Bilgi X Eylem = ≋G≋Ü≋Ç
Information X Action = ≋P≋O≋W≋E≋R
Hobbes, "Bilgi Güçtür" sözünün Latince karşılığı olan scienceia potentia est, ifadesini 1651'de basılan Leviathan adlı kitabında kullanana kadar hiç kaleme alınmamıştır. Sonrasında 1655'te yazdığı De Corpore adlı eserinde bu fikri daha kapsamlı ele almıştır fakat ne
Bruce D. Perry sinirbilimci, psikitrist, araştırmacı, akademisyen, profesör. Özellikle çocuk psikolojisi konusunda çok uzman demek mümkün bence. Alanının dünyadaki en büyük isimlerinden. 200 den fazla makalesi, kitapları olan bir isim. Travma konusu ile özellikle ilgili. Hiperaktiflik ve dikkat bozukluğunun bir hastalık olmadığı ile ilgili savunması
Bugüne kadar birçok tarihi roman okudum. Kemal Tahir’den, Tarık Buğra, Orhan Pamuk, Reha Çamuroğlu, İskender Pala’ya kadar. Her bir yazarın romanlarından ayrı ayrı tat aldım. Her bir yazar olay ve hadiselerin geçtiği tarihleri, o tarihlerde şehirlerin yerleşim şekilleri, binaları, okulları, hastaneleri; toplumların ekonomik, sosyal, siyasi,
Emile Zola'nın yazdığı Rougon- Macquart serisinin 7 no'lu kitabı. İnsan kitabı bitirdiğinde ''insaf artık Zola, bir okuyucuya bu kadar da darbe indirilmez ki ? ''diye isyan ediyor. Ama böyle bir soruya, Zola'nın vereceği cevabın da ''ben ne yapayım, hayatın gerçekleri böyle, ben sadece olabilecek gerçekleri yazıyorum,'' şeklinde olacağını
Son zamanlarda Sapiens sebebiyle adından çok bahsettiren
Yuval Noah Harari'nin, Sapiens kadar müthiş bir diğer eseri.
Sapiens biterken yazar bize "Neyi istemek istiyoruz?" diye sorar. Homo Deus'a geldiğimizde isteyebileceğimiz muhtemel arzu ve yaşantıların Sapiens toplumu ve bireylerini ne şekilde
Muazzez İlmiye Çığ'ın bir kitabı daha bitti. Alanında uzman olan bir sumeroloğun en iyi kitaplarından biri diyebilirim.
Kitap üç bölümden oluşuyor.
1. Bölümde tamamen sümerler ve sumer kültürü ve kendinden sonra gelen uygarlıkları nasıl etkilediği anlatılıyor.
Sumerler hakkında çok kapsamlı bir kitap diyebilirim. Dini inançları, aile yapısı, edebiyatı, sosyal yapı, hukuk sistemi, şehir devletleri gibi bir çok konuda bilgi veriyor. Aynı zamanda kendinden sonra gelen uygarlıkları nasıl etkilemiş, yazıyı buluşları ve her alanda yazıyı kullanılışı, arşiv sistemi ve amacı anlatılmış. Bir çok defa tekrarlar olsada sistematik bir şekilde anlatılmış. Kendisinden sonraki uygarlıklar hakkındada bilgi veriyor.
2. Bölümde sumer tabletlerinin bulunuşu, yazılarının okunuşu ve toplanması ve bunların çevrilerek bilim dünyasına nasıl katıldığı ile Turkiyede bu sürecin nasıl olduğunu, kendi anıları ve gelişimi ile anlatmış.
3. Bölümde ise konu ile hiç bir bağı olmayan bir konu anlatılmış. Piri Reis ve Haritası.
Harita üzerinde dünya çapında yapılan araştırmalar ve dünya tarihindeki haritalarla karşılaştırılışı anlatılmış.
Sonuç olarak dünyada yaşamış ve tarih sahnesinden nasıl ve ne zaman silinmediği bir uygarlığın var olduğu ve bir çok eseri dolaylı bir şekilde miras olarak kalmış ve onların bilgi, medeniyet ve uygarlık olarak çok ileri olduğu anlatılmış.
Neymiş efendim; Atatürk, Cumhurbaşkanı olduktan ve bütün kuvvetleri avucunda topladıktan sonra, tavrı değişmiş, Hz. Muhammed’den “Arab oğlu” Kur’an-ı Kerimden de “O Arab oğlunun yaveleri”, yani saçma sapan sözleri diye bahsetmiş. Kaynak kim; Kâzım Karabekir! Bunları ciddiye alıp yazan ve televizyon televizyon gezip iştiyakla anlatan kim? Bir
Foucault Bilgi iki anlamda yalandır diyerek başlıyor işe. Bunu, söz konusu söylemlerin “soybilimsel boyutu” olarak, yani bu söylemlerin belirişlerinin ve ihlallerinin koşulları şeklinde tarif ederek devam ediyor: Yasadışı durumlar, sapmalar ve anomaliler, düzensizlikler, itiraflar, hakikati söylemeye yönelik sözler, Dil ile iktidarın birbirini