Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
434 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Güneş de sanıyor ki bir tek o yanıyor.-
"Aşk, bir bedende iki kişi." “Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi Şapkandan bir kumru havalansın Bana öyle büyük ki bu kalp, Gelsin yüreğime yuvalansın” Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018501 okunma
Dün ve bugün
Kim satar bana tek bir mutlu düşünceyi binlerce ton altın karşılığında? Bir avuç dolusu cevher karşılığında kim bahşeder bana bir anlık sevgiyi? Başkalarının kalbini görebildiğim bir gözü kim verir bana ve karşılığında sahip olduğum tüm hazineyi alır?"
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
Kelimelerin Sırtını Sıvazlamak
Bizi okuyan, okuyacak olan herkese merhaba. Biz kim miyiz? Az bekleyin ya da beklemeye ne hacet kendimden başlayarak tanışalım sizlerle, sonrasında söz diğer arkadaşlarda. Ben Neşe Cengiz 'in kitabına da adını verdiği ilk öyküsünün kahramanı Alaaddin. Evet evet buna lütfen dikkat edin Alattin değil Alaaddin. Küçük Emrah film repliklerini az
Sesler Yüzler Sokaklar
Sesler Yüzler SokaklarNeşe Cengiz · Parya Kitap · 2022116 okunma
434 syf.
10/10 puan verdi
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum. -Sevgi, Kilidi olmayan tek hazinedir.- -Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018501 okunma
218 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Umutsuzluğun ve cesaretin birleştiği noktadayım şu an. Umut bitti. Zaten fiilen bitmiş bir şeyi resmiyete döküyorum sadece. Belki içsel bir cinayettir bu, bilemiyorum. Belki bir öz kıyım. Her şeye rağmen... (S.155) Kitabımı okumak ister misiniz diye sormuştu sevgili
Oğuz Yılmaz
Oğuz Yılmaz
Açıkçası biraz tereddütle epeyce bir zaman erteledim kitabı okumayı, bugün kitabı bitirince hata etmişsin daha önce okuman gerekiyordu diye kendi kendime söylendim.. Kitaba gelecek olursak; gayet akıcı bir şekilde kaleme alınmış. Mistik bir hava var kitapta ve hemen içine alıyor insanı. Başka bir şehir'e üniversite okumak için giden Orkun'un başından geçen olaylar kaleme alınmış kitap içinde, birbirini tanımayan ama ortak bir olayla tesadüfen bir araya gelen bir avuç insanın hikâyesi. Bazen tebessüm ettiren bazen de duygulandıran ama çokça merak duygusu uyandıran bir kitap hani ne olacak sonu nasıl bağlanacak diye epeyce merak uyandırdı bende. Eksik bulduğum ve tatmin etmeyen çok az yeri var kitabın hani nasıl desem Rus yazarlar bir yerde bırakır ya sonunu da sen getir okuyucu senin hayal dünyana emanet ediyorum kitabımı der tam da o tadı verdi kitap... Sevgili yazarımızın nezaketini ve üslubunu hep taktir etmiştim, kalemini de oldukça beğendim yani şunu rahatça diyebilirim ki uluslararası arası tanınmış bir yazar olmasını engelleyecek hiç bir durum yok asla mübalağa etmiyorum... Oldukça keyif aldım.. herkesin de okumasını tavsiye ediyorum... Keyifli okumalar..
Kılavuzun Pusulası
Kılavuzun PusulasıOğuz Yılmaz · KDY · 2022259 okunma
Toprağın Elleri
Anneannemin toprakla uğraşmaktan çatlayan ellerindeki kudrete inanıyorum. O eller ki Ankara’nın kavurucu sıcağında yıllar boyu toprakla muhabbet kurmuş. Evet doğru kelime bu olmalı, uğraşmak rekabet barındırıyor ama o dostluk, ahbaplık ilişkisiyle ömrünü ölçmüş, biçmiş, değerlendirmiş. Bu dostluktan ona kahve telvesinden nişane kalmış; ayasıyla
Reklam
361 syf.
·
Puan vermedi
'ölen hayvan imiş, aşıklar ölmez.'
| leylâ ile mecnûn da ben oldum, rahman'a şeyda da ben oldum; leylâ yüzünü görmeye mecnun ne ise, mevlâ yüzünü görmeye ben o oldum. | yaşı yirmilerdedir ve o zamanlarda bildiği tek ev dört duvar bir çatıdan ibarettir. yattıkları yatağın üzerinde elif -yunus'un gördüğü en parlak yıldızdır ki ona sitare demiştir. omzunda
Od
Odİskender Pala · Kapı Yayınları · 202241,5bin okunma
Anka'
Bir uçurumun kıyısında oturuyorum, Bacaklarımı uzatmış seyredalıyorum. Önümde kocaman, sonu olmayan bir boşluk, Kara delik misali beni çağırıyor. Korkuyorum ama gözlerimi de ayıramıyorum. Hipnotize etmiş beni. Düşünüyorum, Arkamda bıraktıklarımı; Beni bırakanları, Hayallerimi… İliklerime kadar hissettiğim Acımasız, sert bir rüzgar
243 syf.
