Uzandım, kirli şişeyi alıp içindeki suyu ağacın dibine döktüm. Dışı ne kadar kirli olsa da içindeki suya sızamamıştı kir. Su hala temiz, hala berraktı. Öyle olmasa bile su her zamanki gibi suydu işte. Şişeyi çöpe attm sonra ağaca baktım şefkatle, kendimi ağacın yerine koydum.
Benim üstümde kaç tane böyle içi kadere bırakılmış sularla dolu şişe vardı acaba?
Ayaklarım ben hariç başka neyin yükünü çekiyordu?