Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölümün sırrını sordum bir gence Güldü de bu âni suale önce Ölüm dedi, ölüm bir hiçtir bence Gençliğimi yalnız aşk ile ördüm Rast geldim ak saçlı bir ihtiyara Lânetler ederdi bir eski yâre Sorunca ölümü dedi bir çâre Çünkü rüya gibi bir hayat sürdüm Bu sırrı sormağa karar verdim ben Hayatı hicranla dolu ölüden Baktı boş gözlerle âyet okurken Dedi ben hayatı ölümde gördüm
Sayfa 28
"Aşk... Bir zamanlar yazabildiğim bu kelimeyi artık telaffuz dahi edemem."
Reklam
SİBERNETİK üç kere üç dokuz eder bilirsin birin karesi birdir kare kökü de bilirsin "mutlu aşk yoktur" bilirsin ama baharda ya da dışarda sonsuz göğün altıda aşkın aşkla çarpımı nedendir bilinmez garip bir biçimde hep sonsuzdur kare kökü de yoktur
Sayfa 540 - Yky
Aşk öyle bir tûfandır ki içimde Yanıyor aynada kaybolan tenim
256 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Kitap çok güzeldi o maceralar o her ülkede yaşanan olaylar ortamlar aşk için verilen çaba verilen amansız uğraş dinmeyen sevgi rüyalarında gördükleri kız ama sonunda o kenti kurdular ama içlerindeki kin kıskançlık ve en önemlisi özgürlüğü kendi içlerinden atmaları onları kötü bir sonuca vardırdı ama ben bir Ahmet Ümit hayranı olarak bu kitabı garipsedim çünkü genelde hep polisiye kitabı olduğu için A
Ahmet Ümit
Ahmet Ümit
Bir Aşk Masalı
Bir Aşk MasalıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 20228,3bin okunma
İnsanı yaşatan aşktır, sevgidir. Onu tatmanı isterdim. O zaman yaşamayı ve yaşatmayı öğrenebilirsin. Aşk, insana kendini, âlemi ve Allah'ını keşfettiren sihirli bir olgudur.
Sayfa 292Kitabı okudu
Reklam
Denizaltı
Çocukken, kendime ait küçücük bir denizaltını olmasını isterdim, binip derinlere, kalabalıklardan uzaklara gidebileceğim, beni insanlardan ve hayattan saklayacak, zırhıyla beni kucaklayıp koruyacak bir denizaltı. Sonra yazıyı keşfettim, yazılardan bir denizaltı yapılabileceğini. Nietzsche, kendi denizaltısını delilikten yaptı. Kırk yaşındayken, yüzünü bile görmediği yirmi yaşındaki bir genç kıza âşık olduğuna karar verdi. Sonra gördü o kızı. Delilik aşk kılığında geldi ona. Ne yazık ki, âşık olmak için seçtiği kız, o her görenin vurulduğu Andree Lou Salome, kendi bencilliğinden oluşmuş bir denizaltıyla dolaşıyordu insanların arasında. Çok zeki ve çok güzeldi. Kendi kitaplarını yazmaya hazırlanıyordu. Nietzsche dâhiydi, Salome zeki. Zekâ, dehayı sevmedi. Dâhi, zeki olana tutuldu. Aradaki yaş farkına rağmen, daha çocuk olan, daha güçsüz olan, daha şaşkın olan ve delirmeye daha yakın duran dâhiydi. Daha yirmi beş yaşındayken yazdığı kitapla felsefe dünyasını sarsan, Avrupa'nın en büyük beyinlerinden biri, bir gün bir ata "sevgilim" diye sarılıp ağlayarak derazakısına bindi ve delilik denizinin derinlerine doğru gitti. Bir daha geri dönmedi.
Karanlıkta Sabah Kuşları
Karanlıkta Sabah Kuşları
Onlara ilk hamlede, bildikleri kelimeleri, şimdiye kadar aşinası olmadıkları şekilde kullanmayı öğret. Sen aşk deyince, bilsinler ki artık, o şimdiye kadar bildikleri değildir. Sen görev deyince, ellerindeki görev demetleri buruşsun. Başlarının üzerinde ilahi nazarın bir tek an bile eksik olmadığını yaşamaya başlayarak, gerçek bir sorumlulukla belleri ikiye katlansın. İçlerinde nedametin güçlü alevi yanmaya başlasın. Ve tevbe sancakları açılsın.
Sayfa 200Kitabı okudu
o kadar haklı ki
Kısacası aşk bir mücadele değil, âhenktir. El ve eldiven gibi birbirine geçmiş iki kalbin tam uygunluğudur. El ve eldiven gibi de değil, el ve derisi gibi. Beraber kımıldar ve yanar.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.