Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Cenin" ve "cin" kelimeleri aynı kökten geliyor. Arapça'nın imalı bir dil bilgisi var.
"Tanrı uludur" mu? "Allahu ekber" mi?
Türkçe sözcüklerin Tanrı'yı ululamakta yetersiz olduğu savı da çürüktür. "Allahu ekber" deyiminde geçen "ekber" sözcüğü, Arapçada yalnızca kutsal bir büyüklüğü göstermekte kullanılan dine özgü bir deyim değildir. Araplar"ekber" sözcüğünü gündelik toplama çıkartma işlemlerinde, söz gelimi 4 sayısının 3 sayısından
Sayfa 46 - Payel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
NOEL...
Arapça ‘Mevlit’ Hz Muhammed’in doğumunu; Fransızca ‘Noel’ ise Hz İsa’nın doğumunu anlatıyor. Her iki kültürde de ‘doğum’ hakkında genel bir kelimeyle ilgili dinin peygamberinin doğumunun kastedilmesi ilginç bir benzerlik değil mi?.. Bazen yanlış bir şekilde ‘yılbaşı’nın eş anlamlısı olarak kullanılan ‘Noel’ kelimesinin geldiği dil Fransızcadır. Kaynağı olan ‘natalis’ Latincede ‘doğuma dair/doğum günü’ anlamına geliyor.. Hıristiyanların çoğu Hz İsa’nın 24 Aralık’ı 25 Aralık’a bağlayan gece doğduğuna inanıyor. Bazı Ortodokslar ise Gregoryen yerine Jülyen takvimi üzerinden, Noel’i 6-7 veya 19 Ocak’ta kutluyorlar.. Peki Miladi Takvim İsa’nın doğumuyla başlıyorsa, Noel neden 1 Ocak’ta değil de 25 Aralık’ta kutlanıyor dersiniz?? Cevabı şu: 4. yüzyılda başlayan bu uygulamanın kaynağı, Hz İsa’nın gerçek doğum tarihi gibi tartışma konusu. Galiba en akla yatan açıklama, 25 Aralık’ın Roma takviminde ‘kış gündönümüne’ yani ‘Yılın en uzun gecesine denk gelmesi’. Bu görüşe göre, yılın en karanlık gününde doğan Hz İsa, beraberinde aydınlığı yani gitgide uzayan günleri getirmiş oluyor.. Tüm inançların, dünya görüşlerinin barış ve huzur içinde var oldukları bir ülke dileğimle. Tüm Hıristiyanlara sevdikleriyle birlikte Mutlu bir Noel Akşamı diliyorum.#Christmas #Weihnachten #Noel
Çocuk küçük yaşlardan başlamak suretiyle Kur’an mektebine gidip, anlamını bilmediği Arapça sesler ezberleyeceğine (İtalyanca bilmeyen bir çocuğa İtalyanca Tommiks ezberletildiğini düşünün— bu onun için hiçbir şey ifade etmeyecektir) inanıp, inanmayacağına kendisi karar versin. Önce bir okusun, okuma-yazma öğrensin, dil öğrensin, biraz dünyayı tanısın... Sonra, bütün tabiplerin de hemfikir oldukları, akılcı düşünmeye başlanabildiği, rasyonelitenin tamamlandığını sandığımız dönem olan on sekiz yaşında yapsın bunu. Yani, çocuk okuma-yazma bilecek, kimya, fizik okumuş olacak, tabiat bilgisi okumuş olacak, dünya hakkında bir kanaati olacak, sonra inanıp inanmamaya karar verecek.
Güneş Dil Kuramı
Türkçenin söz varlığını, başta Arapça ve Farsça olmak üzere yabancı dillerden geçen kelimelerden arındırarak özleştirme hareketi, diğer bir deyişle “Dil İnkılâbı”, Tanzimât ile başlar ve bilhassâ Cumhuriyet ilan edildikten sonra Atatürk’ün özverili çalışmalarıyla hızlı bir şekilde devam eder. Başlatılan bu hareket, sadece yabancı dillerden geçen
Coğrafyamızı Adımlarken Hatırda Kalanlar – Taha Kılınç
Seyahat Kumbarası Edinmek..! Seyahat tavsiyesinde bulunduğum muhatapların, çoğu kez öğrenci kardeşlerim oluyor. Yukarıdaki cümleleri benden duyduklarında, "Sen bize seyahat etmeyi öneriyorsun, ama biz öğrenci adamlarız. Burslarımızı bile denkleştiremiyoruz ki kalkıp seyahate çıkalım!" şeklinde itirazlar yükseltiliyorlar. Haklı olarak.
