Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aradın, ama ben doğru-dürüst konuşamadım da birileri mi var?" diye sordun -"Etrafın- doğru bildin... Çünkü konuşma biçimim, senin ile benim, yanyana, baş- başa olduğumuzdaki biçim değildi. İlişkide öyle olur, biliyorsun: Gerçek, sahici, som bir ilişki oluşuyorsa iki kişi arasında, her birinin konuşma biçimi de ona uygun hâle gelir gerçek, sahici, som olur o da; başka hiçkimseyle konuşmadıkları bir biçimde, ama tam da kendi oldukları biçimde, konuşmağa başlarlar kişiler, biribirleriyle - dilin, yalnızca anlamını, ya da 'göstergeler düzeneği'ni (!) değil, biçimini bile belirlemeğe başlar ilişki. Hele, kişilerden biri (bazen ikisi birden), zor konuşan, zorlukla konuşan kişi(ler)se, ilişkinin ilerleyen aşamalarında, dillerine ket vuran, onu yapmacıklı kılan herşey bir kenara atılmış olacağından, bülbül kesilir(ler)!...
Deneme
Bazen bedel önceden ödenir. Muhakemesi yıllar sonra yapılır. Kendine haksızlık etmeme lüksüne sahip olduğunu düşünmek biraz fazla şımartıcı olabilir. Peki ama başka dayanak yoksa ne olur? Belki bir anlık rahatlama ya da kaçış tesellisi bu. Öyle ya da böyle, ortada bir sonucun bağlandığı bir sebep ve onun kurban edilişi vardır. İnsan kendini
Reklam
Bazen umud edersin! Pencerenin pervazında öyle bakar durursun. Parmak uçların nikotin kokar. Buğusun da demlenir çay, bir yudum yalnızlık içersin. Derin bir ah olur gerin de kalanlar. Niçin di bunca çaba, ve ne için di bunca kargaşa? Soluklanabilseydik keşke! Keşke oturabilseydik bir demliğin kor ateşinde... Alıntı
Anlatmak istiyorum sadece. Anlatırken hiçbir ayrıntıyı kaçırmamak gibi bir amacım yok. Zihnimi uzun süre yoramıyorum zaten. Bazen de olaylar birbirinin içine geçiyor. Öyle şeyler de var ki zihnimde, bunları sahiden yaşadım mı yoksa benim kurguladığım şeyler mi ayırt edemiyorum. Çok tanıdık, bir o kadar da bulanık olaylar. Bazı yüzler var aklımdan silemediğim. Bu insanlar sahiden hayatıma girdi mi, yoksa bir gazeteden, dergiden, televizyondan zihnimde takılı kalan fotoğraflardan mı hatırlıyorum bundan da emin değilim. Zihni bu kadar karışık bir adamın söylediklerini dinlemek bize ne kazandırır diyeceksiniz .
İnsan bazen öyle bir sınıra gelir ki,onu aşamaz mutsuz olur;aşar,bu kez belki daha mutsuz olur!..
Sayfa 281Kitabı okudu
Zaman sadece birazcık zaman ..
Bazen yürüdüğün tek yol beyninin labirentleri olur... Ve öyle ki duyabildiğin tek şey kendi ayak seslerin... An gelir her şey yerine oturur... Ait olduğun zaman diliminde.. ait olduğun yerde .. Bazen herkes gibi ... Bazense kendince.. youtu.be/WNeLUngb-Xg?si=...
