Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
#Allah ile konuşturan namaz
Dünyayı verseler iki gözünü vermezsin. İki gözünü verene de kulluk etmezsin. Garip dünya... Necip Fazıl Kısakürek
Sadece imar etmiyor, sadece savaşmıyor Huzeyfe. İlim de öğreniyor. İki yüz yirmi beş hadis-i şerif rivayet ediyor ondan takipçileri. Kur'an-ı Kerim'in çoğaltılarak değişik beldelere gönderilmesi fikrini o veriyor Hz. Osman'a. Kalplerden söz ediyor sonra. Dört çeşit kalpten. Kilitli kalp, ikiyüzlü kalp, ışıldayan kalp, nifakla imanın yarış ettiği kalp. "Kilitli kalp kafirin kalbidir, ikiyüzlü kalp münafığın, bir kandil gibi ışıldayan kalpse müminin kalbi. Dördüncü kalbe gelince, kim kazanırsa yarışı o kalbe hakim olur. " Vali olduğu şehirde bir cuma hutbesi veriyor Huzeyfe: "Kıyamet yaklaştı, ay yarıldı. Uyanın ay yarıldı! Uyanın dünya ayrılık anına yaklaştı. Bugün hedefler belirlenecek, yarın yarış var!" O sırada camide bir çocuk babasına soruyor: "Neyi kastediyor yarışla?" Baba gülümsüyor çocuğa: "Cennete koşanları!"
Reklam
Hiç bir şey yok ırmakta, hiç bir şey, eğilmiş yüzümden başka, yüzümde hiç bir şey yok iki gözden başka ... Keder yüklü iki insan gözü bütün bir ırmağa yetti gitti ...
Gece, öykü zamanıdır. Gündüz, geceden kuşku duymayan başka bir dünyadır. İki dünya iç içe geçmemelidir.
Sayfa 192
Beklenmedik iyilikleriyle insa­nın aklına "Karşılığında kesin bir şey isteyecekler" kuşkusu­nu düşürmüyorlardı. Olağan halleri buydu. Yaşıyorlardı bu hayatı. Yollarına çıkanı katıyorlardı yanlarına. Su gibi akı­ yorlardı tümseklerin arasından, çukurların içinden, yokuş­lardan aşağı. Görür görmez anlıyordun, senin inceliklerinin karşılığı var onlarda, yerlere saçılmıyordu onlara sunduğun tatlılıklar, ziyan olmuyor, ıskalanmıyordu, ki senin hiç alı­ şık olduğun bir şey değildi bu. Ama işte o kısa çarpışmalar­ da bir şey oluyordu, dünya içinde dünyalar beliriyor, iki ki­şilik, üç kişilik adacıklar oluşuyordu anında ve sen birden, yeniden nefes almaya başlıyordun.
☆İSTANBUL SÖZLEŞMESİ☆
Türkiye, BM'nin “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi"ne 1980'lerde imza koymuştur. Sözleşme imzacı devletlerde yasa hükmündedir. Öyledir de, acaba sözleşme hükümleri ülkemizde yeterince yerine getirilmiş midir? Türkiye, 2011'de Avrupa Konseyi'nin aile içinde ve toplumsal alanda kadınlara yönelik şiddete karşı önlemler bütünü olan "İstanbul Sözleşmesi"ne de imza koymuştur, üstelik sözleşmenin doğduğu toplantının ev sahibidir. Peki şimdi ne olmuştur da, İstanbul Sözleşmesi tu kaka ilan edilmektedir? Sözleşmede dünya kadınlarına karşı işlenen suçlar bahsinde sıralanan edimler -son iki madde dışında- ülkemizin halleri değil midir? Suçlara bir bakalım: ◉ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik); ◉taciz amaçlı takip; ◉tecavüz dahil, cinsel şiddet; ◉cinsel taciz; ◉zorla evlendirme; ◉kadınların sünnet edilmesi; ◉kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama. Kadınların her geçen gün daha fazla şiddete maruz kaldığı, neredeyse her gün bir kadının cinayete kurban gittiği ülkemizdeki bu tuhaf tartışma nedir? Bu gecikmiş bir yanlış anlama mıdır, kasıtlı bir yanlış anlama numarası mıdır?
Sayfa 52 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
Reklam
Konvansiyon, devrimin şehirdeki temposuyla kırsaldakinin birbirine uymadığını vaktinde fark eder: Köylerdeki, çiftliklerdeki, dağlardaki insanlar başkenttekiler kadar hızlı düşünemezler, fikirleri daha ağır ve daha ihtiyatla özümserler ve kendi anlayışlarına göre işlerler. Kongrede bir saatte yasalaşan şeyler, toprağın yüzeyine ağır ağır sızar,
Sayfa 39 - 40 Can Yayınları
Bütün öğrettiklerimi unutun. Dünya dönüyor evet, ama belki de burda, bu dağ başında dönmemesini bilmek daha doğrudur. Size Hayat Bilgisi dersleri verdim sevgili çocuklar, ama hayatın gerçek bilgisini, siz, kendiniz, burda iki sınır arasında, bu dağ başındaki köyünüzden uzak kentlere gittiğinizde, askerliğinizde, öğreneceksiniz. Unutmayın ki, kitaplarda yazı­lanlar, okullarda öğretilenler her zaman doğru değildir. Benim için doğru olan, sizin için gerekli değildir. Eğer öğrettiklerimin çoğu böyleyse, bağışlayın beni.
Sayfa 188Kitabı okudu
İki tür mit vardır
Bunlardan biri,insanlar ile hayvanların henüz aynı grup içinde bulunduğu zamanlardan ve dilin sahneye çıkışıyla gerçekleşen ayrılmadan bahsederler. İnsan böylece kendisini hayvan dünyasından kesin olarak ayırmıştır. Bunun yanı sıra bir de, mevcut sosyal yapıyı doğrulama amacını taşıyan mitlerin yer aldığı kategori vardır. Bu mitlerde, işlerin yolunda gitmediği bir "önceki" dünya düzeni vardır ve bu düzen alaşağı edilerek daha iyi bir dünya kurulur.
Ne demek ağlamak? Ağlamak demek, bir adamın, parmakları ile oynayan, memleketin türkülerini avradıymış gibi seven bir yüreğin, ne diyorsun, bin yüreğin, bir Paris gecesi içinden iki göz pınarında iki tuzlu dünya taşıması, göstermesi demek: Ağlamak.
Sayfa 173Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.