Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ayşegül

ayşegül
@aysegulbaki
hevesle yanan mum sönmez güçsüz bir nefeste | isfj
Ben insan sevmiyor değilim, sadece insanları sevebilmeye devam etmek için bazılarını gözden çıkarmam lazım.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Sonra bulabilirsem içiyorum bir hap, derdim geçiyor demeyeyim de sanki ömrümün bana batan yanlarının üstünden zımparayla geçiyorlar.
Dünya’da güzelliği deneyimleyebilmek için acıyı deneyimlemek ve ölümü bilmek gerekiyordu.
Sayfa 273Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Anladım ki burası güzel bir gezegendi. Belki de gezegenlerin en güzeliydi. Ama güzellik kendi dertlerini yaratıyordu. Bir şelaleye, okyanusa ya da gün batımına bakınca bunu biriyle paylaşmak istiyordunuz.
Sayfa 273Kitabı okudu
Nerden bilebilirdi insanoğlu? Varlığının sonuçlarını. Hepsinin de yanıtı aynıydı: Hiçbir yerden… Belki de bu sayede hayat devam ediyordu. Kimse neye neden olduğunu önceden bilemediği için… Çünkü her davranışının zaman içindeki bütün sonuçlarına önceden tanıklık eden kişinin ilk tepkisi, büyük ihtimalle, durmak olurdu. Durmak ve durdurmak. Dehşet içinde. Hareket etme korkusundan kalbi durana kadar. Çünkü her hareketin nihai sonucu acıydı ve belki de ,insanoğlu bunu bilse, hiç doğmazdı. Belki de daha da kötüsü, bütün bunları bilse de doğmaya devam ederdi ne de olsa insandı ve doğası gereği arsızdı.
Sayfa 305Kitabı okudu
Reklam
Yüzme sanatı -herhalde bütün sanatlar- tam bir adanmışlık istiyordu. Eyleme ne kadar yoğunlaşırsanız diğer şeylerden o kadar uzaklaşıyordunuz. Kendiniz olmaktan kurtulup yaptığınız şeye dönüşüyordunuz.
Bir anda aklına yıllar önce okuduğu Kırık Cam Teorisi geldi. Psikolojik bir yaklaşım olan bu fikre göre, bir binanın camlarının çoğunun kırık olması durumunda insanlar diğer camları kırmak konusunda en ufak bir endişe yaşamazlardı. Hatta çoğu zaman bunu sırf eğlenmek için yaparlardı. Kimse bunun suç olabileceğini bile düşünmezdi. Benzer durum insanlar için de geçerliydi. Bir kimsenin kırıklarını ve zayıflıklarını gören insanoğlu, bu kişinin acılarına taş atmaktan ve onu daha çok kırmaktan asla çekinmezdi.
Sayfa 227Kitabı okudu
Bunu nasıl unuttuğuna dahi hayret etmiş ama yol böyledir işte. İnsan bu denli çok gidince bütün yolları gitmek için sanır ve nereden çıkmıştır yola niye çıkmıştır neyi aramıştır unutur bazen.
“Yazık!” diyerek içini çekti. Az sonra, “Bu dünyanın işleri böyledir zaten,” dedi. “Tam kendine şöyle rahat, sefalı bir köşe bulduğun sırada bir ses yükselir, dinlenme saatinin sona erdiğini bildirerek kalkıp başka yere gitmeni buyurur.”
Sayfa 350Kitabı okudu
Artık şatonun efendisi rolünü oynamak istemiyorum. Öteki insanlarla yaşamak istiyorum. Başkalarının hiç önemi yok diye düşünüyordum eskiden ama var. Her şeyi tek başına başaramaz insan.
Reklam
Dünyada gözyaşı dökülemeyecek üzüntüler vardır işte. Bunu kimseye anlatamayacağınız gibi, anlatsanız bile hiç kimsenin anlamayacağı türden şeylerdir. O üzüntü şekli hiç değişmeden, rüzgarsız bir gecede yağan kar gibi sessizce yüreğinizde birikir durur.
Sayfa 552Kitabı okudu
Velhasıl hayat beklemiyor, beklemek gibi bir derdi de yok. Biz onu anlayana kadar gelip geçecek.
Ölüm diye bir şey yok. Yaşam ruhtur ve ruh da ölemez. Yalnızca et ölür ve geçip gider, hep kendisini belirleyen kimyasal maya, hep plastik, yalnızca akışkana dönüşmek için daima billurlaşan, yeni ve farklı fani biçimler almak için billurlaşıp sonra yeniden akışa dönüşen bir sürünme. Bir tek ruh kalır ve yukarıya, ışığa doğru ilerlerken kendisini ardışık ve sonu gelmez yeniden doğuşlar içinde oluşturmayı sürdürür.
Sayfa 339Kitabı okudu
Ve ölüm, sen şu mahdut hayatında kendi varlığınla başka varlıklara bir ışık düşürebilesin, yaşadığın hayatı daha anlamlı ve güzel yaşayasın diye göz kırpıyor.
Güzellik bazen sadece kendiniz olmanın özgürlük ve berraklığındadır.
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.