Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir yük altında depresif, ezgin veya perişan olma halinin, çoğu vakada depresyon denen hastalıkla bir alakası yoktur, çoğu defa klinik belirti de vermez. Gündelik dildeki kullanım tıpkı tıbbî kavramın kendisi kadar muğlaktır ama biraz dikkatle kulak verirseniz, çoğul depresyonlarla tekil kullanılan sahici depresyonu ayırt edersiniz. Depresyonlar
Yeşilçam Sineması
Bu kitapta toplumsal iktidarın duygular alanındaki hareketini Türk sinemasında takip etmeye çalışıyorum. Bizi biz yapan, kendimiz üzerine düşünmenin ve kurduğumuz hayallerin sınırlarını çizen, bizi ev ve ulus fikrinin eşiğine bırakarak mutlu sona kavuşturan hikâyelerin gücünün, toplumsal iktidarla duygular evreni arasındaki sıkı fıkı ilişkinin
Sayfa 11 - Metis Yayınları
Reklam
“Belki bir gün hayvanlar dünyasının geri kalanı da kendilerinden ancak zorbalık yoluyla esirgenen haklara sahip olacaktır. Fransızlar bir insanın sırf derisi siyah diye kayıtsız şartsız bir zalimin keyfine terk edilemeyeceğini anladılar. Belki bir gün, bacak sayısının, derideki tüy miktarının ya da sağrı kemiğinin nerede bittiğinin de duyguları olan bir varlığı aynı akıbete terk etmek için eşit derecede yetersiz sebepler olduğu anlaşılır. Bu aşılamaz sınırı çizecek başka ne olabilir? Akıl yürütme yetisi mi? Ya da belki konuşma yetisi mi? Ama yetişkin bir at ya da köpek, gerek akıl gerekse iletişim kurma açısından, bir günlük, bir haftalık, hatta bir aylık bir bebekten kat kat üstündür; ama öyle olmasa bile bu neyi gösterir ki? Sormamız gereken soru, “Akıl yürütebiliyorlar mı?” ya da “Konuşabiliyorlar mı?” değil, “Acı çekebiliyorlar mı?” olmalıdır.” Yazarın alıntısı: Peter Singer, Hayvan Özgürleşmesi, sayfa44
Sayfa 21 - Ekin Basım Yayın DağıtımKitabı okudu
841 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Ulysses; en çok satılan en az okunan roman.. Romanda biçimselliğin ulaşılmaz ve aşılamaz çizgisi. Hakkında sayısız deneme ve tez yazılan, incelemeler yapılan, yazarın bile son sözünde kimse anladı mı diye sorduğu rivayet edilen bir eser. Sonunda, (ilk kez 24, ikincisinde 27-28 yaşlarımda giriştiğim başarısız denemelerden sonra) kitabı
Ulysses
UlyssesJames Joyce · Yapı Kredi Yayınları · 20231,064 okunma
"Belki bir gün hayvanlar dünyasının geri kalanı da kendilerinden ancak zorbalık yoluyla esirgenen haklara sahip olacaktır. Fransızlar bir insanın sırf derisi siyah diye kayıtsız şartsız bir zalimin keyfine terk edilemeyeceğini anladılar. Belki bir gün, bacak sayısının, derideki tüy miktarının ya da sağrı kemiğinin nerede bittiğinin de duyguları olan bir varlığı aynı akıbete terk etmek için eşit derecede yetersiz sebepler olduğu anlaşılır. Bu aşılamaz sınırı çizecek başka ne olabilir? Akıl yürütme yetisi mi? Ya da belki konuşma yetisi mi? Ama yetişkin bir at ya da köpek, gerek akıl gerekse iletişim kurma açısından, bir günlük bir haftalık, hatta bir aylık bir bebekten kat kat üstündür; ama öyle olmasa bile bu neyi gösterirdi ki? Sormamız gereken soru, “Akıl yürütebiliyorlar mı?” ya da “ Konuşabiliyorlar mı?” değil, “Acı çekebiliyorlar mı?” olmalıdır."
