Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MacGregor ın arkadaşlarına Platon’dan ya da Nietzsche’den bahsetmesi unutulmayacak bir şeydi . Bir kere arkadaşlarının Plato ya da Nietzsche’ye dair konuşmasına izin vermeleri için adlarına tesadüfen rastlamış ayağına yatmak zorundaydı ya da bir gece bir barın arka tarafında ilginç bir ayyaş tanıdığını ve adamın bu Nietzsche ve Platon denen tiplerden söz ettiğini söyleyebilirdi. Adlarının telaffuzundan emin değilmiş gibi yapardı. Platon o kadar da aptal biri değildi derdi, mazeret gösterirmiş gibi. Platon un kafasında birkaç iyi fikir vardı, evet efendim, hem de nasıl. Washington’daki şu salak siyasetçilerden birinin Platon ile tartışmaya çalıştığını görmek isterdi. Bu lafın gelişi dolambaçlı tarzla barbutçu arkadaşlarına Platon’un kendi zamanında ne denli parlak bir kuş olduğunu izah etmeyi sürdürürdü.
177 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
80 günde okudu
Bir klasik kitap daha! Ve ilk Dostoyevski klasiğim... Dostoyevski konusunda annemle konuşmuştum, ortaokul dönemindeyken okuduğunu ve dilini beğenmediğini söylemişti. Ki annem az kitap okumaz, ben de ağır bir dildir herhalde, diye düşünüp çekindim. Bu kitabı bana edebiyat öğretmenim hediye etti, beni gençliğindeki haline benzettiğini söyleyerek. Zaten Dostoyevski'ye başlamak için aldığım ufak tefek öneriler arasında Beyaz Geceler veya Kumarbaz'dan başlamak vardı, mutlulukla kabul ettim. Sonrasında proje ödevim oldu bu kitabı okumak, ama ben ödev için değil, okumak için okudum; Dostoyevski'yi gerçekten çok merak etmiştim. Ve dili, nasıl desem, muazzam zannımca! Akıcıydı, heyecandan kıpır kıpır oluyordum, klasik 'dedi' lafı yerine kullandığı 'haykırdı, bağırdı' ve şu an açıklayamayacağım sözcükler beni her okuduğumda keyiflendiriyordu. Çok fazla yazar okumadım, şu seneye dek olgun bir bakış açısı ve merak içerisinde bulunmadığımdan da herkesçe gerçekten iyi olarak kabul edilen yazarları tanıma fırsatım pek olmadı. Ama kısaca, Dostoyevski'ye bayıldım! Kumarbaz'da özellikle ana karakterin takıntılı, karmakarışık ilişkiye rağmen sürdürdüğü aşkı ve sonrasında kumarın etkisiyle aşk ateşinin arka fonda kalması ön plandaydı. Polina Aleksandrovna gibi bir kadının kullanma seviyesinden kullanılma düzeyine iniş yapması ve fark ettiğindeki acılı tepkisi de vardı tabii ama ana karakterin tepkileri, zihni ve dolayısıyla düşünceleriyle eşlik edildiğimiz için o odak noktasıydı. Ben, şu anki insanları anlamaya çalışma isteğimle hevesle okudum kitabı, diğer okuyanları bilemem ama kesinlikle öneririm.
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,8bin okunma
Reklam
Sosyal Isınma
Toplumlar, insanları bir araya getiren ortak amaçlar olduğunda işlevseldir; yıkıcı etkilerine rağmen doğal afetler ve savaşlar farklılıkların bir kenara bırakıldığı ortak bir amaç sağlar. Oysa sosyal ağlar bölünme üzerine inşa edilmiştir. İnanç veya ilgideki her küçük farkın kendi başına bir hayat sürmesine izin vererek farklılıkları büyütürler. Dahası, kendi kendini seçen çevrimiçi grupların dinamikleri, görüşleri birazcık bile farklı olan diğer gruplarla ortak bir zeminde buluşmaktan toplulukları uzaklaştırır. Sosyal ağlar toplumların birleşmesi için ortam sağlamak yerine, herkese farklılıklarını keşfetmeleri için bir ortam sunarak aslında tam tersi yönde çalışır. İşte bu sosyal ısınmadır: İnsanları yavaş yavaş, dikkat çekmeden ve ısrarla ortak noktalar yerine farklılıklarına yoğunlaştıran bir arka plan etkisidir.
Sayfa 15 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okuyor
500 syf.
7/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Büyük çaplı bir veba salgının ardından kendilerine has bazı özellikleri doğaüstü boyutta güçlenen ve ‘Seçkinler’ olarak adlandırılan bir grup insan tarafından yönetilen İlya ülkesinde, hiçbir doğaüstü yeteneği olmayan ‘Sıradan’lar, hastalık yaydıkları gerekçesiyle idama mahkum ediliyordu. Ama, Loot şehri varoşlarında yaşayan ve becerikli bir
Powerless
PowerlessLauren Roberts · Beta Byou · 202448 okunma
51 syf.
9/10 puan verdi
İyi akşamlar
Ermiş ve Ermişin Bahçesi kitaplarıyla tanışmıştım yazarla. Şimdide bu kitabıyla tanıştım. 'Hakikatin peşine düşüp bir arayışın sonunda yalnız ve özgür olan kişiye meczup dendiğini' yazıyor arka kapak yazısında. Bence gerçek yalnızlığın ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Kitapta ironik hikayeler olsa da hikayelerin sonu hep bir düşünmeye itiyor insanı. Adaletsizlik, ikiyüzlülük, konfor alanı vb. konularda eleştirel ve kısacık hikayelerden oluşuyor kitap. Sevgiler.
Meczup
MeczupHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,8bin okunma
Çocukken okuduğum kısaltılmış bilim kurgu klasiklerinde 2000’li yılların göğü uçan otomobillerden geçilmiyordu. Yıl olmuş 2022, dolmasını beklediğim dolmuşun arka köşesinde, tozlu camdaki “beni yıka” yazısına bakıyorum.
Reklam
Vahiy gelmişçesine okuyun şunu
Tarih: 15 Aralık 2004. Yer, Türkiye Büyük Millet Meclisi. Niğde CHP milletvekili Orhan Eraslan kürsüde gözyaşlarını zor tutarak konuştu: "Niğde'den, Gölcük'ten, Konakı!'dan, Edikli'den, Alay'dan, Hasaköy'den, Bağlama'dan, Ağacaşar'dan üreticiler 'elektrik borcunu ödeyemeyeceğiz, ne olacak'
Uçan otomobiller de bizi görecek mi?
Çocukken okuduğum kısaltılmış bilimkurgu klasiklerinde 2000'li yılların göğü uçan otomobillerden geçilmiyordu. Yıl olmuş 2022 dolmasını beklediğim dolmuşun arka köşesinde, tozlu camdaki "Beni yıka" yazısına bakıyorum.
Sayfa 40 - İletişimKitabı okuyor
Zekanın gücü onların üzerine bir ışık tutmaya onları parlatmaya ve göz alıcı hale getirmeye çalışır bu güç sistem mertebesine yükseltildiğinde kültür adına alır arka planında yokluk bulunan bir havai fişek gösterisi gibidir
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.