Alışırım zannettiğim yokluğundan acılanmam.
Vazgeçmek zor senin o büyülü tuhaf sıcağından
"Dön" demeye utanırım, zavallı korkularımla
Arkasına saklandığım gururumdan
Geri dön, geri dön
Ne olur geri dön
Uzanıp tutuver elimi bir gün
Utanır, diyemem, ne olur geri dön
Ah
Olur da bir gün sen de özlersen
Olur da bir gün sen de
Gözlerimle buluşmayı istersen
Uzanıp tutuver elimi bir gün
Utanır, diyemem ne olur geri dön
Her şey bana seni hatırlatır unutmak isterken
Utanırım hep o acılı şarkılarla ağlarken
Bazen bir dost ya da bir çiçekle evime gelirsin
Her şey seni hatırlatır da yeniden
Geri dön, geri dön
💜🌙
"Fakat beyefendi, vicdanınıza şunu söylüyor: Siz gerçekten hasta mısınız?" (s. 24)
24. sayfa yer alan bu ifade kitabın içeriğine dair bir alıntı mahiyetinde. Evet Argan, bir hastalık hastası olarak karşımızda. Ancak bu kitap, diğer Moliere kitaplarından farklıdır. Bu kitap Moliere'in aynı zamanda son eseri olarak trajik bir öyküye
Çıplaklığımı aşk belledi tenin,
Sıyrıldı kemiğimden etim.
Ruhu orospu olmuş bedeninin
O zevk çığlıkları
Yüz dolar eder miydi?
Bu muydu keyif dediğin?!
Yüzümde mesaisi biten robotlaşmış memurun bıkkınlığı
Yarın da yine aynı monotonluk
- Çükleri kopasıcalar!
Kopmaz ki, kopsa da içimdeki çığlık.
Gece yalnız uyumak, aldığım en büyük haz
Ve aklımdaki tek soru:
Sahi kimdi orospu?
İçinden söve söve
Kaderi gereği bacaklarını açıp 'gel gel' yapan mı?
Yoksa cebinde yüz dolarla zevk peşinde koşan mı?
Son ve zor bir soru:
Zevk dediğiniz şey
Birine bu kadar acı vermek zorunda mıydı?..
m.sarıtaş
Penelope Douglas
Korku.
Şüphe.
Merak.
Acı dolu bir geçmiş.
Yaralı ruhlar. Engellenemeyen arzular…
YORUMUM;
Şeytan Gecesi serisinin ikinci kitabı olan Sığınak ile karşı karşı karşıyayım. Kesinlikle ilk kitaba göre daha gerilim yüklüydü. Seri kitaplarda spoi vermeden yorum yapmak kesinlikle çok zor. Ama kitap harika olduğu için çok güzel
𝗬𝗮𝗿𝛊𝗺 𝗸𝗮𝗹𝗮𝗻 𝗿𝗼𝗺𝗮𝗻 𝘁𝗮𝗺𝗮𝗺𝗹𝗮𝗻𝗱𝛊:))
{Spoiler bulunurr}
Daha önce elime aldığımda maalesef yarıda bırakıp okumamıştım.Yazın kitap okumaya özellikle zaman ayırdım ve bundan önce okuduğum Dostoyevski eserleri beni eklemişti, bunu neden okumayayım diye düşündüm. Ve iyi ki okumuşum. Kitap ilginç, ama nasıl? Mizahi yönü çok baskın, entrika dolu,
Kalbiniz, gerçekten kalbi olana denk gelsin. Herkes bir kalbinin olduğunu iddia etse de, düşünmeden kalp kıran o kadar çok insan var ki… Hayat yolunda yolunuz, yaralarınızı sevenlerle birleşsin. Sizi, siz olduğunuz için seven insanları sevin. Değiştirme çabasına girmeyen insanlar için çaba gösterin.
Her defasında kendisini haklı görenlere karşı asla haklı çıkamazsınız. Ya sizi geçmişinizden vururlar ya da geçmeyen yaralarınızdan… Kalplerindeki sinsilik gülüşlerinden akar.
Siz gülüşünde çiçekler açanlara koşun. Zor olsun güzel olsun diyerek ısrarla sizi hırpalayan insanlarla zaman kaybetmeyin. Bunun adı aşk değil bunun adı kendinize değer vermemek. Siz kendinize değer vermiyorken bir başkası size nasıl değer verebilir ki?
