Somurtkan, dikkatsiz, söz dinlemeyen, çoğunlukla da içsel bir kaçış arayan çocuklara dönüştük.
Adeta sayıklar gibi, sanki karşısında ben yokmuşum gibi, bütün bu anlattıkları yüzünden kırılacak bir kalbim yokmuş gibi, ertelediği tüm acıları, tüm yıkılışları üzerime yağdırıyordu.
69. Mektup
Çok cahil kimselerin söylediği bir söz vardır: “Eceliyle ölmek güzel bir şeydir!“ Bu sözün yanlış olduğuna inandır kendi kendini. Eceliyle ölmeyen kimse yoktur.
Sayfa 240 - JaguarKitabı okuyor
69. Mektup
Her bir kötülüğün başvuracağı bir yol vardır: Açgözlülük para vaat eder; sefahat birçok çeşitli zevkleri: mevki hırsı erguvan kenarlı giysiyi ve alkışları, ardından da kudreti ve bunun sağladığı bütün olanakları vaat eder. Her kusur bir kazançla kışkırtır seni. İnzivada ise bedava yaşaman gerekir.
Sayfa 240 - JaguarKitabı okuyor
69. Mektup
İleri attığın her adımda, geçişin hızlı bile olsa, ihtiraslarını kamçılayacak bir şey —şu ya da bu— karşına çıkacaktır.
Sayfa 240 - JaguarKitabı okuyor
69. Mektup
Ruhunu gemleyebilmek için önce bedeninin kaçışlarına bir son ver.
Sayfa 240 - JaguarKitabı okuyor
Sevgili Bilge; bana bir mektup yazmış olsaydın ,bende sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bi fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bi öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak , birbirini seven iki insan gibi konuşmak kaçınılmaz olsaydı.Sana durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de.
önce karısına selam edemez insan hele mektup, hiç yazamaz! Yalnız Sadık değil, aklı başında herkes böyle yapardı. Yerleşmiş bir gelenekti bu, tartışma götürmezdi, iyi olup olmadığını düşünmezdik bile.
“Biri bir şeyi görmediyse ‘Kör müsün?’ deme. Görmeyen insanlara karşı kabalık olur. Sakarlık yapana ‘Sakat mısın?’ deme. Tekerlekli sandalye kullananlara ayıp olur.”
Sayfa 69 - Doğan Kitap
Araba sefası sürenlerin başında Serasker Rıza Paşa’nın çapkın oğulları gelirdi. Zamanın kaç göç koşullarına rağmen hanımlar da kapalı arabalarda Fenerbahçe safasina can atar, bu arada arabadan arabaya işaretleşme, mektup verme, hatta tenha köşelerde buluşma gırla giderdi. Birinci Dünya Savaşı bu gezintilere son vermiş, mütarekede işgal kuvvetlerinden İngilizler, Fenerbahçe'ye balta olmuşlardı.
