Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Avrupa'nın yolları, köyleri, kiliseleri, köy gelenekleri, küçük kasabaları vardı. Buna karşın Rusya tıpkı Victor Hugo'nun Moskova'dan geri çekilmesi hakkında söyledikleri gibiydi: "bir beyaz ovanın hemen ardından bir başka beyaz ova."
Kitap basma sanati yine Müslümanlar tarafindan Avrupa'ya tanıtlmıştur. Yoksa matbaanın kâşifi denildiği gibi Götenberg (1396-1468) değildir. Endülüs Emevi halifesi I. Abdurrahman (912-961) devrinde devlet dairelerinde resmi yazılar, bir çeşit aletle teksir (çoğaltılarak) edilerek gönderiliyordu. Fakat bu teksir aletinin nasıl olduğu henüz anlaşılamamıştır. Ayrıca bazı kitapların sabit mürekkeple yazılması ve bu yazıların hiç bir surete çıkmadığı bilinen bir gerçektir. Matbaa şeklinde harfler üzerinde kitap basma, Müslümanlar arasında biliniyordu. Meşhur tabib, devlet adamı ve tarihçi olan Reşideddin (Ölm. 1318'in yazdığı tarihinde, matbaa hakkında bilgi vermiş ve kullanılışını açıklamıştır.
Reklam
Refah : Çalınmış Sınırın Hikayesi
Açık hava hapishanesi olarak adlandırılan Gazze'nin tek sınır kapısı, Mısır'ın kırmızı çizgisi. Gazze Şeridi'nin Mısır sınırındaki en büyük şehri Refah hakkında ne biliyoruz? İsrail ordusu, 1,5 milyon kişinin sığındığı Gazze Şeridi’nin Refah sınır kapısının Filistin tarafına ‘sınır ölçekli bir operasyon’ adı altında saldırdığını
MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN 13 EKİM 1919’DA TASVİR İ EFKAR GAZETESİ BAŞYAZARI VELİD BEY’İN 21 SORUDAN OLUŞAN MÜLAKATINDA ERMENİ KONUSUYLA İLGİLİ SORUSUNA ŞU CEVABI VERMİŞTİR: Soru: “Avrupa tarafından oluşturulması düşünülen Ermenistan sınırı hakkında ne düşünüyorsunuz?” Cevap: “10-30 Ekim 1918 tarihindeki sınırımız içinde kalan yurttan bir karış toprağın Ermenistan’a bırakılmasına millet kesinlikle razı değildir.”
Bu konu hakkında blog yazısı yazacağım ek bilgiyi okuyun.
Oysa, Orta Asya Türk Devletlerinin, 70 yıllık Marksist Sovyet rjimine karşı ayakta kalmasını sağlayan güç sadece İslam ve Türklük bilinci olmuştu. Avrupa ve Amerika'daki Türkleri ayakta tutan da bu duygu olmaktadır. Hiçbir dış ve iç gücün, yıkamayacağı,ortadan kaldıramayacağı, değiştirmeyi gerçekleştiremeyeceği Türk Milleti'nin kimliğini ifade eden, milli ve manevi değerleridir.
Sayfa 28 - Tüm Dünya Ülkeleri bunu çok iyi bildiğinden bütün oyunlarını bu iki sağlam temeli yıkmak üzerine kurar. Bugün Rusya dahil tüm ülkelere baktığınızda görünürde sizi cezbeden milliyetinize ve dininize olan sevecen yaklaşımları olsada tüm ajanları bu temel ilKitabı okuyor
"Benim tezim, bütün halkların, bütün kültürlerin birbiri hakkında önyargılara sahip olduğudur. Eğer bir gün bu önyargı kelimeleri, yani Avrupa dillerindeki barbar, Japon dilindeki gaijin, Müslümanlardaki kâfir, Almanlardaki Ari olmayan gibi önyargı sıfatlarını kaldırabilirsek, amacımıza ulaşabiliriz. Amaç nedir derseniz, bence tam olarak şudur: insanın değerinin sadece insan oluşundan geldiği; din, milliyet, cinsiyet, renk, cinsel tercih, siyaset gibi birtakım ön sıfatlarla ayrımcılığa uğratılmadığı bir hümanizm anlayışı." Salon profesörü alkışlamaya başladı. Güzel sözlerin insanlar üzerindeki etkisi büyük oluyordu ama bu düşünceleri salonun dışına taşımıyorlardı. Her türlü ayrımcılığı yapan insanlar, konferansta bu güzel sözleri alkışlamakta sakınca görmüyorlardı. Biraz sonra olağan hayatlarına geri döndüklerinde, gene "insana insan olarak bakmayacaklar", her türlü ayrımcılık ve nefreti körükleyeceklerdi. Neden böyle davrandıklarını açıklamak için sık sık "ama" diyeceklerdi. "Doğru ama" diye söze başlayıp, lafta savundukları ilkelere aykırı bütün davranışlarına mazeretler uyduracaklardı.
