Otuz iki senenin hayaliydi, her aya bir kitap dedim dört ayda bitti. Bitti mi dedim? Hay dilimi esek arısı soksun! Biter mi hiç İnce Memed?Çukurova’nın tekmil çiçekleri, böcekleri çokuşmuşken Memed Memed diye. Kevenler yastık olmuşken bu el kadar yiğide kapağını kapatmakla biter mi hiç?
Biter mi mecbur adamın hikâyesi? Ya ağalar , Biter mi hiç
Oblomov.. Bir kahraman, bir karakter, bir kişiden ibaret olmayan ; 19 yy.dan bize seslenen bir var oluşun çöküşü ve bir yaşam tarzıdır. İçimden ne kadar "Kalk artık yerinden !" Dediğimi bilmiyorum. Ama bu öyle bir uykuydu ki aylar geçti mevsimler geçti yıllar sürdü yıllar bitti. Sonunda o narin elleri ve beyfendiligi ile zihinlerimizde
Tam insanlığa geçişin birdenbire olduğunu savunmak zordur. O halde, bir bebeği doğduktan bir gün sonra öldürmek cinayetse bir gün önce öldürmek neden öyle kabul edilmesin?
(...) Ancak son üç ayda yapılan kürtaj, seçme hakkından yana olan görüşün sınırları üzerinde bir sınama oluşturur. Kadının, "doğuştan gelen kendi bedeni üzerindeki söz hakkı", her bakımdan yeni doğmuş bir bebekle aynı olan son aşamadaki bir cenini öldürme hakkını da kapsar mı?
(...) Eğer gebeliğe dokuzuncu ayda son vermek kabul edilemezse, sekizinci, yedinci, altıncı aylara ne demeli? Devletin gebeliğin belli bir zamanında müdahale etme hakkına sahip olduğunu kabul edersek, bunu devletin her zaman müdahale etme hakkı izlemez mi?
İsmet Özel’in karşısına ilk olarak 1989 yılında çıktım. Sultanahmet Kitap Fuarı’nda imza günü vardı. Tam otuz yıl olmuş.
Dönüp geriye bakıyorum. Bir hayli hatıra birikmiş.
1993 yılına gidiyorum. İbrahim Kalın’la birbirimize karşılıklı olarak İsmet Özel şiirleri okuyoruz. Ezberden. “Sen şimdi sevincimin akranısın.”
1996-99 arası. Hakan
Okuduğum en iyi distopya kitaplardan olabilir, distopya gibi türlere zerre ilgisi olmayan kişilerin bile severek okuyacağını düşünüyorum. Kitaba puan verirken düşündüm gerçekten kusurlu kısımları var mı ama açıkçası ben bulamadım herşey güzelce yazılmış ve beni sıkan bir kısım yoktu. Karakterlerin kişilikleri ve gerçekçi yanları çok hoşuma gitti, sanırım bu kadar doğal olması ve güzel bir kurgu üzerine yazılması çok beğenmeme sebep oldu, eğer okuyacak kitap arıyorsanız size önerim bu kitaptır.
Spoiler
Resmen Liam aşık oldum, eğer hayalimde ki bir erkeğin örneği olsaydı bu kesinlikle Liam olurdu okurken hayran kalmamak elimde değildi.
Gerçekten devamını çok merak ediyorum, mesela Zu ne olacak? Chubs yaşayacak mı? Bunları ne kadar merak etsem de kitabın devamını daha sonra okuyucam.
Bence Ruby büyük bir Glow up geçirecek tüm kitap boyunca kendini çok iyi geliştirdi ve bu sadece 1 ayda oldu, umarım kişilik değişimi olumlu olur.
Karanlık ZihinlerAlexandra Bracken · Parodi Yayınları · 20213,529 okunma
Son bir ayda düşünmek için hayli zamanım oldu. Kafam minibüse döndü, ayakta yolcu bile alıyorum. Kendimi bu şekilde sürmeye devam edersem kaza yapmaktan endişe ediyorum.
"Bana yetki verseler, şerefsizim, bu Türkiye'yi on ayda adam ederim!" diyor. "Tabi, en önce ağaların hesabını görürüm! Sonra vatandaşlara geçerim... Elinde hazır, radyo deye büyük bir tilafon var. Açıp meydanlara salarım bunun sesini, bağırırım: 'Vatandaşlar, arkadaşlar; yürüyün bakalım işlerinizin başına! Tutun el ele, yıkın bu evleri, yapın yenilerini ! Kaldırın bu köyleri sel ağızlarından! Parçaları birleştirin! Dünyaya dana gelip öküz gitmeyin. Dünyada gökteki yıldızlar kadar zenaat var; birer tane de öğrenin! Karıları, kızları evlere mapus etmeyin. Ağzı bozuk imamların sözünü tutmayın. Danaları güneşe çıkarıp tarayın. Çocuklara sebze suyu, meyve suyu içirin. Solucana çare bulun. Kırlardaki ahlatları aşılayın. Bağlardaki ağaçları budayın. Filoksera hastalığına karşı delice çubuk dikin. Ayı oğlu ayılık edip ormanları yakmayın. Bu sözümü tutun! Tutmayanın anasını avradını peşinen...' Bizim adamımıza bu dille söyleyeceksin. 'Ulan asarım, keserim' deyeceksin. Sövgüsüz cümle sarf etmeyeceksin. Öyle sesini tiyatro karıları gibi alçaltıp da , 'Müüüterem vetendeşleriiiiim... evela hepinizi hörmet ve mehebbetle selemleriiiiim....' demeyeceksin! Ne anlar köylü bundan? Bir şey anlamaz!"
Size şaşılacak bir şey söyleyelim mi? Bu iki arkadaş, ikisi birbirinden ayrıldıktan sonra, ikisi de birbirinin aleyhine kötü bir düşünceyle ayrıldılar. Felatun, Rakım için "Kendisinde bu servet yok, böyle bir metresle C. Oteli gibi bir otelde ömür sürdüğü yok da kıskandığından böyle söylüyor. Eğer onun da elinde on beş bin lira bulunsa, o zaman benim yaşayışımın tam insanca, kibarca bir yaşayış olduğunu kabul ederdi" demiş ve Rakım da Felatun için "Kendisi Ziklas evinden kovuldu ya! Şimdi ayda dört lirayı kendisi vermek üzere beni de oradan mahrum etmek istiyor. Kaça alının ben böyle dört liraları! Kendim kazanamıyor muyum? Bir mirasyedinin istikrarsız servetine ancak dalkavuklar itibar ederler. Varsın beyim yaşasın. Biz bunların çoğunu gördük, çoğunu da işittik ki, işittiklerimizden de, gördüklerimiz kadar ibret aldık" demişti.
Siz bu iki fikrin hangisini onaylarsınız?
Sayfa 90 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çevirmen: Emrah Balcı, V. Basım 2019Kitabı okudu