Değirmenci ailesinin mutfağı evde devam eden bir yaşam olduğuna dair tek kanıttı. Fevzi bey, her sabah olduğu gibi, elindeki gazeteye dalmış, okuduğu sayfayı resmi ilanlarına kadar hatmettikten sonra onun yaşındaki insanlara has çevik bir el hareketiyle arka sayfaya geçmiş ve kahvaltı sonrası yaktığı ilk sigarasını yine küllükte unutmuştu. Şükran
“Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır”
Bazı yazarların tüm kitapları okunmayı hak eder. Her kitapta ayrı bir şölen yaşatır size bu yazarlar. İnsanların kelime ihtiyaçlarını, edebiyat sevgisinde gelen okuma ihtiraslarını işte bu eserlerle karşılar. Sizi çok yormadan, kaliteli metin aramaya sevk etmeden, okuduğunuzda sizde gerçek okuma
Çarpıcı eleştiriler ve düşüncelerini dile getiren bir filozofun herhangi bir kitabın ne kadar etkileyici olabilir?
Bir yanılsamının geleceği adlı kitap ilk öncelikle insanların birbirlerinden ayrı bir varlık olarak sürdürülebilmesi ve insan hayvan, totem ve tabu üzerine başlarken daha sonra dinsel doktrin üzerine ilerliyor.
Freud'un
Hiç bilmediğimiz, görmediğimiz bir yer hakkında bilgi sahibi olabilmemiz için yapmamız gereken şeyler hemen hemen bellidir. Orada olma amacımıza göre “ düşüncemizde dahil “ bir rota çizebiliriz… Tatil için gitmişsek şayet pekala hoşça vakit geçirmek üzerede ve özellikle de hiç kimsenin bilmediği yerlerin ağırlığında mekanlarla olmak isteriz.
Bir de sevgilim vardır, pek mukteber;
İsmini söyleyemem,
Edebiyat tarihçisi bulsun.
Orhan Velinin Nahit Gelenbevi isimli bir hanıma yazdığı mektupların derlendiği kitapdır.Kitapta biri telgraf olmakla birlikte 63 mektubun 34'ü 1947 ,3'u1948 ,10'u 1949 ,8'i 1950 yıllarına ait 7'sinde ise tarih bulunmuyor.Kitabı ilk elime aldığım zaman okumak ve
İyi huylu bir insan, kendisini hapseden gürültülü çevreden, gözlerin hâlâ temiz kalmış hava içinde özgürce gezindiği ve sonsuza dek kalmak üzere oluşmuş biçimleri sevecenlikle izlediği yüksek dağların sessizliğine kaçmayı özler.
Türk Edebiyatının Gamlı, Lirik ve Nostaljik Prensesi:
Tezer Özlü
(10 Eylül 1942 – 18 Şubat 1986, Yaş: 43)
Tezer Özlü’nün aile hayatını, çocukluğunu, yaptığı üç evliliği, intihara olan eğilimini, manik-depresif tanısı ve hangi yabancı yazarlardan ilham aldığını, neden sürekli intihara öykündüğü bilinmeden yapılan bir ‘’Tezer Özlü Okuması’’, tam olarak
"Bak Makal, beni dinliyorsun, sıkılma, biraz daha dinle: Biz köylü çocuklarının kıskanılmasını iki noktada topluyorum ben: Ağaların çıkar kapılarını değiştirip yoksul ve geri kalmış köylümüze geçitler tanımış olmak. Öteki de, yaşam boyu toprağa basan ayakların, kaldırım taşları çiğneyenler karşısında görülüp sözü geçen, yol gösteren ve
"Yüründü. Anıt Kabir'e doğru: Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni (!) savunuyoruz. (...) Söylemem akıllılık mı, aptallık mı? İşte söylüyorum. Başımız sıkışınca Atatürk. Atatürk yetiş! Bu kısır döngü, içine sıkışıp kaldığımız bu akvaryum ne zaman aşılacak? Bir yandan onun açtığı kapıdan geçmeye kalkıyor, daha geçerken iki çelme üç namluyla geri
Bu asra çok uzak, zamanın ufkundan silinmiş bir yüzyılda, Belh şehrinden yola revân olan bir yolcu, bir ırmağın arkasına takılmış bir okyanus, içinde tevhidin nüvesi ve aşkın üsâresi ile Karaman'a doğru yol almaktadır. Oradan Konya'ya vâsıl olacak, orada pişecek ve yanacak, orada şeb-i arûsuna kavuşacak ve orada medfûn olacaktır. Gelecek