İnsan kaybettiği bir şeyi ararken defalarca bir yere bakıp orada olmadığını bile bile yine son bir umutla aynı yere bakar ya ben de öyle olmadığını bildiğim halde beyhude bir beklenti ile "iyi mi?" Diye sordum.
"İçimde ilk görüşten kalma, aşina bir duygu: Ben onu tanıyorum. İki sevdalı hep aynı hisse kapılmazlar mı, birbirlerine daha önceden rastladıkları, aralarında esrarlı bağlar olduğu duygusuna kapılmazlar mı?"
Nereden başlasam bilemiyorum. Ansızın geldi bize veda edişinin haberi... Arkadaşım bana yine başka bir öğretmenimin paylaştığı hikayeyi attı. Şöyle yazıyordu: "Canım arkadaşım, can dostum boşanma aşamasındaki eşi tarafından katledildi!" Kanım dondu. Sonra arkadaşıma "O fotoğraftaki Saadet hoca değil mi?" dedim. Arkadaşım
Sana öyle şiirler yazdım ki
İnan sadece hasretini
Şiirlerde hafiflettim
Özledim seni diyebildim
Ama geçmedi işte
Geçmiyor da
Hani gelsen ya beni hemen bulursun
Peki ben gelsem kapına
Aynı adrese aynı yere
O artık yok diyen mi olur
Yoksa bir yalnız kuş misali
Sessizce geri mi dönerim
NKRGN
Başyapıtlardan biri olan "1984" kitabı, George Orwell'in distopik bir gelecek vizyonu sunarak, totaliterizmin karanlık yüzünü ustalıkla betimlemesiyle bilinir. Orwell, karakterlerin zihinsel manipülasyonlarıyla özgürlük kavramını sorgulayarak, okuyucuları derin düşüncelere sevk ediyor. Roman, güçlü bir politik mesajı ustalıkla edebi bir dille işleyerek, okuyucuları düşündürüp sorgulamaya teşvik ederken, Orwell'in distopik evreni, karanlık ve baskıcı bir toplumun karmaşık dinamiklerini öngörüyorsa da, aynı zamanda insan ruhunun direnişini ve umudunu da vurgular nitelikte izler taşıyor.
Orwel fanı olduğum pek söylenemez, kitapları bana okurken bi tık ağır geliyor. Sıkılıyorum genelde ama zaten onun da okurları, okurken tatmin etmek gibi dertleri yok. Eserlerinin çoğu tamamen dönemsel ve eleştirmek istediği sosyal ve siyasal temalar üzerine kurulu. Bu da onu yazım dünyasının önemli şahsiyetlerinden biri yapıyor haliyle.
1984, güzeldi okunabilir demiyorum çünkü okunmalı. Geç bile kalmışım. Mutlaka okuyun veya en kötü sesli kitaplardan dinleyin derim ben.
Neyse çok uzattım, kendi yazdığım yazıyı nasıl olmuş diye okumaya üşendim şuan. Hadi
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,9bin okunma
Liam ellerini yavaşça çekti. Dokunuşu bir sevgi gösterisi gibiydi. Hâlâ tutkusunu hissedebiliyordum ama sanki
kendini yeniden bulmuş gibiydi. “Yatağa gir,” dedi emrederek.
Kapıyı kapamak için diğer tarafa gittiğinde yatağa
uzanıp bacaklarımı açtım. Onu bekliyordum. Gözleri daha
önce hiç görmediğim bir alevle parlıyordu. Beni süzerken
Uzun zaman önceydi belki daha dündü
Ben aşkı kimi zaman savaş sandım
Belki her dokunduğumda teninde
Kendi isteğimle hep yarım kaldım
Yanılmaz yorulmaz durulmazmıyım
Hep aynı yerden kırılmazmıyım
Sonra bu bildik savaşta yine
Kendi elimle vurulmazmıyım
Aşktan zarardan geçince
Kalp bildiğinden dönünce
Belki bu meydanların birinde
Ben kendimden haz almazmıyım
youtu.be/D6yNkOJHBe0?si=...
69. VASİYET
Muhiddin-i Arabî ks buyuruyor:
Secdeyi çok yap!
Yemini çok etme!
Hüküm sahibi bir memur olmaya heves etme!
Eğer olmuşsan; öfkeli hâlinde, içinde bir sıkıntı varken, aç karnına, acele bir işin varken hüküm verme!
Kimseye benim Mevlâm deme!
Mevlâ Allah’ındır.
Dinînde, imanından istifade edeceğin kimselerle sohbet et!
“Allah
Selamlar, ben Leyla.
Bu ay 2 tane yaş farkı temalı kitap okudum. Booktok deyimiyle “age gap”. Nedense ikisinde de esas adam inşaat işçisiydi. Bunun sebebi sanırım sürekli beden işçiliği yaparak diri kalmaları, ama başka mesleklerde var abi, lütfen biraz yaratıcı olalım. Jude Lucketti uzun saçlarıyla ve dövmeleriyle gönlümü aldı, ama bu kitabın
Sağlam bir Müslüman, kendisine ve etrafındaki insanlara maddi ve manevi güç veren sağlam temelli bir imana sahiptir. Birkaç basit adımı takip ederek Allah sevgisi ve iyi bir Müslüman olma yolunda mesafe kat edeceksiniz.
1. Önce, her şeye kâdir olan Allah’ın varlığını ve onun vasıflarının bizim tahayyülümüzün ötesinde olduğunu kabul et.
O, her
Nerede yorulur bir insan? Dünyada olup biten en olağan dışı şeyler karşısında bile şaşıp kalma yeteneğini yitirdiğinde mi? Ben ki yorgunum ve hala gündüzün ardından gecenin nasıl geldiğine, kumlardaki şu çakıl taşlarının yüzyıllardır nasıl böyle kımıltısız, aynı yerde durabildiğine ve portakal ağaç larının hala nasıl meyve verebildiğine şaşıyorum. Ama yor gunum. Toprağa yüzü koyun yatacak ve bundan hiçbir şiirsel sonuç çıkaramayacak kadar.
"Bugün resmen bariz iki farklı flörtöz yaklaşımı reddettim. Normalde bir erkek atlar bunlara hemen. Hiç kaçırmaz fırsatı. Fakat o toplara hiç girmiyorum. Kendime söz verdim. Uzunca bir süre kadın olmayacak hayatımda. Bir kişi hariç. Zaten onu da herkes biliyor. Fakat o da yok aslında.
Lakin şunu fark ettim. Sosyal ortamda pozitif, zeki,
Güvenmeye böylesine eğilimli olmamız ne kadar garip! Belki de güvenmeye değil, görmek, öğrenmek istememeye, iyimserliğe, hoşgörüyle aldanmaya eğilimliyizdir, belki de gururumuz yüzünden benzerlerimizin başına gelen, öteden beri gelmiş olan şeyin bizim başımıza gelmeyeceğine inanırız; başkalarına -üstelik gözümüzün önünde- sadakatsizlik etmiş kişilerin, sanki biz diğerlerinden farklıymışız gibi bize saygı göstereceğine inanırız; aynı gurur, hiçbir nedeni olmadığı halde, bizden önce yaşamış olanların maruz kaldığı aksiliklerin, hatta çağdaşlarımızın uğradığı hayal kırıklıklarının bizim başımıza gelmeyeceğini düşündürür bize; herhalde bütün bunların "ben" olmayanların, şu anda da, gelecekte de, geçmişte de "ben" olmayanların başına gelebileceğine inanırız.