Reklam
Filistin..
Biz ne millet olduk yanımızda kan var,açlık var, avrupa da bile eylemler var, biz sessiz sedasız yaşayıp gidiyoruz.Vallahi bunun hesabını veremiyeceğiz..
352 syf.
·
Puan vermedi
·
57 günde okudu
George Orwell 1984 kitap tahlili(spoiler içerir) 1-Roman Türü: George Orwell'in 1984 isimli eserinde distopya türü ele alınırken; sistem, bürokrasi ve yönetimlere eleştiri söz konusu olmakla birlikte en net esas alınan şey totalirizm eleştirisidir. 2-Olay Örgüsü: Olay kurgusal bir evrende geçmektedir bu kurgusal evrende Dünya:
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166bin okunma
Türkçüler Hazırlık İçinde: Türkeş ve Arkadaşları Ne Yapacak? Millî Yol'un ilk sayılarında Atsız'ın yazısının bulunmayışı, buna karşılık Orkun'un ilk sayısında bir yazısının yer alması, Altan Deliorman'ı "Acaba Atsız, Millî Yol'a biraz buruk mu?” diye düşündürtür. Deliorman, "Kendisine niçin yazmadığını sorduğum
Lenin, 1918 Ocak ayında, "Alman devriminin yokluğunda yenilgiye mahkûmuz" demişti. Yenilgi, Lenin'in beklemediği bir yoldan geldi. Birinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkmış Alman devrimci hareketinin yenilgisi yeterince kavranmadığı sürece, bunu takip eden Nazizmi anlamak mümkün değildir. 1930'larda Avrupa'yı kasıp kavurmuş olan Nazi barbarlığı, yenilgiye uğramış devrimin yıkıntıları arasından doğmuştur. Buchenwald ve Auschwitz'e giden yol, 1919 ve 1920 yıllarında Berlin ve Bremen'de, Saksonya ve Ruhr'da, Bavyera ve Thuringia'da, hakkında çok az şey bilinen çarpışmalarla başlamıştır. Nazilerin simgesi olan gamalı haç, modern tarihe, ilk kez, bu çatışmalar sırasında karşı-devrimci askerlerin giysilerindeki amblem olarak girmiştir. Kararlı bir partinin çekirdeğinin bile var olmaması talihsizliğinin 1919'daki yıkıcı yenilgilere ve 1920'deki Kapp darbesinden sonra doğan devrimci olanakları kavrayamama yetersizliğine nasıl yol açtığını ilk bölümlerde görmüştük. Bu başarısızlıklar parti içinde, önderliği 1921 Mart Çılgınlığı'na sürükleyen bir sabırsızlık yaratmıştı. Sonra da bu travmatik deneyim 1923'deki yenilginin zeminini hazırladı..
Reklam
Coğrafik durumu dolayısıyla, yabancı dil tesirinden uzak kalan Yakut Türkçesi, bugüne kadar koca sahanın, rakipsiz bir ifade vasıtası olmuş, memuriyetle ve sürgünle gelenler kim olursa olsun, Yakutçayı öğrenme zorunda kalmışlardır. Bu yüzden, daha XIX. yüzyılda Yakut şivesi Avrupa Ve Rusyada araştırılmaya başlanmış, O. Böhtlingk (1848-1851) tarafından vücuda getirilen “Yakut dili hakkında, Gramer, Metin ve Lügat” adlı eser, Türk dili üzerinde yapılan gramer araştırmalarının şaheserini teşkil etmiştir. Mukayeseli Türk dili gramerinin de temeli olarak telâkki edilebilir.
352 syf.
