Kalbimden neler geçtiğini, kafamda biriktirdiklerimi, tasarladığım her şeyi bildiğini düşünüyorum. En azından tüm bunları hissettiğini. Belki de böyle bir beklenti benimkisi. Çünkü bunları asla sana söylemeyeceğim.
Asla söyleyemeyeceğim.
Oysa o kadar dilimin ucundalar ki.
Rüzgâr esse düşecekmiş gibi, gözlerime baksan, giderken başını bir kez geriye çevirsen, ağzımdan dökülüverecek kadar dilimin ucunda. Uzunca susuşlarım, ağzımı bile açmadan öylece kalakalıp, bakışlarımı kaçırışım hep bundan.
Burada hava her geçen gün biraz daha soğuyor. Zaman diyorum biraz daha zaman Dilimin ucundaki kelimeler bu kış da donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler.
Biraz zaman diyorum.
Kalbimin bir yanı sıcak kalabilirse bu kış, bir delilik daha yapacağım.
Ne bir portakal bahçesinde dolaştım ne de bir posta treninde yolculuk ettim. Çiçekler bir açmaya görsün, bir çılgınlık yapıp hatır için öleceğim. Aslında seni çok…
Bi’ bakar mısın.?
-Bana mı seslendin.?
Evet, evet sana seslendim. Dinle sadece…
Asla görmeyecek gözlerin benim gibi birini.!
Tutmayacak ellerin benim gibi elleri...
Duymayacaksın sana aşkla seslendiğim sesi…
Gözlerine baktığında,
Gözlerinden utanan bir göz bulamayacaksın.
Kimse sana benim verdiğim değeri vermeyecek,
Üşütüp hasta olursun diye kimse düşünmeyecek,
Ellerin üşüdüğünde ellerini ısıtacak biri olmayacak,
İşte o zaman sen üzüleceksin…
Ne çok şey kaybetmişsin gözünü açta, bir bak.!!
O zaman hayattan nefret edeceksin…
İçin için ağlayacaksın…
Ve diyeceğim son şey şu:
Şimdi sen pişman ol.!
KAYBETTİN KIYMET VERENİNİ…
F. Avcı
XVIII
Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer?
Çok daha güzelsin, çok daha cana yakın:
Taze tomurcukları sert rüzgarlar örseler,
Işıldar göğün yüzü, yakacak kadar sıcak,
Kısacaktır süresi yeryüzünde bir yazın:
Ve sık sık kararır da yaldız düşer yüzünden;
Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak
Kader ya da varlığın bozulması yüzünden;
Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz,
Güzelliğin yitmez ki, asla olmaz ki hurda;
Gölgesindesin diye ecel caka satamaz
Sen çağları aşarken bu ölümsüz satırlarda:
İnsanlar nefes alsın, gözler görsün, elverir,
Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.
Sayfa 18 - Türkiye İş Bankası, Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ey oğul!
Önce kendi nefsine öğüt ver, kendi nefsini düzelt! Sonra da başkalarına öğüt ver, başkalarını düzeltmeye çalış! Sana önce kendi nefsinin özelliklerini, kendi nefsinin ne durumda olduğunu bilmen lazım. Kendinde ıslaha muhtaç bir hâl var oldukça başkalarını düzeltmeye, başkalarına öğüt vermeye kalkışma! Eğer kendinde ıslaha muhtaç bir hâl bulunduğu hâlde bunu bırakır da başkasının ıslahına kalkışırsan yazık sana!
Başkalarını nasıl ve hangi hâllerde kurtarabileceğini bilirsin. Sen kendin kör isen, bir başkasının elinden tutup nasıl bir yere götürebilirsin? Gözleri görmeyen birisinin bir başkasının elinden tutup bir yere götürmesi mümkün olmadığı gibi, kendi nefsini ıslah etmemiş birisinin de başkalarını irşat edip Allah’a götürmesi mümkün değildir. Ancak kendi gözleri gören kişi başkalarını bir yerden bir yere götürebilir.
Denize düşen ve yüzme bilmeyen birisini ancak mahir yüzücü olan birisi kurtarabilir. Aynen bunun gibi, Allah’a insanları ancak O’nu tanıyan birisi götürebilir. Allah’ı tanımayan kişiye gelince, O’na giden yolda bu kişi insanlara nasıl rehberlik edebilir ki?
Sana Allah’ın tasarrufundan bahsetme ihtiyacını duymuyorum! Sen O’nu seversin, amellerini sırf O’nun rızası için yaparsın! Asla O’ndan başkası için yapmazsın! O’ndan korkarsın, O’ndan başkasından asla korkmazsın!
Seyyid Abdulkadir Geylani Hazretleri (kuddise sirruhu)""
Önce kimseleri üzme, kimselerin seni üzmesineyse asla izin verme.
Mesafeleri uzun tut, öylelerinden uzak dur.
Mecburi ilişkiler yüzünden sana değer verirmiş gibi yapanlar yerine, - bırak onları, bırak onlara derdini anlatmayı, seni anlamalarını beklemelerini bırak - seni sen olduğun için seven, senin değerini bilenlere sarıl.
Kukla olma, hayatının akışına karar veren sen ol.
Mutlu olmak öyle kolay ki, önce gözlerini kapa, sonra kulaklarını tıka istemediklerine.
Göreceksin dağılacaklar, kaybolacaklar.
Her gün güzel doğar. Onu görmek, yaşamak senin elinde.
Yüreğin ve sevgin her zaman seninle olacak
Üzülme hiçbir zaman şu dünyaya
Rahatla ve huzurlu bir yaşam düşün
Eğer hayat acı kaderini sana yansıtırsa
Güzel ve mutlu olan günlerini hatırla
İçindeki sevgiyi düşün
Neden deme asla, sorunlarını çözmekle başla işe
İçine düştüğün durumları hatırla ve kendine gel
Ne oluyor deme, mücadeleyi öğren
Ne olurdu dediğin zaman neler olacağını gör önce
İçine asla mutsuzlukları atma üzülürsün yoksa
Doğruları söylemek güzeldir
İnsanlar çift yaratılmış, olayları çift taraflı düşün
Niye deme çünkü herkes kendi tarafından haklıdır.
Lazım olan tek şey dürüst olmak
Elbet sonunda mutluluğu bulursun unutma ...
(rocers83)
"Toplum konforlu bir hapishane, dışarıdaki korkunç dünyadan saklandığını sana hissettiren ancak senin enerjinle var olabilen ve bu yüzden de daima senin enerjine çalışmana dolayısıyla köleliğine ihtiyacı olan bir hapishane. Sense kendini mutlu zanneden,daha kim olduğunu bile bir gün bile deneyimlememiş bir mahkumsun. Bana lezzetli bir havyarı hatırlatıyorsun. Asla balığa dönüşmeyi bile düşünememiş küçük şeffaf bir yumurta ve yanında kendisi gibi milyonlarcasıyla öylece tüketilmeyi bekliyor"
Özledim seni…
Ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
Beynimi uyuşturuyor özlemin…
Çok sık birlikte olmasak bile
Benimle olduğunu bilmenin
Bunca zamandır içimi ısıttığını
Yeni yeni anlıyorum
Altın kız nereye gittin?
Sen ve saçlarına düşen güneş yok artık.
Bedenine barda ya da arabanın arkasında sahip olabilirdim.
Ama yüreğine asla. Darmadağın oluyorum.
Önünde diz çökeceğim, sana yalvaracağım. Lütfen.