Reklam
Dostlar Saldırın Toplam 92 GB/Alıntı
SOSYOLOJİ, PSİKOLOJİ, KİŞİSEL GELİŞİM, FELSEFE VS. İLETİ KAYNAĞI! 👇 m.facebook.com/groups/14151577... Sosyoloji serisi : yadi.sk/d/bIuboL4IgdCyB
Edebifikir sitesi
1 Yorum Mithad Paşa: Bir Megaloman Mı, Kahraman Mı? PaylaşTweetİğnelePostaSMS  Mithad Paşa’yı önemli kılan nedir? İkinci Abdülhamid Han’a olan muhalefeti, meşrutiyet taraftarlığı, yenilikçi yapısı mı? Sürgünde boğularak öldürülmesi ve cinayetin Sultan’ın üzerine yıkılması mı? *** Mithad Paşa kimdir? Neden bu kadar çok tartışılan bir isim
182 syf.
8/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Kitap dört bölümden oluşmakta. Kur'an-ı Kerim ile ilgili giriş kitabı olarak tercih edilebilir. Kur'an-ı Kerim; herhangi bir sayfayı tekrar tekrar açtırıp yığınla farklı anlama, düşünüşe gark eden bir hayat kitabı, rehberdir. Kur'an bir cümlede bir anlam ifade etmez. Bir kapıyı aralarız karşımıza anlam yerine yeni bir kapı çıkar. Okudukça, okuyup
Kur'an Okumanın Adâbı ve Fazileti
Kur'an Okumanın Adâbı ve Faziletiİmam Gazali · Çelik Yayınevi · 2014203 okunma
Çocuk, küçük yaşlardan başlamak suretiyle Kur'an mektebine gidip, anlamını bilmediği Arapça sesler ezberleyeceğine (İtalyanca bilmeyen bir çocuğa İtalyanca Tommiks ezberletildiğini düşünün - bu onun için hiçbir şey ifade etmeyecektir) inanıp, inanmayacağına kendisi karar versin. Önce bir okusun, okuma yazma öğrensin, dil öğrensin, biraz dünyayı tanısın... Sonra, bütün tabiplerin de hem fikir oldukları, akılcı düşünmeye başlanabildiği, rasyonalitenin tamamlandığını sandığımız dönem olan on sekiz yaşında yapsın bunu. Yani, çocuk okuma-yazma bilecek, kimya, fizik okumuş olacak, tabiat bilgisi okumuş olacak, dünya hakkında bir kanaati olacak, sonra inanıp inanmamaya karar verecek. "Çocuklara bu hürriyeti vermemiz lazım," diyor Atatürk.
Sayfa 48 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Reklam
Nisa Suresi’nde, “nefsi vahide” ile Adem ve “eşi” ile “Havva” kastedilseydi; “eşini” ifadesi Arapçadaki dişi ve erkek zamirlerin farklılığına binaen, ayette kullanılan “zevc” yerine “zevceteha” ile belirtilebilirdi. Yine Arapçadaki dişi ve erkek zamirlerinin farklılığından dolayı, Adem’i belirtmek için ayette geçen dişi “minha” zamiri yerine erkek “minhu” zamiri kullanılabilirdi.Durum böyle olunca; ayetteki “ha” zamirinin Adem yerine dişi bir kelime olan “nefsi vahide” kelimesine gönderme yaptığını söylemek Arapça dil bilgisi kuralları açısından doğru olandır. Dolayısıyla yukarıda verilen tüm deliller neticesinde bu ayetten çıkan mana  erkeğiyle dişisiyle insanların “nefsi vahideden” yaratılmış olduğudur; yani erkekten kadının (Hz. Adem’den Havva’nın) yaratılmış olduğu değildir. Bütün bunlar, “tek nefisten yaratılma” tanımlamasının geçtiği yerlerde, erkekten kadının yaratılmasının değil de insanların kadın ve erkeğiyle tek tür olarak yaratılmalarının ifade edildiğini göstermektedir.