8/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Orta Asya Türkleri'nin tarihi için Çin kaynaklarını okuyorsak; Avrupa Hunları, Sabirler, Avarlar , Bulgarlar ve Hazarlar gibi Doğu Avrupa Türkleri'nin tarihi içinde Bizans kaynaklarını okumalıyız. "İşte Bizans kronikleri içerisinde hacim ve önem itibarıyle ilk sırada yer alan, aynı zamanda Bizans tarihçiliğini zirveye taşıyan Theophanes'in kroniği" Theophanes'in hem dünyevî hem de dinî tarih bilgilerini bir araya getirmek suretiyle 810-814 yılları arasında kaleme aldığı kroniği, M.S. 284-813 yılları arasındaki süreci kapsamakta ve bir Dünya Tarihi niteliği taşımaktadır. Kroniğin en çarpıcı özelliği; sadece Bizans imparatorluk yıllıklarını değil, aynı zamanda Hıristiyan Doğu'ya ait kaynakları da ihtivâ etmesi, yine bu kaynakların büyük bir kısmının zaman içerisinde yok olması ve barındırdıkları bilginin bu kronik yoluyla günümüze ulaşmış olması gerçeğidir. Sadece Roma, Bizans, Türk, Arap ve İran tarihi için değil, aynı zamanda İslâm ve Hıristiyanlık tarihi için de hazine değerine sahip bir kaynak olarak Theophanes'in kroniği Avrupa Hunları, Sabirler, Avarlar, Bulgarlar ve Hazarlar gibi Doğu Avrupa Türkleri'nin yanı sıra Türkistan sahasında hüküm sürmüş Ak Hunlar hakkında da yoğun bilgi sunmakta, bu da kroniği Türk Tarihi açısından da eşsiz kılmaktadır.
Theophanes Confessor’ün Kroniğinde Türkler
Theophanes Confessor’ün Kroniğinde TürklerHatice Aydın · Kronik Kitap · 202136 okunma
“Benim tezim, bütün halkların, bütün kültürlerin birbiri hakkında önyargılara sahip olduğudur. Eğer bir gün bu önyargı kelimeleri, yani Avrupa dillerindeki barbar, Japon dilindeki gaijin, Müslümanlardaki kâfir, Almanlardaki Ari olmayan gibi önyargı sıfatlarını kaldırabilirsek, amacımıza ulaşabiliriz. Amaç nedir derseniz, bence tam olarak şudur: İnsanın değerinin sadece insan oluşundan geldiği; din, milliyet, cinsiyet, renk, cinsel tercih, siyaset gibi birtakım ön sıfatlarla ayrımcılığa uğratılmadığı bir hümanizm anlayışı.”
Sayfa 46 - İnkılap KitabeviKitabı okuyor
176 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Asya Hun’ dan başlayarak Avrupa Hun, Kavimler Göçü, Göktürk, 2. Göktürk ve Uygur devletlerinin siyasi, ekonomik, kültürel, dini ve sosyal hayatları hakkında bilgi veren harika bir kitap. Birçok konuyu tarih derslerinden bilsem de benim aklımda kalan notlar: -El alem ne der? El~il~ devlet , alem~halk -Su uyur, düşman uyumaz. Su~sü~asker - Mete’nin ordusunu sıralamada renge göre ayırması. Kuzeye yağız, kara atlı : güneye doru, bordo atlı; batıya ak, beyaz atlı; doğuya kır atlılar dizilirmiş. Bu sayede atların renklerinden savaşın seyri izleniyor ve gereken müdahale yapılıyordu. Karadeniz, Akdeniz , Kızıldeniz de adını böyle almıştır.
Tarih Yazmak Bizim İşimiz
Tarih Yazmak Bizim İşimizMetin Özdamarlar · Eğlenceli Bilgi · 202064 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
Satranç Kitap İncelemesi
1942 yılında basıma çıkan bir Stefan Zweig romanıdır Satranç. Kısa bir roman olmasına rağmen içeriği dolu bir hikayeyi konu edinmektedir. Dili sade ve anlaşılır olması sebebi ile kolayca çevrilmiş ve neredeyse orijinal etkiyi kolaylıkla yakalamış bir kitaptır. Romanda Stefan Zweig’ın kişisel yaşamına yönelik bir çok iz görülmektedir aslında.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Koral Yayınları · 2016237,4bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.