Reklam
Yakamoz& Papatya-12
Yakamoz sevdalandığından beri günbatımlarını bir ayrı sever hale gelmişti. Bugüne kadar onun için basit gelen birçok şey, artık tam anlamıyla bir tablo gibiydi. Mavi, kırmızı, sarı, turuncu; hepsi muazzam bir ahenk içinde birbirlerine karışıyor, gündüz geceye kavuşuyordu. "Ah," dedi kendi kendine, "İnsanın farkındalığı artınca nasıl da acısı da aynı oranda artıyor. Hepimiz zeki, inanılmaz dahi olmak isteriz. Halbuki hayatında tanıdığı hiçbir zeki insanın yüzünü gülerken görmemişti. Ara sıra ufak bir tebessüm, o kadar. Boşuna dememişler, 'Deliler insanların en akıllıların aşırı derecede incinmiş ve kırılmış halleridir,' diye... Çocukları da çok seviyordu artık. O masum, günahsız çocukları... sokakta yürürken bir çocuk gördü mü hemen başını okşar ve içinden, 'Rabbim, sen duamı biliyorsun, amin, amin' diyordu. Eskiden duygusallık çok uzaktı ona. Ne vakit gözü dolsa, ki çok nadiren olur, hemen kendini sıkar, o damlaları asla yere düşürmezdi. Peki şimdi, dökmediği her gözyaşının hesabı sorulur gibi, gözlerindeki nem gitmek bilmiyordu. Şikayetçi değildi bu durumdan, kimseye anlatamadığını gözleri salıveriyordu sadece. Öyle ki insan bazen, o kadar konuşacak birisi arıyordu ki, bir insan diyordu sadece, 'Bir insan beni anlasın yeter.' Konuşsam onunla, döksek birbirimize her şeyimizi, hiçbir tereddüt gözetmeden, tek süsümüz samimiyetimiz olsa. Ah keşke, keşke..." Kendini arayan Herkese...
Özgür Vural
Özgür Vural
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde? kaç kilo çekerdi yalnızlık? kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının? belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları, her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk, hep ağlamaklı olurduk gülünecek hâlimize.
Bazen hayatta öyle karşılaşmalar olur ki, hem de hiç tanımadığımız insanlarla, bir tek sözcük bile konuşmadan, birdenbire, tek bir bakışla ilgilenmeye başlayıveririz.
"İnsan bazen öyle bir sınıra gelir ki, onu aşamaz mutsuz olur; aşar, bu kez belki daha mutsuz olur!..."
Sayfa 281Kitabı okudu
Reklam
"Sizi en yakın çalışma arkadaşınızla tanıştırayım: Sanem Hanım." Sanem Hanım. Sanem. Evlen benimle Sanem. Kadınım ol benim. Yaşadığım tüm acıları, yaptığım bütün kötülükleri, pişmanlıklarımı, hatalarımı akla. Başına çiçekten taçlar yapayım, sana şiirler yazayım, seni her gece masallar anlatarak uyutayım. Bazı akşamlar DVD'de film
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Bu kadar sade, bu kadar doğru bir anlatım...
İnsanın hayatta yürüdüğü tek yol, bazen ikiye ayrılıp çatallaşıverir. İnsan, yolun bu yönündekini seçse havari ve melek olur, öbür yönünü seçse İblis ve şeytan olur. Öyle bir durum olur ki, iki yolun birini seçmek üzere olan insana tam kritik anda bir karıncanın dürtüşü ya da yolun üzerinde tesadüfen bir çöp parçasının bulunması havari olacak adamı iblis eder, atar.
Bittiği sanılan yerde başlayan hikayeler vardır. El sıkışıp ayrılınan yerde öyle bir deprem olur ki bazen, fark edebilen herkesin kalbini ve ruhunu sarsar. Ve ne acıdır ki, bunu oracıkta kalakalan, gidenin arkasından bakıp ağlamak ya da bir bira daha söylemek dışında hiçbir seçeneği olmayan o zavallı mağrur mağluptan başka kimse bilmez... Bana, bitti denilen şeyin, bitti denilen yerde, bitti denir denmez nasıl bitebildiğini anlatabilecek biri varsa, söz ilk biralar benden.
Nişan, örf ve adete göre, şeriatın sınırları aşılmadan yapılabilir. Bazen öyle nişanlara şahit oluyoruz ki, bir düğün gibi. Nişan töreni bir düğünden farksız değil; koca salonlar, yiyecekler ve büyük masraflar. Nişan elbisesi, gelinlikten farksız değil; düğün için yapılan ne masraf var ise, nişan için de o masraflar yapılıyor. Bazen bir nişanı görünce bunun düğün mü, nişan mı olduğunu anlamak için, hanım kızın üzerinde ki elbisesine bakılması yeterli olur. Gelinlik yoksa bu nişandır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.