Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çağımızda sözüm ona dürüst ilişki, iki tarafın da tüketicii olduğu, birbirini tükettiği, birbirinden tükettiği bir ilişkidir. Aile evi, bu durumda, insanların birbirlerine arzularını, taleplerini bildirdikleri bir geneleve dönüşür. Genelev eve taşınmış, adına da aşk denmiştir. Aradaki tek fark, ilişkinin "eşitlik" üzerine kurulmuş olmasıdır.
Sayfa 268Kitabı okudu
"Direnme gücüne sahip olanlar başkalarından farklı değildir," diyordu Nora. "Aradaki tek fark, onların aklında belli bir hedef olması ve o hedefe ulaşmaya kararlı olmalarıdır. Direnme gücü, dikkatimizin kolayca dağılabildiği bir hayatta odağımızı koruyabilme yeteneğidir.
Reklam
Bir insan, size kızmak istiyorsa; dünyanın en iyi insanı dahi olsanız bir neden bulabilir. Aynı şekilde bir insan, sizi affetmek istiyorsa, dünyanın en kötü insanı dahi olsanız bir mazeret bulabilir. Aradaki fark, sizin iyiliğinizde ya da kötülüğünüz de değil, karşınızdakinin gözünde ne kadar değerli olduğunuzla alakalıdır...
Sayfa 283Kitabı okudu
İnsanın yaşamında bir an gelir ve sanırım bu, yazgısal bir andır; kaçamazsınız, o anda her şeyden kuşkulanırsınız: evliliğinizden, dostlarınızdan, özellikle, oluşturduğunuz çift olarak sahip olduğunuz dostlardan. Evladınızdan değil. Evlattan hiçbir zaman kuşku duyulmaz. Ve bu kuşku, kendi çevresinde büyümeye başlar. Bu kuşku, yalnızdır, yalnızlığın kuşkusudur bu. Ondan doğmuştur, yalnızlıktan. Bunun adını şimdiden koyabiliriz. Çoğu kimse bu söylediğime katlanamaz, sanırım, hemen sıvışır oradan. İşte bundan dolayı herkes yazar değildir. Evet. Aradaki fark burada. Gerçek bu. Başka bir şey değil. Kuşku, yazmaktır. Dolayısıyla, yazardır da. Ve yazarla birlikte herkes yazar. Bu öteden beri bilinen bir şeydir.
"Direnme gücüne sahip olanlar başkalarından farklı değildir," diyordu Nora. "Aradaki tek fark, onların aklında belli bir hedef olması ve o hedefe ulaşmaya kararlı olmalarıdır."
Sizi duyar gibiyiz: Tüm bunları hesaplamak oldukça güçtür, hatta mümkün değildir; ancak bu düşünce anlaşılır olsa da olup bitenin şansa bağlı olduğunu göstermez. Aradaki ince fark görüldüğünde, hesaplayamamış olmamız hesaplanamayacağı anlamına gelmez. Laplece'in felsefesi "Evrendeki tüm doğa olayları ve o anki varlıkların konumunu bilen ve bunun hesabını yapabilen biri için gelecek aynen geçmiş gibi gözünün önündedir" fikri üzerine inşa edilmiştir. Biz başka bir yorum yapalım ve buna "gelecekteki kısa zaman dilimlerini bilmek ismini takalım.
Sayfa 38 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bugün kırkıncı yaşımda, tıpkı dört yaşındayken olduğu gibi bir çocuk ve büyükler eşliğindeyim. Yalnız çok, ama çok yorgunum. Aradaki fark, belki benim ahşap evi, geceyi, korku ve yalnızlığı kabullenmiş olmam. Ya da kendimin, ahşap ev, geniş caddeler, Berlin'in geniş bulvarları, ağaçlar, zamanın sessizliği durumuna gelmem.
Direnme gücüne sahip olanlar başkalarından farklı değildir. Aradaki tek fark, onların aklında belli bir hedef olması ve o hedefe ulaşmaya kararlı olmalarıdır. Direnme gücü, dikkatimizin kolayca dağılabildiği Bir hayatta odağımızı koruyabilme yeteneğidir. Bedenimiz ve zihnimiz sınıra dayandığında bile yaptığımız işe yoğunlaşmayı sürdürmek, dikkatimizi dağıtmadan, etrafa bakıp birilerinin bizi geçebileceğinden endişe etmeden kendi kulvarımızda yüzmeyi sürdürebilmektir.
Büyük icat, üstün kurtarıcı, gözümün nuru: Emzik
Emzikler silikon ve kauçuk emzik olmak üzere ikiye ayrılıyor. Aradaki fark şu: Kauçuk nihayetinde doğal bir madde ve dayanıklı. O yüzden özellikle diş çıkartan bebekler için daha ideal. Ancak suyu içine emdiği için çabuk bozuluyor ve sık değiştirmeniz gerekiyor. Silikon emzikler ise kolay bozulmuyor fakat onlar da diş darbelerine karşı dayanıklı değil. Bu emzikleri de yenidoğanlar için öneriyorlar. Fakat artık çocuklar doğuştan tercihleri olan fazla karakterli bebekler olarak dünyaya geliyorlar ya, ne emeceklerine kendileri karar veriyorlar, sana soran kim? Eğer emzik emmesini istiyorsan, emmediği taktirde farklı markaların farklı emziklerini dene, derim.
Cahil ile anarşist arasındaki fark tüy kadardır. O aradaki tüyün üzerinde durur bütün okunan kitaplar. Ama tarihçiler üflediği zaman tozlu arşivlerin üzerine ne tüy kalır, ne de aradaki fark. Cahil de geçmiştir sarıda, anarşist de.
Reklam
Bizler de inanıyorduk, aradaki tek fark şuydu ki, bizler, bizim için kararlaştırılmış şeylerden çok, kendi seçtiğimiz şeylere inanmak istiyorduk.
Sayfa 12 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"Direnme gücüne sahip olanlar başkalarından farklı değildir," diyordu Nora. "Aradaki tek fark onların aklında belli bir hedef olması ve o hedefe ulaşmaya kararlı olmalarıdır. Direnme gücü, dikkatimizin kolayca dağılabildiği bir hayatta odağımızı koruyabilme yeteneğidir. Bedenimiz ve zihnimiz sınıra dayandığında bile yaptığımız işe yoğunlaşmayı sürdürmek, dikkatimizi dağıtmadan, etrafa bakıp birilerinin bizi geçebileceğinden endişe etmeden kendi kulvarımızda yüzmeyi sürdürebilmektir..."
Sayfa 91 - Domingo YayıneviKitabı okudu
Suda da berraklık vardır, aynada da. Fakat aradaki fark ne kadar büyüktür.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.