Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yazıklanılacak bir şey yoktu, geçip gitmiş hiçbir şeye yazıklanmamak gerekiyordu. Yazıklanılacak tek şey şimdiydi, bugündü, yitirdiğim, sadece edilgen bir tutumla katlandığım, bana ne armağanlar sunmuş, ne beni fazla sarsmış bu sayısız saatler ve günlerdi. Ama Tanrıya şükürler olsun, istisnalar yok değildi; seyrek olarak öyle saatler yaşıyordum ki, beni sarsıntılarla karşı karşıya bırakıyor, bana armağanlar sunuyor, aradaki duvarları yıkıp yolunu şaşırmış beni yeniden dünyanın yaşam dolu yüreğine taşıyorlardı.
Armağanlar bir parça lütufsa bir parça da lanettir.
Sayfa 216 - Siren YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bir kadın bana, "Seni seviyorum, çünkü zekisin, çünkü namuslusun, çünkü bana armağanlar alıyorsun, çünkü zamparalık yapmıyorsun, çünkü bulaşık yıkıyorsun," derse, hayâl kırıklığına uğrarım; bu aşkta çıkarcı bir yan vardır. Şöyle bir cümle duymak kim bilir ne güzeldir: "Zeki olmamana, namuslu olmamana karşın, yalancı, bencil, alçak olmana karşın senin için deli oluyorum.
Sayfa 61 - Can Yayınları
Önsöz..
Hiçbir iyilik yok ki dönüp de kaynağına ihsanlar, armağanlar sunmasın. Gönülden çıkmış hiçbir âh yok ki İşiten onu duymasın. Kim yâri sayıklamış da ruhlar pazarından eli boş dönmüş?
Sayfa 10
Böyle bir görüş kesinlikle Kadınsıdır.
***** Armağanlar, kocalarının onlara istenilmeden verdikleri şeylerdir: kocalarına sahip olmayı istediklerini söyledikleri şeyler değil, kocalarının onlara kendiliklerinden vermek istedikleri şeyler. *****
Sayfa 500 - SAYKitabı okudu
‘ey tahtı ışıl ışıl ölümsüz aphrodite ulu zeus’un düzenci kızı yalvarırım yüreğimi acılarla dağlama! yardımıma gel yine hani eskiden sesimi duyunca nasıl çıkıp babanın sarayından kanat çırpan kuşların çektiği yıldız arabana biner; yeryüzüne inerdin bulutsuz mavilikten; ölümsüz dudağında o aydınlık gülüşle sorardın, yine neyin var? derdin, nedir gönlünü çelen tılsımımla kimi baştan çıkarıp yollamam gerekiyor koynuna? söyle, sappho, kim seni üzen? kaçıyorsa, kaçsın, bırak, yakında o senin ardına düşecek, bugün almıyorsa verdiklerini, yarın o sana armağanlar verecek seni sevmiyorsa, istemese de er geç sevecek geleceğin varsa şimdi gel, kurtar beni kuşkudan ne diliyorsa gönlüm yerine getir sen de katıl benimle savaşa’
Reklam
Söyle, Sappho, kim seni üzen? Kaçıyorsa, kaçsın, bırak yakında o senin ardına düşecek. Bugün almıyorsa verdiklerini, yarın o sana armağanlar verecek, seni sevmiyorsa, istemese de er geç sevecek.
Sayfa 54 - Can YayınlarıKitabı okudu
Tanrının harfleri olmasaydı, hiçbir kadın hiçbir erkeğe, hiçbir erkek hiçbir kadına bir tek sevgi sözü söyleyemezdi. Deniz köpüklenmezdi. Çiçeklere rayiha yürümezdi. Serçeler güneşten önce doğmazdı. Ağaçlar şarkı söylemezdi. Dünyanın bütün dillerinden yapılmış bir dil, kirpiklerin hevesini parmaklarda mucizeye çevirmezdi. Beden arzu etmezdi. Hayvanların gözlerinden merhamet duygusunu öğrenemezdi insan. Keder olmazdı. Zaman, doğumla ölüm arasında cümle kuramazdı. Evlerin pencereleri dışarı açılmazdı. İnsanlar birbirlerine gözyaşı boncuklarından armağanlar sunmazdı. Dünyamıza akşamlar gelmezdi. Uykular bizi her sabah yeniden doğurmazdı. İnsan, ayrılığa şiirler söylemezdi. Hazla hüzün arasında salkım çiçekler açmazdı dünya.
Onun anlattıklan bambaşkaydı sanki. Helena'nın öyküsünde Theseus ile Peirithoos onun olaganüstü güzelligi ka r şısında dehşete düşmüş, ona her baktıklarında baygınlık geçirdiklerinden dizinin dibine so­ kulmaya bile cesa r et edemeyip küstahlıklan için onlan ba­ ğışlasın diye yalvar yakar olmuşlardı. Helena'nın en çok sevdiği bölümse, Atina savaşında ölen erkeklerin sayısıydı: on l arın ölmelerinden kendine pay çıka n rdı. Herkesin ona övg ü ler düzmesi, önüne armağanlar yayması, üstün sıf a t­ la r yakıştı r ması başını döndürmüştü ne yazık ki.
Doğum günü
Doğum günü kutlaması Eski Mısır'da İÖ 3000'lerde kutsal Firavu­n’un doğum gününün kutlanmasıyla başladı. Doğum gününü kutladı­ğını bildiğimiz ilk kadın da, sevgilisi Marcus Antonius'la davetlileri kabul eden ve davetlilere değerli armağanlar veren Kleopatra'dır.
Reklam
Hayvanlar aleminde de dişinin erkeği çekişi daha çok pasif, nazik türde, örneğin kokusuyla etkileme yoluyla değil midir? Oysa erkek kur yaparken dans eder, şarkı söyler, armağanlar verir ve kadını akla gelebilecek her şekilde elde etmeye çalışır.
Milan Kundera
Bir kadın bana, "Seni seviyorum, çünkü zekisin, çünkü namuslusun, çünkü bana armağanlar alıyorsun, çünkü zamparalık yapmıyorsun, çünkü bulaşık yıkıyorsun," derse, hayâl kırıklığına uğrarım; bu aşkta çıkarcı bir yan vardır. Şöyle bir cümle duymak kim bilir ne güzeldir: "Zeki olmamana, namuslu olmamana karşın, yalancı, bencil, alçak olmana karşın senin için deli oluyorum."
*** Size armağanlar veren düşmandan korkun. ***
Sayfa 231 - Alfa yayınları, 2017, 1.basımKitabı okudu
Potlaç
İnsanların birbirine armağanlar verdiği bir Kızıldereli bayramı; artı ürün birikimini engellemek için eldeki fazlalığın toplumla paylaşıldığı ve geri kalanının yakıldığı bir ritüel.
Hak ve hakikat uğruna söylenmiş hiçbir söz ve eylem zayi olmuyor. Hiçbir iyilik yok ki dönüp de kaynağına ihsanlar, armağanlar sunmasın. Gönülden çıkmış hiçbir ah yok ki İşiten onu duymasın. Kim yâri sayıklamış da ruhlar pazarından eli boş dönmüş?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.