Herkese merhaba, ramazan ayı için seçtiğim bu eserle yaptığımız yol arkadaşlığından bahsedeceğim biraz. Uzun zaman oldu evet, o yüzden bu yorumu heyecanla kaleme alıyorum Sezai Karakoç’tan ilk önce Diriliş Neslinin Amentüsü’nü okumuştum. Benim için duygu yüklü bir okuma olmuştu, çok sevmiştim. Sonra yazarın Diriliş Gazetesi’nde yayınladığı oruç yazılarının bir araya getirilmesinden meydana gelen Samanyolunda Ziyafet’i okumak istedim. Ramazan ayı vesilesiyle okuma fırsatı buldum. Bahsettiğim üzere, gazete yazılarının bir araya getirilmesiyle oluştuğu için, arka arkaya okunup bitirilecek bir kitap değil. Ben her gün birkaç bölüm okuyarak ilerlemeye çalıştım. Roman insanı olduğum için kısa yazıları arka arkaya okuyamıyorum beni tanıyanlar bilir. Bu sebeple parça parça okumak iyi geldi. Hatta ruhum huzur buldu diyebilirim. Oruç ibadetine karşı bambaşka bir bakış açısı kazandırdı. Ama bana kalırsa, yazardan henüz hiç kitap okumayan biri için başlangıç kitabı olmamalı derim. Sezai Karakoç’u yeni okumaya başlayan biri olarak önerilerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum şimdiden herkese keyifli okumalar dilerim kitapla kalın
“‘Beni kimler mi ayıplıyor? Hiç şüphesiz, pek çok kişi... Ve bana doyumsuz da diyeceklerdir onlar. Ama benim bu konuda yapabileceğim bir şey yok: Huzursuzluk benim doğamda var; öyle ki zaman zaman o yüzden acı bile çekiyorum...”
'İnsanların huzur ve sükûnet içinde olmakla yetinmeleri gerektiğini söylemek yararsızdır, çünkü onlar hareket etmek için doğmuşlardır ve diledikleri canlılığı bulamadıkları takdirde onu kendileri yaratırlar. Milyonlarca kişi benimkinden bile daha durgun yaşamlara mahkûmlar ve hepsi de kaderlerine karşı sessiz bir isyan halindeler. İnsanların toprakla örttüğü nice hayat yığınlarında kim bilir ne denli isyanlar mayalanmaktaydı? Kadınların genellikle çok sakin olmaları beklenir ama hissetme konusunda onlar da erkeklerden farksızdır; onların da yeteneklerini çalıştırmaya ve çabalarını yönlendirebilecekleri bir alan edinmeye en az erkek kardeşleri kadar ihtiyaçları vardır. Onlar da kalıplaşmış yasaklardan ve mutlak durağanlıktan tıpkı erkekler gibi acı duyarlar. Daha ayrıcalıklı türdeşlerinin onların muhallebi yapıp, çorap onarmakla, ya da piyano çalıp nakışlı çantalar üretmekle yetinmeleri gerektiğini söylemesi ise, tam anlamıyla bir dar kafalılıktır. Şayet kadınlar geleneklerin onların türü için yeterli gördüğünden fazlasını yapmak ya da öğrenmek istiyorlarsa, onları yargılamak ya da onlarla alay etmek düşüncesizlikten başka bir şey değildir.”
Bak bana, bak bana
Ne zerre kaldı benden
Sev beni, sev beni
İstemem başka senden
Kim bilir neredesin?
Bilinmez bir yerdesin
Sev beni, tek beni
Öyle sev ki
Ama zamanı değil
Zamanı değil
Gitmenin
Kendimden sana sana sana sana sana
O bir tepe ben bir ova
Koyulmuşuz aynı yola
O gök mavi bense kara
Koyulmuşuz aynı dünyaya
Zaman zaman sorarım "neden?"
"Zaman nedir, sabah nedir?"
Şimdi gitsem buralardan
Bunu kim bilir, kim bilir?
#senaşener 🦇🤍
- Tanıyanlar vardır tanımayanlara da tanıtmış olayım:
Diyap Yıldırım, 1846 yılında Tunceli'nin Çemişgezek ilçesinde doğdu. İleride "Ferhat Uşağı" aşiretinin reisi olacaktı.
Diyap Yıldırım bir Kürttü. Amma örnek alınası bir Kürttü.
- SARI PAŞA, KEMAL ATATÜRK'ÜN
Yolun sonunda beni bekleyen sen olduğun için asla kaytarmadım. Bilir misin, huzur içinde uykuya dalmak nedir, tamamen unuttum. Doyasıya uyumuş halde yataktan kalkmayalı milyonlarca yıl olmuştur.
Sayfa 312 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
NUR RİSALELERİ’NE
ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM
(RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ)
ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
Bunun PDFsi var okuyun nur risalesi gerçeğini görün ya da görmeyin bana ne....
Ön Söz.................................................................................................................................................................... 9
Kitap bir psikoterapist tarafından yazılmasına rağmen akademik bir eser değil. Tamamen yazarım kendi deneyimlerine dayalı yorumlardan ibaret. Bir akademik inceleme sonucu yazılmış eser bekliyorsanız yanılırsınız. Yazım dili de gayet basit. Benim gibi alan alan dışı okuyucular da rahatlıkla okuyabilir.
Terapist, kliniğini kadınların cinsel
İnsan yalnız başkalarına karşı değil kendisi için de merak duyabilmeli. Kendimi inceliyorum; bundan yorulunca zaman öldürmek için bir sigara yakıyor ve düşünüyorum. Tanrı'nın beni neden yarattığını ya da beni yaratırken bana ne anlam yüklediğini ancak ve ancak Tanrı bilir.
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!
Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.
Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.
Bir vuslatın penceresinden bakakalmaktı payıma düşen.
İç çekilmiş nice girift hayal vuracaktı kıyılarıma kim bilir.
Daha kaç yük binecekti omuzlarıma,
Çoğuna göre kısa ömrümün kalan yarısında.
Sevgiliye bu sözüm,
Sevgiliye artık kalan her günüm.
Ölümse artık beni demirleri pas tutmuş bir limanda bekleyen,
Kollarımı açar gözüm kapalı yürürüm...