Deneme Denemesi: Yasal Güzellik
"Yasasız ve solup giden  Bir güzellik değildi Yusuf'un güzelliği" 'Güzellik göreceli midir değil midir?' temcit pilavı gibi her vakit karşımıza çıkan bu soruya her vakit cevap verebiliyoruz. Öyle ki verdiğimiz cevaplar da kendi arasında zamana, mekana, duyguya göre değişkenlik gösterebiliyor. Bu soruyu niçin aşamıyoruz? Bu soru ana
Reklam
"Belki bir gün hayvanlar dünyasının geri kalanı da kendilerinden ancak zorbalık yoluyla esirgenen haklara sahip olacaktır. Fransızlar bir insanın sırf derisi siyah diye kayıtsız şartsız bir zalimin keyfine terk edilemeyeceğini anladılar. Belki bir gün, bacak sayısının, derideki tüy miktarının ya da sağrı kemiğinin nerede bittiğinin de duyguları olan bir varlığı aynı akıbete terk etmek için eşit derecede yetersiz sebepler olduğu anlaşılır. Bu aşılamaz sının çizecek başka ne olabilir? Akıl yürütme yetisi mi? Ya da belki konuşma yetisi mi? Ama yetişkin bir at ya da köpek, gerek akıl gerekse iletişim kurma açısından, bir günlük, bir haftalık, hatta bir aylık bir bebekten kat kat üstündür; ama öyle olmasa bile bu neyi gösterirdi ki? Sormamız gereken soru, "Akıl yürütebiliyorlar mı?" ya da "Konuşabiliyorlar mı?" değil, "Acı çekebiliyorlar mı?" olmalıdır." -Jeremy Bentham
Sayfa 44 - ayrıntı
218 syf.
·
Puan vermedi
Paranın İki Atlısı: Hayal ve Hakikat Bağlamında Ferdi ve Şürekâsı Modern Türk Romanının babası sayılan Halid Ziya Uşaklıgil’in Ferdi ve Şürekâsı adlı eseri, İzmir devresi romanlarının sonuncusu ve en hacimlisidir. 1892 yılında Hizmet Gazetesi’nde tefrika edilmiş, 1895 yılında ise kitap halinde basılmıştır. Eser Mehmet Rauf
Ferdi ve Şürekâsı
Ferdi ve ŞürekâsıHalid Ziya Uşaklıgil · Can Yayınları · 2016822 okunma
Belki bir gün hayvanlar dünyasının geri kalanı da kendilerinden ancak zorbalık yoluyla esirgenen haklara sahip olacaktır. Fransızlar bir insanın sırf derisi siyah diye kayıtsız şartsız bir zalimin keyfine terk edilemeyeceğini anladılar. Belki bir gün, bacak sayısının, derideki tüy miktarının ya da sağrı kemiğinin nerede bittiğinin de duyguları olan bir varlığı aynı akıbete terk etmek için eşit derecede yetersiz sebepler olduğu anlaşılır. Bu aşılamaz sınırı çizecek başka ne olabilir? Akıl yürütme yetisi mi? Ya da belki konuşma yetisi mi? Ama yetişkin bir at ya da köpek gerek akıl gerekse iletişim kurma açısından, bir günlük, bir haftalık, hatta bir aylık bir bebekten kat kat üstündür; ama öyle olmasa bile bu neyi gösterirdi ki? Sormamız gereken soru, “Akıl yürütebiliyorlar mı?” ya da “Konuşabiliyorlar mı?” değil, “Acı çekebiliyorlar mı?” olmalıdır.
202 syf.
·
Puan vermedi
bitirip kenara koydum. kenara koyduğum için öyle bir not olsun diye yazasım geldi. boştum. biraz da sinirlendim gerçekten. ben nasıl bir toplumun içinde yaşıyorum diye. kızdım, hak ettiğim yeri bura olarak reva gördüğüm için kendime. türklerin ve kürtlerin arasına tıkılıp kaldığım için üzgünüm. evet gerçekten böyle düşünüyorum. tiksiniyorum bu
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,3bin okunma
Reklam
«Bütün bunlardan kurtulmak için [Sarayda çıkar kavgaları, entrikalar] İkinci Murad çare arıyordu. İşte bu sırada Şemseddin Fenari'ye çatmış olmalı... Bilindiği gibi, Şemseddin Fenari, başka adıyla Molla Fenari, Osmanlı devletinin ilk Şeyhülislâmıdır. İkinci Murad'ın dikkatini çekmiş ve Şeyhülislâm olmuştur. Bazı tarihçiler, kendisini
Sayfa 176 - 177,178,179,180,181,182,183 Bilgi YayıneviKitabı okudu
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.