YouTube kitap kanalımda Hakan Günday'ın bütün kitapları ve kitaplarını okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/uqCotb6in_0
Taedium vitae = Yaşamın amaçsızlığı, hayatın boşluğu, yaşam bıkkınlığı, hayattan usanma anlamlarına gelebilen Latince bir söz öbeği. Kayra'nın Zippo çakmağında yazan bu söz öbeği bütün romana
Mahsun olma Burma, sevin!
Medeniyet getireceğiz sana,
Ölmez veya kör olmazsan göreceksin!
Medeniyet dediysek sizi medenileştireceğiz demedik. Medeni insanları göreceksin, onlara hizmet ederken…
Kulüpte biz briç oynarken hizmet için sizi içeri çağırırsak o zaman göreceksin. Gramafon sesi gelecek kulağınıza, medeniyetle tanışacaksın. Ya da
Isaac Asimov , 1920 Rusya doğumlu bir Amerikan vatandaşıdır. 1992’deki ölümüne dek hakkında yazmadığı bir kategori bırakmayan Asimov, bilimkurgu yazarı olmasının yanı sıra, iyi bir bilim insanıdır da. Bir Kimya profesörü olan Asimov, hayatını tam zamanlı
"Doğayla savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz." demiş Hubert Reeves.
Bu sözün değeri o kadar net ve o denli büyüktür ki, üzerine koca koca ciltli kitaplar yazılabilir. Gazeteci yazar Jacques Girardon da bu temelde, alanında uzman üç bilim insanı ile, bitkilerin evrimi ve yeryüzündeki yolculuğu hakkında ropörtaj niteliğinde
ESİR, YORGUN, YALNIZ, YERLİ VE ONURLU BİR ADAM: KEMAL TAHİR
Türk düşün ve yazın hayatının seçkin isimlerinden olan Kemal Tahir, 15 Nisan tarihinde İstanbul Vezneciler semtinde, İsmail Kemalettin adıyla dünyaya geldi. Kimliğinde 13 Mart olarak görünen doğum tarihi, 1917 yılında yapılan takvim değişikliğinden kaynaklanan bir yanlışlığın sonucudur. Babası 2. Abdülhamit'in hünkar yaverlerinden ve baş
Felâtun Bey ile Râkım Efendi
Bir döneme tanıklık etmek...
Ahmet Mithat Efendi’yi okumak, bir imparatorluğun çıkış kapısında demli bir çay içmek ve sonra Boğaz’ın serinliğinde bir sandal üzerinde güneşin batışını seyretmek...
Ne güzeldi, çok güzeldi, pek güzeldi...
#1edebiyat1bilim1film maratonu okumalarımız kapsamında Türk edebiyatının
Tarihe Düşülen Notlar: Yalanlar, İftiralar, Sövgüler ve Cevaplar
“Herkes keyfine, fantezisine, kendi maksadına, menfaatine, aldatacağına, ve aldatıldığına göre yazar.” Dr. Rıza Nur, I. Baskı, Sayfa 523, Hayatım ve Hatıratım
Bu hatıratta okuduklarımızın temel özeti işte Rıza Nur’un kendi ifadesinde bize sunulmuştur. Yani okuyacağımız hatırat için bize şunları demektedir;
Bu hatırat, benim keyfime, benim
koşulacak bir sancı gibi inceden
genceden aktım geceye
ihtiyar sokaklarda acemi lambalar
ve ıslak bir ışık ilkbahara
ilkbaharın günahı olmaz nasılsa..
çocuklar bulmuş, getirdiler
kanadı kırılmış bir nisan yağmurunu
nisan'ın kuyruğuna teneke bağlar mı insan,
çocuk olmasa?...
aşk şakasını kaldırır mı insan,
çocuk olmasa...
bir celsede boşanıyor mağrur bir yağmur,
nisanların yenildiği yalancı baharlarda..
ilkbaharın günahı olmaz nasılsa !
Ahmet Ümit
Başkomiser Nevzat serisinin ilk köşe taşı ile herkese merhabalar. Ahmet Ümit’e hakkını teslim etmekle birlikte, sanki serinin diğer hikaye örgüleri için bir tür eskiz çalışması gibi geldi bana nedense Agatha’nın Anahtarı. Kitap, içeriğinde yer alan son hikaye haricinde diğerleri irili ufaklı polisiye denemelerden mürekkep güzel bir eser izlenimi sunuyor.
On hikayenin her biri, esasında yorumlansa bambaşka boyutlar kazanıp apayrı bir insanlık hikayesi çıkarmış gibi dursa da, yazar yormadan ve eğip bükmeden kaleme almış hikayeleri. Ancak belirtmekte fayda var ki, hepsinin arka planında ortaya koyduğu bir derdi var Ahmet Ümit’in: toplum… Kaldırımda yürürken dertsiz tasasız sanılabilecek insanların içerisine tuttuğu ışık takdire şâyan…
Kitaba adını veren hikaye ise polisiyenin olmazsa olmazı “kusursuz cinayet yoktur” mottosu üzerine kurulu olup ülkemizi ziyarete gelen ünlü polisiye yazarı
Agatha Christie ’ye kendini kanıtlamaya çalışan, yeteneksiz katil ama yalancı aşık bir adamın arasında geçen olayların anlatımından ibaret.
İrili ufaklı on polisiye masalını - ki benim favorim olan hikaye ‘Savcıyı Öldürmek’ - bulacağınız güzel bir seyire davetlisiniz.
kitapla kalın…