Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
fakat ne kadar ağır bir azlık bu.
Birkaç ruble ve mavisi solmuş firuze taşlı bir yüzük, o kadar. Bu kadar az şey mi almış yanına geçmişinden geçerken? Bu kadar mı azalmış? Bu kadar mı saklanmış? Yükü ne kadar da hafifmiş. Fakat ne kadar ağır bir azlık bu.
Sayfa 25
·
Puan vermedi
Anadolu Devriminin Dede Sultan'ı Börklüce Mustafa
İlk romanı „Aşkın Hünkarı Hacı Bektaş Veli / Şehdiz“ ile dikkatleri üzerine çeken Avukat Kemel Derin`in Destek Yayınları`ndan çıkan „Anadolu Devriminin Dede Sultan´ı Börklüce Mustafa“ romanını okudum bir solukta. Sonra bir kenara bıraktım. Konuyu az çok vakıf olduğum için romandan bir süre uzaklaşmanın doğru olacağına karar verdim. Roman da olsa
Kalplerin Işığı: Börklüce Mustafa
Kalplerin Işığı: Börklüce MustafaKemal Derin · Destek Yayınları · 201420 okunma
Reklam
İnce Memed ölünce on bin, yüz bin, yüz yüz bin, bin milyon ince Memed gelecek. Neden ki dersen fakir fıkaralar çokluk, zenginler azlık… sonunda tükenecekler.
Neden kepaze bir azlık sana cesaret veriyor, örnek oluyor da bütün o binlerce, yüz binlerce evi dolduran sessiz ve temiz insanları düşünmüyorsun?
Sayfa 290Kitabı okudu
Türkleri, eskiden beri kalabalık bir millet oldukları hakkındaki düşünceler, tarihi incelemelerin ilerlemesinden sonra, çürümüştür. Türkleri pek kalabalık gösteren şey, onların büyük siyasî rol oynamaları ve hareketli oluşlarıdır. Gerçekte ise Türkler, bütün kırgınlara rağmen, hiçbir zaman XX. Yüzyılda oldukları kadar çok olmamışlardır. Bugün,
Türk BirliğiKitabı okudu
Yağı bu kırk börüyü Azlık sanıp yürüdü Kılıç kından çıkınca Toprağı kan bürüdü
Reklam
Okumadan Geçme...
Sur sehrinde bir gençle bir ihtiyar daima murâkabe içindeymişler. Sûr şehrine vardım. İki kişinin yüzlerini Kıble’ye çevirip oturduklarını gördüm. Üç kere selâm verdim. Selâmıma hiç karşılık vermediler. Ben: Selâmım Allah içindir. Bana cevap verin! dedim. Genç olan kişi başını çevirdi: Ey Hafifin oğlu! Dünya azdır, müddeti kısadır. Bu azlık ve kısalıktan da çok azı kaldı. Bu çok azdan da çok nasib al. Ey ibn-i Hafif, bu dünyada o kadar rahat mısın ki, bizim selâmımızla uğraşıyorsun? Dedi.
Türk milleti siyasi sınırlarla ölçtüştürülmesine imkan olmayan Adalar Denizi’nden ve Tuna’dan Altayların ötesine kadar uzanan geniş dünyada yaşayan yaratıcı millettir. Bu köklü millet, bir takım maskaraların tabirleri ve taktikleriyle dillerinin zorla değiştirilmesi ile ve bozulmasıyla yurtlarından sürgün edinmekle bölünmez, yok olmaz. Sürülseler de, dilleri bozulup değiştirilse de günün birinde yeni bir Bozkurt doğup Türk ellerini kurt başlı sancak altında birleştirir, değişen lehçeleri tek bir edebi Türkçe haline sokar, Türk’ten boşaltılan Türk ülkelerini Türklerle doldurur. Yoksun budunu bay kılar, Azlık milleti çok eder, geri kalmışı en ileri ve üstün seviyeye ulaştırarak tarihin önüne geçilmez zaruretini gerçekleştirir.
Sayfa 112Kitabı okudu
Biz, azlık bir millet olduğumuz ve bazı sebeplerle teknik ve geri kaldığımız için, kalabalık milletlerin tutsaklığına düştük. Fakat bu azlığımıza rağmen, kendi aramızda toplanabilirsek, dünyada yenemeyeceğimiz kuvvet yoktur.
“Onları yaratan Allah, milletin yanı büyüsün diye özümü de kaanlığa yüceltti. Ben de kavmimin aşkıyla dinlenmeden günler, uyumadan geceler geçirdim. Kardeşim Kül Tigin ile beraber ölesiye çalıştım. Milletimin rahatını, güvenliğini düşündüm. Emrim altındaki büyük ordularla yirmi dört savaşa girdim. İkbal her yerde yârim, talih her yanda yaverim oldu. Meramıma erdim. Can çekişen milletleri dirilttim. Çıplakları giydirdim. Yoksulları zengin ettim… Azlık kavimleri çoğalttım. Köleleri köle, cariyeleri cariye sahibi eyledim. Dört yandaki hasımları serdim, ezdim, düşmansız bir kaan oldum. Dineldim…”
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Teoriye göre, serbest tercihler kısıtlandığı veya tehdit edildiği zaman, özgürlüğümüzü koruma ihtiyacı onları (ilgili ürün ve hizmetler de dahil) öncesinden daha fazla istememize neden olur. Böylece, azlık artarken -veya her neyse- bizim bazı ürünlere ön­ceki ulaşımımıza mani olunmasıyla, ürüne sahip olmak için önceden olduğundan daha fazla istek duyarak ve daha çok çaba­layarak, reaksiyon göstereceğiz.
insanlar sık­lıkla kısıtlı zaman varsa kendilerini normalde önemsemeyecekle­ri şeyleri yaparken bulurlar. Usta tüccar daha önce müşterinin il­gisini çekmemiş bir şeyde son gün propagandası ve düzenlemesi yaparak bu eğilimden faydalanır. Bu yaklaşımın en yoğun örne­ği film reklamlarında görülür. Hatta, en son fark ettiğim bir olay, bir tiyatro sahibinin, çarpıcı bir kararla, üç ayrı zamanda sadece beş cümleyle azlık ilkesini kullanmasıdır: "Size özel, sınırlı abo­nelik yakında bitiyor!"
Artık aydınlık yoktu, artık azlık gelirdi. Aşk unutulurdu. Hele geceler hep uyunurdu.
Bu dünyada her durumda işe yarayacak küçük bilgiler vardır. Uygun durumda uygun bilgiyi kullanırsan büyük sonuçlar çıkar ortaya. Küçük büyüğün anasıdır. Azlık çokluğun özüdür.
1.141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.