Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kötü niyet ve bölünmüş cepheler çağındayız. İster Yahudi olalım ister Arap, artık ötekinden nefretle kendinden nefret arasında seçim yapmaktan başka bir şansımız yok.
Sayfa 257Kitabı okudu
Bazıları "boşluk" konusunu anlamakta güçlük çekiyor Belki aşağıdaki benzetme yardımcı olabilir. Dudağınızın uçukladığını düşünün. Bende çok etkili bir krem var. Size "bir de bunu dene" diyorum. Siz kremi kullanıyorsunuz ve yara hemen yok oluyor. Bir iki hafta sonra tekrar çıkınca siz "bu kremden başka var mı?" diye
Reklam
Her durumda, "Önce insanlar gelir" düşüncesi, genellikle insanlar için de insan dışı hayvanlar için de hiçbir şey yapmamak için mazeret olarak öne sürülüyor, yoksa bu önerme birbiriyle uyuşmaz alternatifler arasında bir seçim yapma zorunluluğundan kaynaklanmıyor. Gerçekte bu ikisi arasında hiçbir uyuşmazlık yok. Elbette bir insanın zamanı ve enerjisi sınırlıdır ve belli bir dava uğruna aktif olarak çalışmak başka bir davaya ayrılabilecek zamanı azaltır; ama zamanlarını ve enerjilerini insanların sorunlarına adayanların hayvancılık şirketlerinin zalimce yöntemlerle ürettiği ürünleri boykot etmelerini engelleyen hiçbir şey yok. Vegan olmak, hayvan eti yemekten daha çok zaman almaz. Hatta insanlara ve çevreyi korumaya önem verdiğini iddia eden bir insanın sırf bu nedenle bile vegan olması gerekiyor. Böylece ihtiyaç duyan insanları doyurmakta kullanılabilecek tahıl fazlasının oluşmasına, çevre kirliliğinin azaltılmasına, su ve enerji tasarrufuna, ormanların yok edilmesinin yavaşlatılmasına, katkıda bulunabilirler; ayrıca vegan beslenme et yemekten daha ucuz olduğu için, aç insanların doyurulmasına, nüfus kontrolüne ya da en acil olduğunu düşündükleri toplumsal ya da siyasal sorun her ne ise ona daha fazla para ayırabilirler...... ancak vegan olmayan biri "Önce insanların sorunları gelir" derse, onun insanlar için, çiftlik hayvanlarının müsrifçe ve acımasızca somürülmesini desteklemeyi gerekli kılacak ne yaptığını merak ederim.
MEDYA ve ÖLÜM | Ahmet Altan *** "Neden bu ülkede doğmuş olmanın bedelini insanlar, Güneydoğu’da bodrumlarda yanarak, Ankara’da alevlerle tutuşarak ödüyorlar?" *** Her seferinde aynı şey oluyor, “kimdi bu insanlar” diye soruyorum, “kimdi bu ölümlerine üzüldüğümüz, ağladığımız, acılarını kutsal bir ayin gibi paylaştığımız
13 Mart 2016, Ankara
Eski Yunanlar haklıydı. Seçilmiş yaşamın idealleri nasıl yaşadığımızla örtüşmez. Hayatlarımızı bizler yazmıyoruz; bizde en derin izler bırakan olayların yarısının bile yazarı değiliz. Hayatımızda en çok önem verdiğimiz neredeyse hiçbir şey bizim seçimimiz olmaz. Doğduğumuz zaman ve yer, ana-babamız, konuştuğumuz ilk dil -bunlar şanstır, seçim değil. En kaçınılmaz ilişkilerimizi olayların gelişigüzel sürüklenişi biçimlendirir. Her birimizin yaşamı rastlantılar dizisidir. Kişisel özerklik, nasıl yaşadığımızın değil, imgelemimizin ürünü. Öte yandan her şeyin geçici olduğu bir zamana atılmış bulunuyoruz. Yeni teknolojiler yaşamlarımızı günlük olarak değiştirir. Geçmişin gelenekleri geri getirilemez. Aynı zamanda geleceğin neler getireceği konusunda da pek bir fikrimiz yok. Sanki özgürmüşüz gibi yaşamaya zorlanırız. Seçme tutkusu bizim yaşamlarımızı doğaçlama olarak biçimlendirmemiz gerektiği gerçeğini yansıtır. Başka türlüsünü yapamayışımız, özgür olmayışımızın bir işaretidir. Seçme bir fetiş haline gelmiştir; fakat bir fetişin işareti de seçilmemiş olmasıdır.
