Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Okumak İçin Geç Kalmayın :) İyi Geceler..
Üzerimde yorgunluk var durgunluk hepsi hiçlikten, Hiçten öte bir yol olsaydı gidebilir miydim kendimden. Sırtımdaki ağrı ile, Ne kadar gidilir ki. Sahi kaç kilometre öteye koymuşlardır aydınlığı Bir cühelanın öz güveni bile kadar yokum, Varla yok arşında kaybolmuş özüm. İçimden atamadığım ama sığamadığım da bir şehir burası, Kayboldum, farkındayım ‘’Kendini bulmakla başlarmış yanmak Ve kendini ararken kaybolursun dedi bir şeyh.” Elimde bir ateş yangını var, Bana beni hissettirecektir diye saklıyorum. Ölü bir kelebek tutuyorum avuçlarımda, Artık açsam da parmaklarımı uçamaz biliyorum. Ölü bir kelebek uyutuyorum tırnağım kadar bile kalmadı erimekten, Tozları döküldü önce, Sonra ayakları kırıldı... Parça parça bir ölümü izledim her gün avuçlarımda. Donuk bir cesedden başkası değildi artık. Ama artık bırakmalı, Artık toprağına sarıp sarmalı bu ölüyü, Artık topraktan bir filiz büyütmeli Bir tırtıla anne olmalı acım. Artık bir tırtıla kelebek gözüyle bakmalıyım
Ahmet Taş
Ahmet Taş
Nabzım
Nabzım
Yaşama beraber tutunmaya çalışan insanların birlikte ölmelerinden daha doğal ne olabilir. Ölümün bile güzeli var, bak. Ölümden söz etmeyelim bu gece. Bu gece birbirimizi ne kadar sevdiğimizi anlatalım. Sen bana rüzgârda kalbimi yakmayı öğrettin, biliyor musun? Bugüne kadar o kalbi hep başkaları yakmıştı. Ama şimdi ben yakıyorum. Rüzgârlara inat... Aşkın ateşiyle yakabiliyorum artık kendimi. Şimdiye kadar hep unuttuklarım çektirdi bana... Hatırladıklarım daha da fazla. Aşka inancım kalmamışken gönderdi Allah seni bana. Kalbini yakıyorsam alevlerinde yanmak içindir. Âşık olan sürgün yerini doğduğu yer sanır. Ne garip bir kederdir ki bu beni sana sürgün etti bu hastalıkla ama ben sürüldüğüm yerde doğdum yeniden senin aşkınla. Seviyorum seni. Yaşarsam, Allah bana yine yeniden bir hayat verirse sevmeye devam edeceğim. Hem de hayatın bizi ölüme teslim eden gerçek olduğunu bile bile... Öle öle... İzlerinin olmadığı bir gökyüzü tabuttur bana. İçinde sen olmayan bir hayatı, içinde sen olan bir ölüme yeğlerim. Bir gün yanına kadar gelebilecek miyiz hep arkasından baktığımız zamanın? Ve o zaman bizi ne zaman kavuşturacak ölümün içindeki ölümsüzlüğe? Güneş her gün doğuyor ama hayat her gün yeniden başlamıyor. Bizimkisi, yitik bir umuda tutunmak değil mi zaten? Zaman o umudu bize getirecek olan bir köprü sadece.
Reklam
Bir Ölünün Mektubu - Yavuz Bülent BAKİLER
Hazret-i Süleyman'a bile kalmadı dünya Baki olan bir tek Allah Bütün günahları size bırakıp Ölmüşüz elhamdülillah Kaygımız yok bizim yiyip içmekten Üstümüz başımız temiz. Bir şey yediğimiz yok ki zaten Oruçluyuz hepimiz. Gün aşırı Kabristana bir ölü getirirler Kalkıp "hoş geldin" deriz. Canımız sıkılırsa geceleri uzayıp
Bana yanmak düşüyor, yangın görsem resimde; Yaşıyorum zamanın koptuğu bir kesimde. Alırken dilenciyim, verirken de borçluyum; Kalmadı eşya ile aramda hiç bir uyum. Taş taş üstüne koysam, bozuk diyorlar, devir! Bir ok çeksem, diyorlar; peşinden koş ve çevir! Nefes alırken bile inkisar ve pişmanlık; Kimse edemez bana benim kadar düşmanlık.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
YAZIMI KIŞA ÇEVİRDİN Neşet Ertaş'ın aşık olduğu Leyla, Muharrem Ertaş'ın sahne aldığı gazinoda çalışıyordu.Babasını dinlemeye giden Neşet Ertaş,bir gün gazino kapısında Leyla'ya denk gelir ve o gece ustayı uyku tutmaz.Gönlüne bir yıldırım gibi düşen Leyla’yı görmek için her gün gazinoya gitmeye başlar. Leyla’yı her gördüğünde
YAŞLILAR NEDEN DIŞARIDALAR GENÇLER NASIL OLUP DA İÇERİDELER? Kitap okuma alışkanlığı olmayan, bir enstrümanı çalamayan, herhangi bir sanat dalına ilgi duymayan, hobisi olmayan, vakit geçirmekten anladığı tek şey kendisi gibi olanlarla sohbet etmek, dedikodu yapmak, mağazaların vitrinlerine, tuhaf bulduğu insanların yüzlerine bakmak, şunu bunu
Reklam
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Demek Gidiyorsun
Demek gidiyorsun Bir bahar mevsiminde Bütün çiçekleri toplayıp eteğinde Taze umutları savurup rüzgarlara Tutunup taze bir aşkın dallarına Düşünmüyor musun geride kalanları Bir zemheri soğuğunda bıraktıklarını Çorak topraklara savurduklarını
Bir bayram sabahına uyanacak çocuk sevinciyle uyurum geceleri. Belki rüyalarıma girersin diye. Her sabah kırgın uyanırım kendime , Görmeyi haketmiyorum bile. Sahi yanmak gerekti derdi ile, Söyleyin o zaman içimin bu korlu sancısı niye ?