Sayfa 17 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Etimoloji: sözcüklerin kökenini ve evrimini inceleyen bilimdir. Türkçeye Yunanca' dan geçmiştir ( Etymon=asıl, gerçek, doğru. Logos= bilim: gerçeğin bilgisi). Arapça'da anlamı iştikaktır ( yarıp bakma).
ALMAN DİLBİLİMCİNİN GÖZÜNDEN TÜRKÇE: ''Türkçenin bir dil bilgisi kitabını okuyanlar, bu dili öğrenmek niyetinde olmasalar bile, yine de, zevk duyarak okumaya devam ederler. İsim ve fiillerin çekimindeki düzenli sistem ve dil bilgisi ile ilgili diğer bütün durumların ortaya konuluşundaki ustalık insanı hayrete düşürür. Bu dili inceleyenler, dilin yapısındaki saydamlık, kolayca anlaşılabilirlik vasfı ve insan zekasının belirtme gücü karşısında hayranlık duyarlar. Türk dili, düşünceyi, duyguyu ve heyecanı en ince ayrıntılarına kadar belirtecek bir kudrete sahiptir. Türk dilindeki ses ve şekil elemanlarının, baştan sona kadar düzenli ve ahenkli bir sisteme göre birbirleri ile bağdaştırılması, insan zekasının bu dilde abideleşen bir başarısı olarak tecelli eder. Birçok dilde, bu vasıflar perde arkasına gizlenmiş durumdadır. Karşınızda, sisler içerisindeki seçilmez kayalar gibi dururlar. Bu dillerin yapısındaki organik elemanlar, ancak dil bilginlerinin mikroskobik araştırmaları ile ortaya çıkarılabilirler. Türk dilinde ise, her şey apaçık ve aydınlıktır. İnsan billurdan bir arı kovanındaki petekleri izler gibi, dilin iç ve dış yapısını net olarak görebilir. Türk dili, seçkin bir bilginler akademisinin uzun bir çalışmasının sonunda  meydana getirdiği mükemmel bir dil görünüşündedir. Steplerde kendi başlarına yaşayan konar göçer bir halkın, doğuştan edindiği dil duygusu ile meydana koyduğu Türk dili, dünya yüzündeki benzerlerinden hiç de aşağı değildir. Kaldı ki, hiçbir akademik kurul, Türk dili kadar güzel bir dil yapamaz."
Max Müller
Max Müller
(Almanca, İngilizce, Yunanca, Latince, Farsça, Arapça ve Sanskrit dillerinde uzmandır.)
Böyle olursa sağlam hazır yiyiciler yetişmez!
Çocuk, küçük yaşlardan başlamak suretiyle Kur'an mektebine gidip, anlamını bilmediği Arapça sesler ezberleyeceğine (Italyanca bilmeyen bir çocuğa Italyanca Tommiks ezberletildi gibi düşünün - bu onun için hiçbir şey ifade etmeyecektir) inanıp inanmayacağına kendisi karar versin. Önce bir okusun, okuma yazma öğrensin, dil öğrensin, biraz dünyayı tanısın... Sonra bütün tabiplerin de hemfikir oldukları, akılcı düşünmeye başlanabildiği, rasyonelitenin tamamlandığını sandığımız dönem olan on sekiz yaşında yapsın bunu. Yani, çocuk okuma yazma bilecek, kimya, fizik okumuş olacak, tabiat bilgisi okumuş olacak, dünya hakkında bir kanaati olacak, sonra inanıp inanmamaya karar verecek. "Çocuklara bu hürriyeti vermemiz lazım," diyor Atatürk. Bu yüzden, dine dayalı eğitimi kaldıralım, çünkü doğru olduğu tespit edilemeyen, hatta yanlış olduğunun pek çok ispatı olan bir sürü şey çocuğa çok erken yaşta öğretiliyor ve onun hayatında adeta vazgeçilmez kılınıyor.
Sayfa 48 - İnkılâp Kitapevi
219 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.