İzdiham Twitter hesabından geliyorum, şöyle bir twit atıldı az önce:
"Dolara ilk tepkimiz şu: 8 TL olan İzdiham'ı 7 TL'ye düşüreceğiz. Sizin alım gücünüz azalırken biz de ya batacağız, ya da bilmiyorum. Umarım birileri destek olur."
Siyasi olarak hiçbir yere çekmeyelim zira inanın ki hiç ama hiç anlamıyorum. İzdiham dergiyi 1 lira
*Her hayat bir sürü günden oluşur, gün be gün. Kendi içimizde yürüyüp giderken hırsızlara, hayaletlere, cavarlara, ihtiyarlara, delikanlılara, karılarımıza, dullara, âşık kardeşlere denk geliriz ama denk geldiğimiz hep kendi kendimizizdir aslında.
Ney=hatay Samandağ'da en güzel yetişir (devrik bir cümle oldu ama anladınız umarım kjaskdj) Samandağ'da benim bulunduğum ilçe.. niyse... orda daha güzel yetişmesinin nedeni sabahın, akşamın hava değişimi nedeniyle zor hayatlar altında yaşaması (insan muammeseli vardim kamışa ya inşallah anlarsınız dkasjjdk) ve kamışlar bu nedenle bu kadar güzel
Korkuyordu, çok korkuyordu, bir serçe gibi hassaslaşan kalbi çok korkuyordu. Ne geçtiği yollar ne çaresizlik ne de bir başka şey korkutuyordu onu, şu an, akşamın usul usul köşkün üzerine çöktüğü şu vakitlerde genç kızı ürkütmekten başka.
Seninle geçen her akşamın saçları var, neden inkâr edeyim şimdi? Daha güçlü, daha mesafeli mi olmalıyım? Yüzüme bir yolculuk anısı yakıştırıp başının üstünden uzaklara mı bakmalıyım? Anlıyorum, herkesin bir kalbi var elbet senin de. Haftada yedi gün, senede dört mevsim vardır, kabul ediyorum. Dünya diye bir yer var, dağ gölleri var, huzursuz yamaçlar var. Ama seninle kanıtlanan bir varlık isem, ısrarcı değilse de, kederli olmakta haklıyım.
"Akşamın annesi vardır babası
Belki de incecik arkadaşları
Ölürsen o vakit, nasılsın olur
Ey kalbim, anladın mı?"
...
"Bir dal düşün kırılmış kendine.."
...
"İnsanlar anlaşıldı. Cihânın da sırrı yok."
Yahya Kemal
Seninle geçen her akşamın saçları var, neden inkâr edeyim ki şimdi? Daha güçlü, daha mesafeli mi olmalıyım? Yüzüme bir yolculuk anısı yakıştırıp başının üstünden uzaklara mı bakmalıyım? Anlıyorum, herkesin bir kalbi var elbet senin de. Haftada yedi gün, senede dört mevsim vardır, kabul ediyorum. Dünya diye bir yer var, dağ gölleri var, huzursuz yamaçlar var. Ama seninle kanıtlanan bir varlık isem, ısrarcı değilse de, kederli olmakta haklıyım...
Ocağın 8'i. Akşamın ilerleyen saatlerinde teşhis kondu. F.F. gerçek bir bilim insanı gibi hatasını kabul etti: Hipofizin değiştirilmesi gençleşmeye değil, insanlaşmaya (üç kere altı çizilmiş) sebep oluyor. Ama bu onun şaşırtıcı, hatta sarsıcı keşfinin önemini hiç de azaltmıyor.
Kuşlar; günün son voltasını, kaldığım muhitin yakınlarında daireler oluşturarak hatta belki de dalgalı ruhumun feryatlarını dile getirircesine uçuyor, şakıyor ve yeryüzünü selamlıyorlar. Sarı renkli sokak lambalarının yanmasıyla beraber bu ışıkların kasvetli hava oluşturduğu sokaklar, günün yoğunluğunun yerini akşamın kasvetli havasına
BİR ARKA ODADA
Kendi ruhum için, kendi rüzgârım için, kendi kederlerim için
Herkesi bekleyen geceden payıma düşen için
Bir arka odada müzik dinlerken, akşamın ruhunu dinlerken
Usul akşamı, balkonda askerler gibi dizilmiş minderler
Ölümün hareketsizliği, ölü doğa, yıldızların hareketsizliği
Ama yıldızların ölü olmadığını biliyorum
Bir arka
Bizden iyi tanır aynalar bizi…
O vefalı kalbe benzer ki onlar,
Bir küçük vesile maziye yollar.
Mazi, bir akşamın penceresinden
Kalplerde, gözlerde yaş seyredilen
O uzak ve hasret ışıklı fecir,
Ümitsiz ruhuna son tesellidir.
Her bakışta çizer bu kederli su,
Ömrümüzün geniş bir tablosunu.
Bir tablo ki, ne renk, ne çizgisi var;
Fakat her hatıra içinde yaşar..
Ve derinliğinden bizlere güler,
Kalbi kalbimizde çarpan ölüler.
- ..biri bir türlü anlam veremez bunca yıl bedavaya dünyanın enayi gibi dönüp durmasına birinin evine hırsız girer diğerinkine polis biri çöpte ekmek ararken çöpten heykel yapar bir diğeri biri habire ev alır biri habire nasihat biri bir lokantada asgari ücret kadar bahşiş bırakırken garsona biri hapisten çıkar tam onsekiz yıl sonra haberlere konu
Bir gün
Akşamın ölgün
Duran o nâmütenâhî ziyâ denizlerine
Gark olan eşcâr,
Gark olan ovalar
Oluyorken sükût-ü-hüzne makar
Geldin âlâm-ı kalbi teskîne
Ey şebâbın hayâl-ı câvîdi,
O melûl akşamın havası kadar
Gelişin bir sükûn-ı sârîdi