiği sözü tutarak marmota dönüştü. Marmottan yapılan yemeğe bu yüzden 'insan yemek' denmektedir."
Oğuzlar
Oğuzlar ilk kez 6-8. yüzyıllarda Şamanist göçebeler olarak tarihte gözükürler. 552 Yılında Göktürk imparatorluğunu kuran boylar arasında yer alırlar. Adları Orhun ve Yenisey yazıtlarında anılır. Yenisey Yazıtlarında "altı oğuz budum" biçiminde geçer. Bu dönemde Oğuzlar altı boy düzeni içinde Göktürklere bağlı yaşarlar. 744 Yılında
530 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.