Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Nerede okumuştum, hani bir idam mahkûmu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: ‘Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmamda gerekse o şekilde yaşamak, şu anda bir yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir.’ Yeter ki yaşasam, sırf yaşasam! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasam!”
Biraz küçülsem diyorum. Biraz azalsam. Daha sade, daha düz, daha sakin olsam...
Reklam
Ey bir emre hazırlanan simsiyah gecede  Karanlığı emip emip de gebe kalan  Ey her depremden sonra biraz daha doğrulan  Herkesin veba girmiş bir şehrin hem halkı Hem seyircisi olduğu bir günde  Ey düştüğü yerden kalkmaya hazırlanan ülke.  Her damlası bir zafer müjdecisi  Bir posta eri gibi  Yağmur yüzümüze değince çıkacağız yola.  Çıkacağız yola hesap günü gelince,  Yağmur yüzümüze değince,  Güneş bir mızrak boyu yükselince. 
Gatsby o yeşil ışığa, geçen her yıl bizden biraz daha uzaklaşan orgazmik geleceğe inanmıştı. O zamanlar kaçtı elimizden, ama önemli değil, yarın daha hızlı koşacak, kollarımızı daha ileriye uzatacağız... Ve güzel, aydınlık bir sabah... Böylece asılıyoruz küreklere, geçmişe doğru savrulup dursak da, teknelerimizle akıntıya karşı ilerlemeyi sürdürüyoruz.
Öyle ya... Bir ayrılık anında, basit bir heyecanın şevkiyle verilmiş bir sözü tutmamak için en kolay çare, münasebeti hiç münakaşasız kesivermekti. Postaneden mektuplar alınmaz... Cevap verilmez... Var zannedilen şeyler bir anda yok oluverirdi. Kim bilir hangi yeni macera, hangi yakın ve daha makul saadet şimdi ona kollarını açmış bulunuyordu. Bunu bırakıp, saf bir çocuğa biraz da gönlünü almak için söylenmiş bir söze bağlanarak meçhul bir hayata, nereye varacağı malum olmayan bir maceraya atılmak, onun daima iyi işleyen kafasının kabul edeceği bir iş değildi
Hava kesesi olmayan bir hayvan, normalde, sudan biraz daha yoğundur ve bu yüzden de dibe batar. İşte, köpek balıklarının batmamak için durmadan yüzmek zorunda olmalarının nedeni budur. Vücudunun içinde bizim koca akciğerlerimiz gibi geniş hava cepleri olan bir hayvansa yüzeye çıkma eğilimindedir. Bu sürekliliğin ortasında bir yerlerde, hava kesesi doğru büyüklükte olan bir hayvan ne batar ne de su yüzüne çıkar; hiç çaba harcamaksızın dengesini koruyarak aynı düzeyde kalır. Köpek balıklarının dışındaki günümüz balıklarının kullandığı hile işte budur: Köpek balıklarının tersine batmayı önlemek için enerji harcamazlar.
Sayfa 111Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.