Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
HAMM Tanrıya dua edelim. CLOV Gene mi? HAMM Kes sesinil İçinden! Terbiyeli ol biraz! Hadi bakalım. (Dua konumuna gelirler. Bir an. İlk vazgeçen Hamm'dır.) Eeee? CLOV Boşuna! Ya sen? HAMM Ne gezer! (Nagg'a) Ya sen? NAGG Bir dakika (Bir an. Gözlerini açarak.) Hava civa! HAMM Alçak! Yok ki! CLOV Henüz.
Yazı masamın üstündeki ayna hafifçe çarpık ve aşırı parlak görünüyordu. İçindeki yüz, dişçilerin cıva küresinden yansıyor gibiydi. Çarşafların arasına sokulup uyumaya çalışmayı düşündüm ama bu düşünce de, kirli, karalanmış bir mektubu yeni, temiz bir zarfa tıkıştırmak kadar tatsız geldi bana.
Reklam
Birkaç haftadır bir his var üzerinde; koruyucu bir ambalajın içinde gezindiğini, cıva gibi yüzdüğünü hayal ediyor.
Sayfa 189Kitabı okudu
Erimiş cıva gibi ciğerlerime dolan bu rutubet kokulu havayı andıran bıktırıcı zeka yoksunluğu, hayatı yaratmaktan aciz olanların ölüm şahinleri gibi bulutlar halinde uçuşmaları beni bıktıran.
Sayfa 122 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Mısır şurubu elde etmek için cıva kullanılıyor! Üretiminde kullanılan kostik soda (NaOH) ge­ nellikle cıva hücreleri kullanan "klor-alkali" işletmelerde üretil­ mektedir. Cıva kuvvetli bir nörolojik toksindir / zehirdir. ABD' de yapılan bir araştırmada, incelenen 20 mısır şurubunun dokuzun­ da 0.065 ile 0.570 ııg/mikrogram oranında cıva saptandı. Gün­ lük yaklaşık olarak bir insanın 50 g mısır şurubu tükettiği düşü­ nülürse, insan vücuduna bu yolla önemli miktarda cıva girdiğini göstermektedir. Bu özellikle çocuklarda daha tehlikeli sonuçlar doğurmaktadır.
I. Cilt
"Üçleme, mad­denin üç özü, kükürt, cıva ve tuz. Kükürt yağ barındırır ve yanıcı özelliği vardır; tuzla birleşince yanıcı özelliği içindeki alkanı tutuşturur, cıvayı kendine çeker, onu yakalar, tutar ve onunla birleşerek farklı yapılar meydana getirir. Cıvanın sıvı, uçucu, ruhani bir özü vardır, İsa, Kutsal Ruh, O."
Sayfa 657 - Piyer BezuhovKitabı okudu
Reklam
Cıva yutan kişilere deva, domuz yağıdır.
Bir noktada birbirlerine dönüşmüş, civa damlaları gibi birbirlerine eklenmişlerdi.
Sayfa 33
Gırtlağıma gene bir iç sıkıntısı sarılıyorsa, bu ele gelmez anın parmaklarım arasında cıva incileri gibi kayıp gittiğini duyduğum içindir.
Leonardo da Vinci tarihin en uslanmaz meraklısı olarak anı­ lır.7 Belki bu abartılı bir söylemdir ama Leonardo hem kendine hem de başkalarına çok fazla soru sorardı. Gelin onun 1495 civa­ rında Milano'dayken hazırladığı tek günlük yapılacaklar listesine bir göz atalım:8 Milano ve banliyölerinin ölçülerini hesapla. Milano ve kiliselerini anlatan bir kitap bul, Cordusio yolun­ daki kırtasiyede olması gerekiyor. Corte Vecchia'nın (Duka'nın sarayının eski avlusu) ölçüle­ rini öğren. Matematik Üstadı'ndan (Luca Pacioli) sana üçgenin alanını hesaplamayı öğretmesini iste. Benedetto Portinari'ye (Milano'dan geçen Floransalı bir tüccar} Flanders'de buz üstünde nasıl gittiklerini sor. Milano'yu çiz. Üstat Antonio'ya havan toplarının kale burçlarına gündüz veya gece nasıl yerleştirildiklerini sor. Üstat Gianetto'nun arbaletini incele. Bir hidrolik ustası bul ve ondan Lombardiya usulü bir kilit, kanal ve değirmenin nasıl tamir edileceğini öğren. Üstat Giovanni Francese'ye güneşin ölçülerini sor, anlataca­ ğına söz vermişti.
Reklam
Mefistofeles: Öyleyse cesaretin var demektir, Benimle bir anlaşma yapmaya. Sanatımı severek izleyeceksin yakında, Hiçbir insanın görmediğini, Vereceğim ben sana. Faust: Zavallı şeytan, bana ne verebilirsin ki? Yükseklere göz dikmiş insan bilincini, Senin gibiler kavrayabilir mi hiç? Sendeki gıda doyurmaz insanı, Elindeki kızıl altın, cıva gibi, Avcun içinden akıp gider, Senin kumar masalarında, Kimse kazanmaz, Daha sarılırken başkalarına bakar, Göndereceğin kızlar, Vereceğin itibarın tanrısal gururu, Kuyruklu bir yıldız gibi, Kayar gider; Bunları mı sunacaksın? Göster bana bakalım, Koparılmadan çürüyen bir meyveyi, Hergün yeniden yeşillenen ağacı!
Sayfa 7 - Öteki Yayınları Çalışma Odası
Zavallı şeytan, bana ne verebilirsin ki? Yükseklere göz dikmiş insan bilincini, Senin gibiler kavrayabilir mi hiç? Sendeki gıda doyurmaz insanı, Elindeki kızıl altın, civa gibi, Avcun içinden akıp gider, Senin kumar masalarında, Kimse kazanmaz, Daha sarılırken başkalarına bakar, Göndereceğin kızlar, Vereceğin itibarın tanrısal gururu, Kuyruklu bir yıldız gibi, Kayar gider; Bunları mı sunacaksın? Göster bana bakalım, Koparılmadan çürüyen meyveyi, Hergün yeniden yeşillenen ağacı!
Öteki
“Sözcüklerden asla yeterince sakınmayız, öyle zararsız gibi durur sözcükler. Tehlikeli bir halleri falan yoktur elbette, hava cıva, ağızdan çıkan birtakım sesler, etliye sütlüye karışmayan, kulaktan girip beynin o kocaman gevşek gri dokusunun müthiş sıkıntısı tarafından kolayca emilebilen. Onlardan sakınmayız, sözcüklerden, felaketler de öyle gelir zaten.”
Sayfa 497 - YKY
“Kibir termometredeki cıva gibi yüreğinde yükselip kabarmış, cinnet hâllerinin sıcaklık seviyesine ulaşmıştı.”
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.