Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonra gittin. Çocuk oldum bir daha, ağladım. Kaç şiir, kaç kere sular altında kaldı. Kitaplar, aşk, her şey.
Sayfa 43 - Metis yayınları
Plotinos; 0, birden çok parçada görünen tek bir şeydir.
Bir aşık olarak doğmuş insanlar, aynı zamanda doğaları gereği filozoftur­lar. Aşığın özelliği, güzellik karşısında doğum sancılarına benzer bir şey duymasıdır. O, bedensel güzellikle yetinmez; erdem, bilgi, kurumlar, yasa ve gelenek gibi ruhun güzelliklerine sığınmak ve buradan bir adım daha da ileri atarak ruhtaki bu güzelliğin kaynağına ulaşmak ister.
Sayfa 221 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Reklam
(...) bizzat "vecd" bir iletişimdir, tecrit edilmiş varlığın yadsınmasıdır; bu varlık bu şiddetli kopma içinde kaybolurken kendini sınırsızlığa açacak kadar tecridini kıran şeyle kendinden geçtiğini veya "zenginleştiğini" ileri sürer _aslında bütün iddialar karşı çıkılması için ifade edilmiş gibidir: Tecrit edilmiş varlık bireydir, ve birey bir soyutlamadan, sıradan liberalizmin aciz kavramının kavradığı şekliyle varoluştan başka bir şey değildir. İnsanları, birbirlerinden ayırarak sakat bırakan bir pratikten ve bir teoriden çıkarmak için "vecd" kadar sınırlarının belirtilmesi güç bir fenomene başvurmak belki zorunlu değildir. Siyasal eylem vardır, felsefi denebilecek bir amaç vardır, etik bir arayış vardır (bir ahlak talebi Georges Bataille'ı Sartre kadar meşgul etmiştir, şu farkla ki bu talep Bataille'da bir önceliğin talebiydi, oysa ki "Varlık ve Hiçlik"in yükünü taşıyan Sartre'da bu talep ancak arkadan gelebilir, hizmet edebilir ve dolayısıyla daha baştan tabi olabilirdi.)
Bir daha kendimden asla korkmayacağım. Ve kendimden korkmazsam eğer —kendi ödlek korkularımdan korkmazsam— dünya üzerinde beni korkutacak çok az şey kalacak —kazalardan, hastalıklardan, savaşlardan korkacağım, evet —ama onlara karşı duracağımdan şüphem olmayacak.
Albay Friedrich Kraus, Salzburg ilindeki bir köyün adına bir «von» öntakısı ekleyerek kendine Von Zillergut diye bir asalet unvanı «imal» etmişti. (Bu köyü de dedeleri daha XVIII. yüzyılda «içetmişlerdi» ya, neyse.) Doğma büyüme ésaslı bir aptaldı... Bu çapta bir avanağın bir ölçüde çabuk yükselmesi ve nüfuzlu kimselerce korunması görülmüş şey değildi gerçekten.
Sayfa 312 - Amaç Yayınları, 1987 - Çeviren: Semih TiryakioğluKitabı okudu
Bu söze ikisi de ağız dolusu gülüyorlardı. Sonra devam edi­yordu Büyükelçi, "Romantizm Avrupa'nın icadıdır ama bura­larda da taklit edilmeye çalışılır. Evli kadınlar romantizme çok meraklıdır. Ne demektir bu: Karıkoca para kavgası yapa­caksınız, arada bir bağırsaklarınızın bozulduğundan şikayet edeceksiniz, hangi ilacın gaza daha iyi geldiğini konuşacak­sınız; sonra bütün bunlar bir anda bitecek ve mum ışığında karşılıklı göz göze bakarak birbirinize ayılıp bayılacaksınız. Bunun da adı romantizm saati olacak. Hiç böyle şey olur mu?" Profesör, bu sözlere yere yıkılacak kadar gülüyordu. "Bu dünyada her kadının bir tek amacı vardır: ömrünün sonuna kadar dizinin dibinde oturtabileceği bir erkeğe sahip olmak!"
Sayfa 362 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Romantizmi kadındaki mizah anlayışı kadar berbat eden bir şey daha yok. Veya erkekte bunun eksikliği kadar.
Sayfa 19 - İş bankasıKitabı okudu
"Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın bir uydurması… içimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu… İçimizde şeytan yok… İçimizde aciz var… Tembellik var… İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var…"
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.