Her şey güzel olacak. Belki biraz daha canınız yanacak ama bir süre sonra boşuna üzüldüm diyeceksiniz. Hayat sizi ummadığınız anda çiçeklendirecek. Şu an döktüğünüz her gözyaşı, gönül toprağınızdaki tohumlara yağmur olacak.
Çok sevilmenin de yetmediği anlar olur hayatta. Korkular ağır basar mesela, o korkuyu hissetmene sebep olduğu için bile şüphe duyarsın sevgiden. Aşk bir tahterevalli gibi gelir bana. Bir alçalır bir yükselirsin. Yükselmek keyif verir tabi ki . Ayakların yerden kesilir, yüreğin ağzında, heyecan doruklarda. Sıra senin inişine gelmek zorunda, o zaman senin yaşadığın o heyacanı karşı koltukta ki yaşar ama sen aşağıdan bakarsın onun mutluluğuna; çünkü görevin onu yukarda tutmak ya; ayakların sağlam basmalıdır yere, kendini kaptırmazsın heyecanlara. Dengede durmak zordur, hep hareket ister aşk, yenilenmek, tazelenmek, işte bu yüzden süreklilik olmaz aşkta. Bir yan hep pes eder en sonunda, yukardan atlamak zor gelir mutlaka insana, bunun için aşağıda uzun süre kalan usulca iner o koltuktan çoğu zaman. Eğer zaman fazla uzamışsa o kadar da kibar olmaz, aniden kalkar ayağa ve sen zirveden çakılırsın öyle olunca. Her bir parçan dağılır sokağa, öfken arşa çıkar, yarım kalan mutluluğun tek sorumlusu görürsün seni yere çakanı. Ama hiç düşünmezsin; seni yüksekte tutmak için harcadığı zamanı, gösterdiği sabrı, sarfettiği enerjiyi...
Böyle biter Aşklar...
Zamanla
Bazen usul usul
Bazen acımasızca
Ama hep yorulan gider
Hem de suçlayacağını bilerek
Çünkü yüksekte olan
Hiçbir zaman anlamayacak, aşk çift taraflı emek ister
Yükselerde kalmasının bedelini
Çok sevildiği halde terk edilerek ödeyecek
Çünkü hiçbir ilişki tek taraflı çabayla sürmeyecek...
MAVİ
Bir aşkı okumak pek çok konuyu okumaktan neden daha zor gelir? En azından benim için..
Özellikle bu uzun, köklü bir aşksa. Taraflardan birinin daha çok sevmesi mi sorun? Mutsuz son ihtimalinin can sıkıcı olması mı? Belki de..
.
Fermina Daza ve Florentino Ariza’nın aşkı , ve sonradan aralarında duran bir duvar: Dr. Juvenal Urbino.
Aralarında bir
Bağımlı olduğunuz sürekli yemek istediğiniz zor zamanlarınızda o sığındığınız yiyecek sizin bazı duygularınızı bastırmanızla bağlantılıdır.
Çikolata 🍫: Sevgi ihtiyacınızı bastırdığınız buna ihtiyaç duyduğunuz anlamına gelmektedir zamanında gerçek bir sevgi aşk karşılıklı duygu yaşamamış veya hep bu konuda eksiğiniz olmuş olabilir.
Ekmek 🥖: Çocukluğunuza geçmişinize özlem yapamadıklarınıza özlem duymak ve güvensizliğinizi korku ve kaygılarınızı bastırıyorsunuz.
Cips 🍿: Öfkeyi siniri boşaltmak istediğiniz anlamına geliyor. Anlaşılma duyulma destek görme ve onaylanma ihtiyacınız olabilir.
Hamurişi ve kek 🧁: Reddedilme ve yalnız kalma duygunuzu bastırıyor rahatlamaya ve mutlu olaylar yaşamaya ihtiyacınız var.
Kahve ☕️: Tükenmişlik bıkkınlık yaptığınız her şeye karşı fazla öfkelenme ve anlık sinir durumu yaşıyor olabilirsiniz bir şeyleri zorlamadan kendiliğinden olmasına ihtiyacınız var artık.
Acı ve baharatlı yiyecekler 🌶: Hayatınızda heyecan eksikliği var özgürce yaşamak ve eğlenmek bu duyguları bastırıyor ve hayatınızı istediğiniz gibi yaşayamıyor olabilirsiniz.