Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül,tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı, ilk fırsatta katlederiz. Sonra da, ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız.’‘
Bu hayatın aslı bir başka hayattır. Başlangıcı rahimde ve bitişi kabirde olmayan bir hayat.
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı, ilk fırsatta katlederiz. Sonra da, ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız.
Sayfa 138 - Everest - 10. Baskı - Ağustos 2016Kitabı okudu
Bugün artık biliyorum: Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı ilk fırsatta katlederiz. Sonra da ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız.
Sayfa 138
Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı ilk fırsatta katlederiz. Sonra da ömür boyu bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız
Sayfa 138 - Everest YayınlarıKitabı okudu
“Bugün artık biliyorum: Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı ilk fırsatta katlederiz. Sonra da ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız.”
Sayfa 138
Reklam
Dışarı çıkmam, kalabalıkların ıssızlığına karışmam gerekiyor. Bir tür ödev bu. Hayatın tadını çıkarmak, dünyayı tanımak gibisinden...
Sayfa 131Kitabı okudu
Bir türlü geçemediğim husus insanın insanla bağlantısını neyin ihdas ettiği hususudur? Bu konuyu merak ediyorum zira insanların insanlarla gönül bağı kurduklarına dair ciddi şüphelerim, derin endişelerim var. Televizyon ekranlarında karşıma çıkan insan görüntülerinden, günlük hayatımda karşılaştığım insanlara kadar her bana benzer yaratığa bakıyor ve soruyorum: Bu insan ne kadar ben? Ben ne kadar bu insanım? Kan bağı da dahil olmak üzere insanı insana bağlayan asli ve esasî bağlar yürürlükte mi? Eğer insanlar arasında hayatın idamesine hizmet edecek değerdeki geçerli bağlar varsa bize acı veren bütün zorlukların aşılabileceği inancı var içimde. Ama eğer bağlar aslî ve esasî değilse zorlukların çoğalacağını ve beni nefes alamaz derecelere getiren sıkıntılara sokacağını görüyorum.
Bu alıntıya kalbimi bırakıyorum..
Düşünüp tasarlayarak yaşamak istediğim için ormana çekildim, sadece hayatın asli gerçekleriyle yüzleşebilmek için, zorunlu öğretilerini öğrenip öğrenemeyeceğimi görmek, ölüm günü geldiğinde yaşanmamışlıklarla karşılaşmamak için. Yaşamak o kadar güzel ki hayatın kendisi olmayanı yaşamak istemedim.
Sayfa 103 - Say YayınlarıKitabı okudu
İyiyim, iyi… Yürüyüp duruyorum, herkes gibi. Herkes kendi yolunda, yürüyüp duruyor. Ben de işte, bir orada, bir burada, rastgele, tam ortada, çemberin üstünde… Sendeleye topallaya, hep gecikmiş, hep zedelenmiş. Bilirsin, sürüler ve kurtlar hikayesi, bir filozof her şeyin aktığını, her şeyin değiştiğini söylemiş. Doğru elbet, insan ölüp duruyor. İyi gidiyor. Hep daha derinlere doğru, bu da bir metafor galiba, yolculuk işte, bilirsin; insan yön duygusunu yitirince aşağı mı, yukarı mı gittiğini kestiremiyor, bu denli hafiflediği için yükseldiğini sanıyor. Ama işte, yüzey çok kaygan, pençelerini geçirsen bile kayıyorsun. Pençelerini geçirmiş bir halde… Hayat böyle bir şey işte.
138-139
Reklam
Kavuştuğumu sandığım her şey bana kavuşuyor; bu dünyada gerçek olmayan, dikkatsiz, şahsen önemsiz ifadelerin kişinin kendi ve aslî ifadelerinden çok daha fazla yankı bulacağına dair insanın içini kemiren bir zan. “Bu güzellik mi,” diye düşünür insan, “iyi ama bu, benim güzelliğim mi ki? Tanıştığım hakikat acaba benim hakikatim mi? Hedefler, sesler, gerçeklik, insanı cezbedip yoluna katan, peşinden gittiğimiz ve kapıldığımız bütün bu baştan çıkartıcı şeyler: Bu, gerçek gerçeklik mi; yoksa ondan kendini gösteren, elle tutulamaz hâlde bize sunulan gerçeklik üstünde sükût eden bir nefes mi sadece?! İnsana kendini bu denli güvensiz hissettiren şey, hayatın hazır taksimleri ve biçimleridir, güvensizliğe benzer şeylerdir, önceden oluşturulmuş nesilden nesile geçmiş olandır, yalnızca dilin değil, duyuların ve hislerin de hazır lisanıdır.”
Sayfa 179 - Aylak Adam Yayınları, 6.Basım, 2021
ne olursa olsun, hiç ama hiçbir şey o ilk anların yerini tutamıyor. birbiriyle ilk kez bütünleşen bedenlerin tutkuya ani kaçışları... iki ırmağın kavuşması kadar doğal ve coşkulu. bir ömür boyu sanki sadece bu an beklenmişçesine bedenler konuşuyor ve yeryüzündeki her şey susup dinliyor. yalnızlıklar unutulmuş, yaralar sarılmış; bu tehlikeli, karmakarışık, anlamsız dünyada sağ kalmaya çalışan korku dolu bir canlı bir başka varlığa sığınıyor, gelip geçici bir güvenliğe, sahte bir cennete kavuşuyor. hayatın olağanüstü güzellikteki müziğini ansızın duyuveriyor. o müzik hep oradaymış aslında ama o hiç durup kulak kabartmamış.
Sevilmeye her şeyden çok gereksinimim varken, bana karşılık istenmeden sunulan bu umulmadık sevgiyi reddediyordum. Ele geçirdiğim her şey için savaşmış, yıpranmış, didinmiştim; hayatın bu sürpriz armağanının değerini bilemeyecek denli katılaşmıştım. Yüreğim nasır bağlamıştı.
"Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insa­nı, ilk fırsatta katlederiz. Sonra da, ömür boyu, bu asla bağışlan­mayan günahın lanetini sırtımızda taşırız."
Sayfa 123 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Diğer her şeyden daha ürkütücü, daha dehşet verici olan bir süreç vardır: yalnızlaşma süreci. Hayatın mekanikleşmesi. Katı ev düzeni, ondan da katı iş düzeni, ondan daha da katı cemiyet düzeni ve ayrıca hazların, eğilimlerin, cinsel faaliyetlerin düzeni. İnsan hangi saatte giyineceğini, kahvaltı edeceğini, çalışacağını, dinleneceğini, kendini geliştireceğini önceden bilir. İdeal düzen. Ve insanı çevreleyen hayat bu büyük düzen içinde yavaş yavaş donar; sanki çiçekler açan uzak diyarlara yapılan bir keşif gezisinde birden dünyayı ve denizi buz kaplamıştır da bütün planlar ve hedefler iptal olmuş, geriye sadece soğuk ve don kalmıştır. Bu ölümdür, ona benzer soğuk bir taşlamadır. Süreç yavaş ve durdurulamayacak şekilde işler. Günün birinde ailenin hayatı pıhtılaşır. Her şey önemlidir, her ayrıntı ama hayatın kendisi artık bunu hissetmez.
1.291 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.