Drizzt Do'Urden candır. Candır; çünkü imrenilecek bir hikâyeyle, nicesini okuduğumuz, izlediğimiz, klişelere boğulmuş fantastik dünyaları anlatan eserler arasında özellikle de bu üçlemede cidden etkileyici, hatta belki de muazzam sayılabilecek bir kıvamda anlatılmıştır.
Drizzt Do'Urden, Menzoboranzan adındaki karanlık altı yurdunda, örümcek
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir.
Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Kanuni Sultan Süleyman kitabın ismi ama okurken ben başka bir kitap mı okuyorum acaba diye arada bakma ihtiyacı duyuyorsunuz kitap kapağına.Evet Kanuni'den bahsedilmiyor değil ama kitap Kanuni olunca onun yaptıklarını nedenlerini niçinlerini merak ediyorsunuz.Ama bir bölümü sadece menkıbelerden oluşan diğer bölümleri Osmanlı'da ki farklı şeyleri anlatan bir kitap olmuş.Yer yer cidden sıkıcı konunun bütünlüğü olmayan bir şey anlatırken konunun başka taraflara kaydığı bir kitap.Diğer kitaplarının bir özeti gibi bir bölümü.Zaten 150 küsür sayfaya gelmişsiniz ama hala Kanuni'ye gelememişsiniz öyle bir kitap.Ayrıca kendi içinde de tekrarlarının bolca olduğu bir kitap o kadar ki mesela 155.sayfada bir şeyi yazmış aynı cümlelerle bir iki belki ufak değişiklikle kelimesi kelimesine 156. sayfada da aynı şeyleri yazmış.Sırf yazmak için yazılmış gibi.Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul'un Fethi'de aynı şekilde yazılmış.İkisini üst üste okudum ve gerçekten çok bunaldım.Sürekli tekrarlanan cümleler paragraflar..Başladığım kitabı yarım bırakmayı sevmediğim için cidden bitsin diye zorladım.Ama okumaktan keyif alanlar olabilir tabi ki..
Sene 2009… Üniversite hayatımın ilk yılları… “Topluma Hizmet Dersi” kapsamında körler okuluna gideceğimiz söylendi. Tam adıyla “Gaziantep GAP Görme Engelliler Ortaokulu”. İlk duyduğum anda gitmek istemedim çünkü dersine gireceğimiz sınıf, görme engellilerden oluşan bir sınıftı. İsteksiz olma sebebim o hüzün dolu duygu dolu atmosferi bünyemin
Uzun bir süredir inceleme yapmadım. Çünkü okuduğum film ve kitap incelemeleriyle kendi yorumlarımı karşılaştırınca ciddi bir fark gördüm ve yazdıklarımdan utandım. Adamlar oturup kitabı bitirip en güzel cümleleri ayırt edip bulabiliyorlar sonra da kitaptan örnek vere vere toplumsal analizinden karakter psikolojisine kadar verilmek istenen asıl
Şöyle bir aşk, macera karışık bir şeyler okuyasım vardı bu ara. Baktım Yarasa bana göz kırpıyor oradan. Dalmamla çıkmam bir oldu neredeyse. Bırakamadım elimden. Aktı gitti ve bitti...
Mavi adında genç, güzel, akıllı ve adı gibi mavi saçlı bir kadın karakter başrolde. Karşısına ise ummadığı bir rezaletle çok acayip bir adam çıkıyor. Olaylara hiç değinmeyeceğim. Çünkü sevgili Selvi Atıcı cidden zor bir kurgunun altına imza atmış bu romanda.
Mavi'nin başına çok çok çok acımasız bir olay geliyor çünkü. Bir yerde Uğur'un içinden 'şimdi değil!' diye bir dua kopuyor ki aynı yerde bende aynı şeyi söyledim desem yeridir.
İşte o sayfalardan önce 'e ben nasıl seveyim, düşmanlık beslemeyeyim bu karaktere?' diye düşünüyordum. Ama öyle ılıman öyle ince ince gitti ki herşey, bir okur olarak Mavi'den farkım kalmadı sanki.
Yarasa karakterini ise yazarın çok net ve güzel anlattığını düşünüyorum. Adamın yaptığı hiçbir davranışı söylediği hiçbir sözü yadırgamadım. Yalnızca finalde Mavi'den ummadığım bir tavır okudum (orada bir tokat gelir mi acaba diyordum) o kadar.
Okuyanlar benle aynı fikirde midir bilmiyorum ama bu romanın en sevdiğim ikilisi Levent ve Eyüp oldu. Cidden herkese lazım bu çocuklardan. Çok eğlendim onlar sayesinde.
YarasaSelvi Atıcı · Nemesis Kitap · 2017395 okunma
( Adam koltukta yatmaktadır. Elinde ısırılmış elma vardır, elinden kaymış düşmüştür. Etraf dağınık, kağıtlar etrafa saçılmıştır. Kapı çalar, adam dayanamaz kapıyı açmaya gider. )
ADAM – Ben sana kaç sefer diyeceğim Azray?. ( Şaşkın ) Siz kimsiniz?.
KADIN – Özür dilerim, apartman ışığına basacaktım ama sizin zile basmış oldum.
ADAM – Önemli
Çok güzel kitap okumaya devam ediyorum.Bakalım ilerde neler ve beni neler bekliyor ama harika kitaba benzedi görüyor.Şimdiden ilerde ki sayfaları merak ediyorum.Ama önce kendim okuyorum ve sonra inceleme .
Ben mutlu oldum böyle kitap okumak ve kendimde yazıyorum bilginize kişisel gelişim kitabı ile her türlü kitap konusu çok olması benimde
Kitaba dair uyarılar:
Beyaz Yakalı olma hayalleri olan adaylar okumasın morallerini bozabilir.
Argo görünce ay bana bi şeyler oluyo fenalıklarına girenler de okumasın.
Iki üç siyasi giydirme var, damarı atanlar okumasın.
Çok da matah bi kitap değil zamanı değerli olanlar okumasın. (Çerezlik diyeyim de severleri tarafından azıcık linç
22 Şubat 2018
İstanbul
Ahmed abime;
Mektubuma yeni başlamış gibi görünüyorum değil mi abi, ilk hitap edişimmiş, ilk cümleye başlayışımmış gibi. Yok ama. Sana mektup yazmayı dördüncü deneyişimdir bu. Sen nasıl yazıyordun ki acaba, canından çok sevdiğin Leylin'e? Hiç düzeltmeden içinden geldiği gibi mi, yoksa törpüleyerek mi? Ah, evet. Okudum
Geç yüklenen bir yorum daha evet. Artık buna alışığım :<
Zaten çok uzun bir yorum olmayacak çünkü anlatılacak çok bir şey yok zaten. O yüzden hemen kitabın aşırı tatlılığından ve sıkıcılığından behsedeceğim.
Rune henüz 5 yaşında yaşadığı vatanı Norveç’i babasının işi dolayısıyla terk etmek zorunda kalıyor ve haklı olarak yeni evleri