Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zor bir yolda yürümek mecburiyetinde olan insanlar, yolda yürümeye başlamadan önce gönüllerinde ve zihinlerinde yürümek ve yol almak zorundadırlar. Evvelâ, "Bu yolu ben nasıl açarım?" Korkusundan kurtularak yola çıktıklarında görürler ki, yolu zor da olsa bir müddet sonra aşılmış, yürünmüş ve hedeflenen yere gidilmiştir. İşte o zaman, insanların yüreklerinde, aslında yolun zannedildiği kadar zahmetli olmadığına ve bütün sıkıntılı yolların aşılabileceğini dair bir iman doğar.
Necmettin Erbakan
Necmettin Erbakan
Sayfa 107 - Balgat Eğitim MerkezîKitabı okudu
TAHAMMÜLSÜZLEŞTİM
...sık sık demişimdir, yanlış, dürüstlükten uzak insanlarla birlikte yaşamanın çok zor olduğunu; her şeye tahammülüm vardır da, buna yoktur işte.
Reklam
"Bakire olduğunu, hâlâ bakire olduğunu hiç tahmin etmezdim." diyor Mustafa. "Hayal kırıklığına mı uğrattım seni?" "Hayal kırıklığı mı? Böyle bir sürprizden hiçbir erkeğin hayal kırıklığına uğrayabileceğini sanmıyorum." "Sürpriz, öyle mi? Hoş bir sürpriz mi diyorsun sen buna?" "Hayır, öyle demek istemedim de nasıl anlatayım, tahmin etmiyordum işte. Açıklama isteyip beni zor durumda bırakma." "Bunun bir erkek için anlamını öğrenmeye çalışıyorum." "İlk olduğunu bilmek, erkeğe daima gurur verir." "Neden?"
Sayfa 192 - RemziKitabı okudu
İlginç, değil mi? Ama durum böyle işte, aziz hemşerim. Kimileri, “Sev beni!” diye bağırır, ötekiler, “Sevme beni!” diye. Ama en kötü ve en mutsuzu olan bir bölümü de, “Sevme beni, yine de bana sadık kal!” diye. Ne var ki, doğruyu hiçbir zaman kesin olarak anlayamayız, her varlıkla buna yeniden başlamak gerekir. Yeniden başlaya başlaya, alışkanlıklar edinilir. Kısa zaman sonra söylem düşünmeden gelir size, arkasından da refleks gelir: Bir gün gerçekten arzu etmeden alma durumunda bulunursunuz. İnanın bana, hiç değilse bazı insanlar için arzu edilmeyeni almamak hiç değilse dünyanın en zor işidir.
Trenden inilebilecek son durağı da kaçırmak..
Gök gürlemesi gibi çınlayan alkışlar belki Napoléon’un aklını başına getirir ve kendiliğinden tahttan vazgeçmesinin zamanının geldiğini anlar, diye düşünür insanlar. Fakat yeryüzünde iktidardan vazgeçmek kadar zor bir şey yoktur. Napoléon tereddüt eder. İşte onun bu tereddüdü kendisinin özgürlüğüne ve oğlunun imparatorluğuna mal olur.
Onunla dalga geçmekten beni vazgeçiren olayı anlatayım sana. Bir gün Sacramento Nehri'nin kıyısında bir grup arkadaş ile takılıyorduk. Kendimi çok akıllı bulduğum bir gündü. Lennie'ye dönüp 'Atla suya' dedim. O da atladı. Ama suda tek bir kulaç bile atamadı. Neredeyse boğuluyordu, zar zor çıkardık onu sudan.Onu kurtardığım için bana o kadar nazik bir tavırla teşekkür etti ki. Suya atlamasını ona benim söylediğimi tamamen unutmuştu. İşte o olaydan sonra bir daha onunla hiç dalga geçmedim.
Sayfa 50
Reklam
İnsanlarla iletişim kurma olayında pek de iyi sayılmam, evet. Mesela kalabalık bir grup olarak restorana gidildiğinde hemen garsonla muhabbet etmeye başlayan adam vardır ya hani. Sanki müşteri değil de garsonun kırk yıllık ahbabı gibidir, Hâl hatır sorulur, siparişleri o verir, masaları birleştirtir. Grubun alfa erkeğidir o. Heh işte, gruptaki "Bu sandalye boş mu acaba?" diyen adamım ben de. Daha önce tanıştığım birini yolda görünce tanımaz şimdi diye düşünüp selam vermeye çekinen adamım ben. Daha önce defalarca tanıştığım bir insanla karşılaşınca kendimi yeniden tanıtan insanım ben. Hayat zor. Küçük şeyleri kafasına takan insanlar için hayat çok daha zor.
Sayfa 158
Nasıl mı? İşte böyle...
Güzel sev beni kibar sev usul usul belli etmeden sev gizlice ama anlayarak sev ben olduğum için sev beni tüm bilginle geçmişinde biriktirdiğin ne varsa ve gelecekte kim olacaksan öyle sev bakarak sev görerek sev duyarak sesimi duyarak söylemediklerimi aklımdan geçenleri dokunarak sev en dokunulmaz yerlerine içimin bilerek sev kimi sevdiğini beni
Sayfa 100 - Ölüm asude bahar ülkesiKitabı okudu
yaşmaya deyerese ölüm guzel
Yokluğun buz gibi soğuk Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,
Sayfa 457 - özlem ve ölüm
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.