9/10 puan verdi
Ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar karan- -lıklar aydın-
835 Satır
835 SatırNazım Hikmet Ran · Adam Yayınları · 20012,974 okunma
Evlerin büyük bir aşkla boyandığı, parkelerin özenle dizildiği, insanların güne umutla uyandığı sanat kokmuş sokaklarda yaşamalıyım güneşin doğuşu tebessüm, kuşların cıvıltısı heyacan yaratmalı içimde,odamda kitap kokusu penceremin ardı mor sümbüller kokmalı ay ışığı panjurumun arasında usulca içeri sızmalı ellerimde yediğim portakalın kokusu içimde ise kitap arası içtiğim kahvenin hazzı olmalı içeride bitmiş plağın cızırtısı sokağımda sonbahardaki yaprakların hışırtısı olmalı çıkayım sokağa avuç avuç şekerler vereyim çocuklara tebessümleri dolsun içime dizleri çamura bulanmış gözlerinde heyacan ortak olsam masumiyetlerine gökyüzü manzaram çoçuklar mutluluğum, kitaplar dostum, olsun fevkalade... #Tolunay Akkaya#
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
İyi ki öğretmenim :)
Kısa ama bir o kadar dolu bir eserdi. Aytmatov'un kalemini, üslubunu çok seviyorum, insanı yormayan çoğu zaman ağlatıp bazen de tebessüm ettiren bir sıcaklık var eserlerinde. Kitaba fazla duygusal yaklaşmam henüz mesleğini yerine getiremeyen bir öğretmen olmamın etkisi var sanırım. Aytmatov Kırgızistan'ın ataerkil toplum yapısını bu eserinde de gösteriyor bizlere. Savaşların devam ettiği bir dönemde henüz okulu bile olmayan bir köyde öğretmen olarak işe koyulan, derme çatma bir yeri okula çeviren Düyşen'in ve ona hayranlık duyarak 'ilk öğretmenim' hitabıyla yaklaşan Altınay'ın hikayesi bu. (Spoiler içerebilir :)) Amcası ve yengesiyle kötü şartlarda yaşamak zorunda kalan Altınay'ın hayatı, köylülerin karşı çıkmasına rağmen pes etmeyerek öğrencilerini okula kendi sırtında taşıyan bir öğretmen olan Düyşen ile tamamen değişiyor. Zor şartlarda, kar boylarını geçtiğinde bile şikayet etmeyerek okula giden bir avuç çocuk. Ve onları her şartta tek başına eğiten öğretmen.. Altınay on beş yaşına bastığında amcası ve yengesi tarafından yaşlı bir adama 'kuma' olarak veriliyor. Öğretmenin yardımıyla ordan kurtulup eğitim alma umuduyla köyünü terk ediyor. Yıllar sonra çok tanınan bir ressam olarak köyüne dönüyor.. Okurken çok haz aldığım bir eser oldu. Bir çocuğun en büyük şansı küçükken iyi bir öğretmene denk gelmesidir. Mesleğini bir an önce yapmak isteyen ben ve benim gibi öğretmenlere ithaf etmek istiyorum bu eseri.
İlk Öğretmenim
İlk ÖğretmenimCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 20187,3bin okunma
Biraz uzun ama yararlı olur inşallah :)
“Resulullah, daima düşünceli idi. O’nun susması, konuşmasından uzun sürerdi. O, lüzumsuz yere asla konuşmazdı. Söze başlarken de, sözü bitirirken de, Allah’ın adını anardı. Konuşurken, kısa ve çok özlü kelimelerle konuşurdu. Sözleri gerçek ve yerinde idi. Cümlelerinde ne fazla, ne de eksik söz kullanırdı. Kimsenin gönlünü kırmaz, hiç kimseyi hor görmezdi. En ufak nimete bile saygı gösterir, hiçbir nimeti yermezdi. Bir nimeti, ne hoşuna gittiği için gereğinden fazla över, ne de hoşlanmadığı için çokça yererdi. Dünya ve dünya işleri için kızmazdı. Fakat bir hak, çiğnenmek istenildiği zaman, o hakkı ikame etmedikçe, hiçbir şey O’nun kızgınlığını gidermezdi. Kendi şahsı ve işi için asla kızmaz ve asla kimselerden intikam almanın peşine düşmezdi. Bir şeye işaret edeceği zaman (parmağı ile değil) bütün eli ile işaret ederdi. Hayret edeceği zaman, elinin duruşunu, tersine çevirirdi. (Yani avuç içi göğe doğru ise onu yere doğru; yere doğru ise, onu göğe doğru çevirirdi.) Konuşurken, beden dilini iyi kullanır, avuç içlerini birleştirirdi. Kızdığı zaman, kızgınlığını hemen giderir ve bu durumu fazla belli etmemeye çalışırdı. Neşelendiği, ferahladığı/mutlu olduğu anlarda gözlerini yumardı. Gülmesi, tebessüm şeklindeydi. Gülümserken de, mübarek ağzındaki dişleri inci taneleri gibi görünürdü.”
Pdf
301 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.