Sayfa 98
Kader
ÖLÜMÜN EŞİĞİ KİTABINDAN KADER HAKKINDA BİR PARAGRAF. “sanırım Allah’a ve kadere inanmıyorsun. Ya da gerçekten delirdin. Bak Halim, senin adın Allah’ın isimlerinden biridir. Yumuşak huylu ceza vermekte acele etmeyen demektir. Kader doğumdan ölüme kadar giden bir yoldur. Bu yolu istesen de istemesen de yürürsün. Önüne büyüklü küçüklü engeller konur. Bunlar bazen hastalık, bazen düğün, bazen varlık, bazen hiçliktir. Belki zenginlikle imtihan olursun, belki fakirlikle. Sen bu engellerle mücadele edersin. Bazılarını yok ederek, bazılarının üstünden geçerek, bazılarının etrafını dolaşarak geçmeye çalışırsın. Olumlu ya da olumsuz o engellerden geçersin. Bu yolda senin yapabileceğin tek seçim yolun sağından ya da solundan ilerlemektir. Sağ taraf hidayet sol taraf küfürdür. Seçimine asla karışılmaz. Başka da her şey zaten yazılmıştır ve senin bütün gayretin kaderini yaşamak içindir. Müdahale olanağın asla yoktur. Şimdi, ya sessizce itaat et, ya da terk et. Başka çözüm yok. Sen seçtiğini sanırsın ama seçtiğin senin kaderindir ve zaten yazılmıştır. O nedenle ki bizim inancımızda keşke demek şeytandandır.”
Reklam
422 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Ufuk Açıcı Bir Sinema Kitabı: The Godfather Mitosu Sinemayı sevmek için birçok neden var, hepiniz az çok bilirsiniz. Kimi bir filmi kült haline getirerek onu belirli zamanlarda yeniden izler, kimisi de bir yönetmenin bütün filmlerini aralıklarla bir daha izler. İlki Rüzgâr Gibi Geçti, Oz Büyücüsü, Şahane Hayat, Ucuz Roman ve bu yazının da konusu
The Godfather Mitosu
The Godfather MitosuHakan Bilge · Şule Yayınları · 201517 okunma
HER ŞEY KADER AMMA Ayrılık dağ gibi durur karşımda Her şey kader amma yürek Göynüyor Sancılar içimde hüzün dışımda Her şey kader amma canım yanıyor Zemheride benim ateştir içim
Özgür Kalem
GELİN - KAYNANA KAVGALARI BİTSİN! İki kadın, bir adam! Yıl oldu 2016! Biz hala aynı kavgaların bilmem kaçıncı tekrarını oynuyoruz. Paylaşılamayan nedir? Koca mı? Oğul mu? Dünyanın en saçma paylaşılmazlığı olduğunun, sadece eski bir psikolojik baskının namussuzca süre-geldiğinin artık farkına varın! Bu kokuşmuş adetten kurtulma vaktidir. Neşet
Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları: Dünyayı Yöneten Rotschild Ailesi Gönderen: Aysal Bülent Ülkemizin neden bölünmesi isteniyor? Gazi Mustafa Kemal'in bildiği ve bizi uyardığı hitabenin ne anlama geldiği... Sağ-sol ayrımı, gerçekte de var mıdır? İşte bu soruların bir kısmının yanıtı; Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları Hitler, dünya
Reklam
HER ŞEY KADER AMMA Ayrılık dağ gibi durur karşımda Her şey kader amma yürek göynüyor Sancılar içimde hüzün dışımda Her şey kader amma canım yanıyor Zemheride benim ateştir içim
Gazi kırgındı. Yüzü gergindi. Sesi boğuktu. Sözleri sitemliydi: "Efendim, bu kanun teklifi, kanuni bir maksad-ı mahsus ihtiva ediyor. Bu maksat doğruca şahsıma taalluk ettiğinden, müsaade ederseniz birkaç kelime ile fikrimi arz etmek istiyorum. Erzurum Mebusu Süleyman Necati, Mersin Mebusu Salahattin ve Canik Mebusu Emin Beyefendiler
Sayfa 67 - 68Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.