Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karşılıklı etkileşim denilen şey, bu ikili ilişkinin bir parodisinden başka bir şey değildir. Tersine çevrilebilme özelliğine sahip ve sürekli oluşum halindeki bir dünyaya özgü karşıtlık sürecinde, karşılıklı etkileşim diye bir şey yoktur. Erkek ve dişi "karşılıklı etkileşen" varlıklar değildir. Bu çok saçmadır. Düşünce ve dünya karşılıklı etkileşim içinde olan varlıklar değildir. Bu bir evet-hayır ya da video oyunu değildir. Bir dilde birbirlerine eklemlenen sözcükler karşılıklı etkileşim içinde değildirler. Karşılıklı etkileşim, her yerde karşımıza çıkan bir efsanedir -Entegre olmuş ya da entegre olamayan sistemler efsanesi. Ötekiliğin feed-back, karşılıklı görüşme, yüz yüze gelme gibi şeyler içinde kaybolup gittiği bir efsane. Bu sanki her yerde geçerli olan bir tür ekografidir. Tanrılar ve insanlar arasında da yüz yüze gelme diye bir şey yoktur. Her yerde olduğu gibi burada da geçerli olan tek kural almak ve vermektir.
Bugünlerde insanlar, bütün zamanlarını e-postalarla, telefonlarla, mesajlarla geçiriyorlar; kimseye yeteri kadar yüz yüze zaman geçirmiyor.
Reklam
Aşk mektupları neredeyse kayboldu. Oysa mektup aşkı belgeliyor, aynı zamanda yüz yüze iken yüzün kızarmasından bir türlü söylenemeyen aşk sözcüklerinin sevgiliye iletilmesini de sağlıyordu. Artık yüz yüze iken yüz kızarmalar da kaybolduğu için, var olan aşk mektuplarının tadı kaçtı.
Sayfa 445Kitabı okudu
"Bir şeyle mücadele etmek için onunla yüz yüze gelmek gerekir ve o da kendini göstermekte gecikmedi."
Sayfa 99
"Bir toplumda bir şeyler artık gizlenmeyecek veya görmezden gelinemeyecek kadar yanlış gitmeye başladığında sorulabilecek çeşitli sorular ortaya çıkar. Dün Avrupa bugün ise Ortadoğu için en yaygını şudur: "Bunu bize kim yaptı?" Tarihte en büyük krizle yüz yüze gelen Osmanlılar ise farklı bir soru sordu: " Hata neredeydi?"
Vahşi hayvanların yaşadığı bir ormanda yolumu kaybettim. Hayvanların birinden kaçsam bir başkasıyla yüz yüze geliyordum.
Reklam
Korkutucu gelse de, bu, cesaret göstermek ve sevgiyi tanımak için gerçek bir fırsatın yakalandığı ilk andır. Sevmek, onunla birlikte kalmak demektir. Fantezi dünyasından çıkıp kalıcı bir sevginin mümkün olduğu; yüz yüze, kemik kemiğe bir adanma sevgisinin mümkün olduğu bir dünyaya girmek demektir. Sevmek, her bir hücreniz "Kaç!” derken, kalmak demektir.
Sayfa 161Kitabı okudu
Odayı tek aydınlatan şeyler, televizyondan gelen, yanıp sönen mavi ışıklar ve şöminenin vermiş olduğu aydınlıktı. River'a bakıp bu olaym bizi nasıl etkileyeceğini düşündüm. Uykusunda ufak ufak kıpırdıyordu. Onun kalp atışmı hissetmek için elimi kalbinin üzerine koydum. Tişörtünün altmdan teninin sıcaklığını hissedebiliyordum ve onu
Sayfa 59
Türk Halkının nüktedan, hazır cevap ve zeki bir fıkra kahramanı olarak tanıdığı Nasreddin Hoca (1208-1284), aslında medresede ders veren büyük bir müderris ve ayrıca da kadıdır. Nasreddin Hoca'nın milletimizin hafızasında yer eden görüntülerinden birisi de merkebine ters binmiş halidir. Bunun hikmeti şudur: Hoca Efendi ders verdiği medreseden merkebine binip evine giderken dahi talebeleri ardı sıra gelir, yolda kendisine sualler sorarlarmış. İnce fikirli Nasreddin Hoca'mız da talebelerine arkası dönük olarak cevap vermenin İslami edebe aykırı olduğunu düşünerek merkebine ters biner,böylece talebeleri ile yüz yüze gelerek onların suallerine cevap verirmiş.
-Küçük- Edward Uluorta Sömürgeci ve Irkçı Bir Tavırla Karşılaşıyor
Şimdi olayın üzerinden 50 yıl geçmişken beni asıl üzen, bu karşılaşmayı öylesine uzun bir süredir içimde taşımış olmama, bugün dahi beni en az o zamanki kadar yaralıyor olmasına rağmen ister istemez ikinci sınıf insan muamelesi görmemiz karşısında babamla kaderci bir uzlaşmaya gitmiş olmamız, olayın üstüne gitmekten kaçınmamızdır. Babam bu durumumuzu biliyordu. Bense bunu ilk kez Pilley ile yüz yüze geldiğimde öğrenmiştim. Yine de ne o ne de ben bunu mücadele etmeye değer bulmuştuk ve bunu bilmek beni halen utandırıyor.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.