Türkiye'nin Bilim ve Kültür Atmosferine Dair Tespitleri
*TURAN: Türkiye'deki kültür hayatını, Türkiye'de özellikle üniversitelerin bilime gösterdiği değeri nasıl yorumluyorsunuz? Türkiye'deki bilim tarihini incelediğiniz zaman nasıl bir tablo ile karşılaşıyorsunuz? *SEZGİN: Türkiye'de bir gelişme var. Türkiye'de üniversitelerin sayısı çoğaldı. sayı mühim fakat biraz kaliteye, derinliğe dikkat edilmediğine şahit oluyorum ve bunun temenni ediyorum, yani üniversitelerimiz zayıf ve maalesef Türklerde Batı dillerine yani dil öğrenmeye karşı bir kompleks var. Bu yıkılmalı bunu bertaraf etmek lazım. Avrupa'da İngilizce konuşmayan bir üniversiteliyi tasavvur edemezsiniz ama bizde maalesef dil bilinmiyor, dil kompleksi var. sonra başka bir şey var... Maalesef ben ilkokul üçüncü sınıftayken hangi bakandı, bilmiyorum, Türk mekteplerinden grameri kaldırdı. bana dedi ki babam: "sarf-ı Türkî'yi öğreteyim sana" o zamanlar gramere sarf-ı Türkî'yi derlerdi. Bugün belki bilimler tarihçisi olabilseydim babamın sarf-ı Türkî'yi öğretmiş olmasının çok büyük etkisi vardır. eğer o Alman Ritter'in ilk derslerini anlayabildiysem belki ben de biraz gramer düşüncesinin gelişmiş olmasının payı vardır. Türklerin gramer bilgileri yok, o yüzden dili öğrenemiyorlar, bazen iyi konuşuyorlar fakat yazamıyorlar. bu bizim milletimizin önemli problemlerinden biridir.
Söyleşmeye teşebbüs bile etmiyordu insanlar. Karşılıklı konuşmayı, kişisel ya da toplumsal bir konu üzerine yoğunlaşarak tartışmayı, hiç değilse bir şeyin içyüzünü kavramanın getireceği anlık parıltıyı yaşamak istemiyorlardı. Elias Rukla kendisinin de bunu başaramadığını itiraf ediyordu; konuşamıyordu artık. Eskiden bir parçası olduğu ve şimdi de
Sayfa 87 - Yky
Reklam
·
Puan vermedi
KARANLIKTA ATEŞLER..
KARANLIKTA ATEŞLER.. 1927 yılında, Orta Avrupa'da henüz huzur hüküm sürerken, Moravya Romanlarından Anna ile Josef'in bir oğulları dünyaya gelir. Yenko, 1930'lardaki büyük ekonomik bunalım döneminde büyür. Ancak çok geçmeden Avrupa'yı tümüyle sarsan tehlike dolu günler gelir. Almanya'daki Nazi rejimi, Yahudilere soykırım uygulamakta, Romanlara ise rahat vermemektedir. Yenko'nun ailesi Alman ordusundan kaçmak için yollara düşerlerse de, yolda yakalanıp bir çalışma kampına gönderilirler. Ancak bu soykırım tehdidine uğrayanlar, Yahudilerle sınırlı değildi. Naziler, Çingenelere de düşmandı. İşte Karanlıkta Ateşler, Çingenelerin uğradığı zulme odaklanır. Korkunç koşullara maruz kalan bu insanların hayatta kalma savaşımlarını sürükleyici bir anlatımla dile getiriyor. Karanlıkta hep ateşler yanar. Çünkü her şeye rağmen her zaman bir umut vardır. Yazar. Lousie Doughty Çeviren: Olcay Boynudelik Arlı Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Yayın Tarihi : 2005 Baskı: 1 Sayfa: 565 Kitap tertemiz eksiksiz, yeni ayarındadır. Çekimden kaynaklı renk farkı oluşmaktadır. linktr.ee/SecondHand63
Karanlıkta Ateşler
Karanlıkta AteşlerLouise Doughty · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20057 okunma
Kimlik farklılıklarının en önemlisi, gerçek ya da uydurma olsun, dini ayrılıklardı. En büyük ayrışma ise Hindular ile Müslümanlar arasındaydı. Böl ve yönet tarzının en önemli aracı dindi. Din üze­rine araştırmalar yürüten Peter Gottschalk'ın çalışmaları, Hindular ile Müslümanlar arasındaki ayrışmanın İngilizlerin kasti bir projesi olduğunu
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Zweig'ın bu eseri bazı önemli tarihi olayları ve tarihi kişilikleri anlattığı denemelerinden oluşuyor. Bize o tarihi an'ları anlatıyor. Kitap tam bir bilgi ve kültür şöleni. Denemelerin başlıkları şu şekilde; * Bizansın Fethi (29 Mayıs 1453) İstanbul'un fethini kısaca anlatıyor fakat Zweig'ın bu konu ile ilgili yararlandığı
Yıldızın Parladığı Anlar
Yıldızın Parladığı AnlarStefan Zweig · Cem Yayınevi · 19745,6bin okunma
*Bir toplum kendi kurumlarını eleştiremiyor ve onlarla alay edemiyorsa, gülemez. Yazılmış en kısa kitap, Alman mizahının tarihi kitabı olurdu, otoritenin felç edici korkusundan sürekli acı çekmiş bir kültür. Komedi aslında kızgın. antisosyal bir sanattır. Dahası zayıf komedinin problemini çözmek için yazar önce sorar: Neye kızgınım? Toplumun, kendisinin kanını kızıştıran yönünü böylelikle saptar ve saldırıya geçer.
Plato Film Yayınları ~ PdfKitabı okudu
Reklam
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
254 syf.
·
Puan vermedi
Türkçülüğün Esasları:
Ziya Gökalp bu eserinde Türkçülüğü iki ana çerçevede incelemiştir, Türkçülüğün mahiyeti ve Türkçülüğün programı. Türkçülüğün mahiyeti kısmında; Türkçülüğün tarihi, Türkçülük nedir, Türkçülük ve Turancılık gibi konulara değinir. Türkçülüğün programı kısmında ise biraz daha Türk milletini anlamaya yönelik sosyolojik tespitlerine yer verir: yazı
Türkçülüğün Esasları
Türkçülüğün EsaslarıZiya Gökalp · Ötüken Neşriyat · 20226,1bin okunma
"Yeri gelmişken tarihî bir paralelliğe işaret etmek istiyorum: Nasıl ki Rönesans Hümanizması’nda ifadesini bulan kültürel değişiklikler, Konstantinopel’in 1453 yılında Türkler tarafından fethi üzerine Batı Avrupa’ya göçen bilginler tarafından başlatılmışsa Atatürk’ün modern Türkiye’nin önünde açtığı kültürel değişme çığırı da siyasî nedenlerden ötürü 1933’te Almanya’yı terk etmek zorunda kalmış ancak içlerinde yaşattıkları antik kültür mirasını beraberlerinde Türkiye’ye getirerek oradaki reform düşün­cesinin hizmetine sokmuş olan bir avuç Alman profesör etkilemiştir."
378 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.