Aşk Tesadüfleri Sever demişlerdi.
Nasıl derim ki ben senin gözlerinin bana baktığı gün sana aşık oldum diye ? Son iki yıldır aklımda zihnimi kırıp üzen İbrahim Tenekeci’nin kitabında yer verdiği şu cümle var ; "Tekneler mesela denizin üstündeyken yanabiliyorlar. Enteresan değil mi? Derdinin devası yanı başındayken yanmak.." Bu cümle bir çoğunuza tanıdık gelmiştir
Reklam
VARKEN YOK SEVDALAR
Bir varmış bir yokmuş. Bin yıllık söz misali bin yıllık hikaye.Belki bir gönül kıpırtısından ibaret,belki bir deniz feneri gibi hep yanan hep sönen.Yanmak gibi sönmek de varmış. Göz görür,gönül severmiş.İnsan beğenirmiş.Olurken olmaz gibi,olmazken olur gibi.Varken yok sevdalar. Aynı mahallede yıllar geçirip sonra kopmak gibi. Ya da aynı okulda okumak,son zille birlikte kaybolmak gibi. Belki başka uzak bir şehirde, bir seher vakti ansızın büyülü bir an gibi.Ama hep aynı yoldaymış gibi.Sağdan yavaş yavaş ya da soldan basıp gitmek gibi. Hep kaybolur ufukta. Varken yok sevdalar. Küçük bir dokunuş ne kadar da gizemlidir.Hoş bir koku, bir küçük öpücük belki. Belki o bile olmaz. Varken yok sevdalar yerinde durmaz. Kaçmaya hazırdır,başlamadan bitmeye müsait. Göz açıp kapamak gibidir yahut rüzgar gibi geçer, görünmeden hissettirir kendini. Dilde söz olamaz,kıvrandırır durur. Sustukça üşütür. Aleme sığmaz,kalbine sığdırırsın. Güldükçe ağlar, ağladıkça yanarsın. Varken yok bir yazı gibidir. İşte böyle başı sonu belli olmaz. Varken yok sevdalar, anlatılmaz..
Sen Pahasına
Yitik bir aşkı savunuyorum bu gece Yeniden yeşeren bir gül filizi Biliyorum, batacak dikenleri tenime Ateşi bilmeyen bir bebek gibi Uzatıyorum resmine ellerimi bu gece Oysa çoktan öğrenmiştim yanmayı Çoktan vazgeçmiştim sobanın sıcağından Ama yokluğun zemheri ayaz Sen pahasına iken bile yanmak Uzanıyor hayallerim ateşine bu gece @konusanbiri
Adın bilinsin KADIN! - Mart Ayı Hikaye Etkinliği
Utan utaaan, utanmayan insan olur mu laaan!? Baharın gelişini selamlayan kuşların cıvıltısı odasına kadar uzanmış, neşeli bir günü dişlerine kadar getirmişti. İlk iş yataktan hızlı bir şekilde kalkacak gazetesini kurtaracaktı. Gazetesi ya çalınıyor ya da birileri tarafından okunarak örseleniyordu. Dışarı çıkmasıyla alnının kırışıklarının
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~ Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!.. 1 Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir... Kitab-ı Aşk, İskender Pala
⭐ bir şeyler söylemem lazım ama nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum, o yüzden elimden ne kadar gelirse o kadarını yapacağım. bu yazıyı şimdi atmamın sebebi ise, ben o gün bu yazıyı atacak kadar cesaretli biri değilim ya da uygulamaya girecek kadar. uzun olucak gibi, neyse çok önemli değil. çok zor, gerçekten çok zor geride bırakmak istemek. seni
364 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.