Stefan Zweig özlemimi giderdiğim bir eser oldu. Uzun zamandır okuyamıyordum Zweig çünkü elimde okuyabileceğim eseri kalmamıştı ve neredeyse çoğu eserini okuduğum için sınırlı seçeneğim var artık. Hepsini tüketmek istemiyorum ama külliyatını tamamlamak istiyorum kesinlikle.
Konusundan kısaca bahsedersem;
Hayatta tırnaklarıyla kazıyarak yol alan, kimya
Kavuşarak çoğalttığımız bir yalnızlığımız var...
Beraberken bile, bir arada değiliz...
Aramızdaki mesafe, yan yanayken uzuyor uzuyor...
Görülmedikçe birbirimize,
birbirimizde yeniden var oluyoruz...
~bşr
...Daisuke ve Hiraoka ortaokul yıllarından beri birbirlerini tanırlardı. ...O zamanlar ikisi de sırlarını anlatır, karşılıklı güç birliği yaptıklarını söylerler, en çok beraberken eğlenirlerdi. Bu eğlenceler sıklıkla değiştiği için her ikisi de söyledikleri tüm kelimelerin sadece eğlence için değil, her zaman bir tür fedakârlık içerdiğine inanmışlardı...
Özerk olmayı öğrenememe belirtilerinden biri de "ayrılık anksiyetesi"dir. İnsanların artık beraber olduklarında da birlikte olduklarını hissedememeleri, ayrılık anksiyetesinin son zamanlarda neden daha sık yaşanır olduğunu açıklar sanırım. Beraberken yaşanan yalnızlık, tek başınalığın yalnızlığından daha ağır olabiliyor. Yalnızlığıyla yüzleşmemek için, beraber olmak istemediği insanlara katlanmaksa çok zor. Çoğu insan bunun farkında bile olmadığından, performans ağırlıklı beraberliklerin kısırdöngüsüne kapılmış olmanın bunaltısını yaşamakta.