Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir anektod anlatılır: “Çocuk, büyukbabasının mektup yazışını izlıyordu Birden sordu: “Bizim başımızdan geçen bir olayı mı yazıyorsun? Benimle ilgili bir hikâye olma ihtimali var mı? Büyükbaba yazmayı kesti, gülümsedi ve torununa şöyle dedi; “Doğru, senin hakkında yazıyorum. Ama kullandığım kurşun kalem yazdığım kelimelerden çok daha
Schopenhauer’in keskin zekası ile ilgili pek çok anektod anlatılıyordu. Bir keresinde yemek yiyenlerden biri onun basitçe, “Bilmiyorum” diye yanıtladığı bir soruyu sormuştu. Adam, “ Vay vay, sizin gibi büyük bir bilgenin her şeyi bildiğini sanırdım!” Deyince Schopenhauer, “Hayır, bilgi sınırlıdır, yalnızca aptallık sınırsızdır!” diye yanıt vermişti.
Sayfa 310Kitabı okudu
Reklam
Bütün bunları özetleyecek anektod Fransa'da bir boks maçını izleyen saf bir vatandaşın yanındakiyle yaptığı şu konuşmada gizlidir: - Bakar mısın? Bunların ikisi de Fransız değil mi? - Evet. - Peki niçin kavga ediyorlar o zaman?
Sayfa 104Kitabı okudu
Harika bir anektod, yetişkin dahilerin bile yeni doğan bir bebeğin zekasıyla yarış edemediğini anlatır.
Sevdiğim bir anektod var. Şair Paul Valery, Albert Einstein ile yaptığı söyleşisinde, "Aklınıza aniden gelen iyi bir fikri yazmak için yanınızda not defteri taşıyor musunuz?" diye sormuş. Bu soru üzerine Einstein'in yüzünde nazik ama çok şaşkın bir ifade belirmiş. "Yoo, öyle bir gereksinimim olmuyor. Aklıma aniden iyi bir fikir gelmiyor çünkü. " diye yanıtlamış. Tam da öyle, benim de " şimdi burada bir not defteri olsaydı keşke" diye düşündüğüm bir durum bugüne dek neredeyse hiç olmadı. Dahası, gerçekten önemli bir şey bir kez aklınıza gelince pek o kadar kolay da unutulmaz.
"Hiçbir şeyle övünmemelisin. Komik bir anektod gibi önemsiz bir şey bile kendini beğenme kaynağı olarak kullanılırsa ruhsal bir vebadır. Tevazu ışık kaynağıdır."
Everest Yayınları
Reklam
Anektod
“Her türlü tarihsel olay üzerine -hatta Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi üzerine- bütün söylenebilecek olanı doğru bir şekilde dile getiren bir düşünce var; bu da 'bir şeylerin olduğu.’ "
Anektod
Victor Hugo'nun Sefiller'inde, bir hırsız, çaldığı şamdanlarla huzuruna getirildiği zaman, papaz, "Bunları kendisine ben hediye etmiştim" der ve ilave eder: "Gümüş takımlarını da vermiştim... Onları unutmuş." Hırsız, kendisini altüst eden böyle bir alicenaplıktan sonra, toplumun en dürüst, en hayırlı insanı olur.Biz de yerli ve yabancı, antika hırsızlarını adam edeceğimizi ve bunun, hiç değilse, yarına teminat olabileceğini umsaydık "Onlar çalmadı, biz verdik" deyiverirdik.
Sayfa 148Kitabı okudu
Şems'ten anektod
Vah ki vah o budalaya, Allah’la pazarlık etmeye kalkar. Yani sen şimdi her türlü art niyeti aklından geçir; onun bunun dedikodusunu yap, kuyusunu kaz; karısının kızının namusuna dil uzat; elin işte olsun, gözün oynaşta; camiden çıkar çıkmaz kıldığın namazı unut; sonra da iki koyun kesmekle, dört dua, ezberlemekle her şey halloldu zannet! Boş yere abdest almakla uğraşma, eğer kalbini temizlemeyi bilmiyorsan evvela. Benim Rabbim tüccar değil ki, senin gibilerle ticaret yapsın! Benim Rabbim bakkal değil ki, defterinin bir köşesinde günah hanesi, bir köşesinde sevap hanesi, toplayıp çıkarsın! Ne bir elinde terazi tartmak peşinde, ne öteki elinde kalem yazmak derdinde... Benim Rabbim bayağı hesaplardan münezzehtir.
Sayfa 228 - Doğan KitapKitabı okudu
Herbert A. Simon üzerine
Modigliani (iktisatçı FYI) 2001'de yayınlanmış otobiyografisinde Simon ile öğle yemeklerini birlikte yediklerinden bahseder. Simon her öğlen aynı tip sandviç yer: beyaz ekmeğe Amerikan peynirli sandviç. Modigliani Simon'a neden her gün aynı yemeği yediğini sorduğunda Simon'ın cevabı, onu tatmin eden bu sandviçin ne yiyeceğine karar vermek için harcayacağı vakitten tasarruf etmesini sağladığını söyler ve Amerika'da bütün restoranlarda aynı sandviç olduğundan bu sandviçi bulmanın kolay olduğunu ekler. Bir başka anektod ise Simon'ın Pittsburgh'a taşınmaya karar verdikten sonra ev alma girişimi ile ilgilidir. Simon uygun ev seçeneklerini görmek için şehri hızlıca gezer ve içlerinden birini beğenir. Kararını çok hızlı vermemesi konusunda uyarıldıktan sonra seçeneklerini incelemeye bir süre daha devam eder. Fakat en sonunda ilk başta seçtiği evi alma konusundaki kararlılığını korur. Simon o evi alır ve orada 40 yıl boyunca ikamet eder. Bu önemli kararı bu kadar hızlı nasıl alabildiği sorulduğunda buna, kendisini tatmin edici seçeneği bulduğunda diğer seçenekleri değerlendirmeyi bırakmasının neden olduğunu söyler. Bir başka deyişle Simon, en kısa zamanda "kendisini tatmin eden yeterince iyi" seçeneği bulduğu için başka seçeneklere bakmasına gerek kalmadığını dile getirir.
Sayfa 121Kitabı okudu
99 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.